Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1970 yılında Karadeniz Ereğli’de doğdum. İlköğrenimimi İhsan Yılmaz İlkokulunda, ortaöğrenimimi Atatürk Ortaokulunda, liseyi ise Karadeniz Ereğli Lisesinde tamamladım. 1989 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Oyunculuğu Bölümü’ne girdim ve 1993 yılında mezun oldum . Aynı yıl Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladım. 1997 yılında yüksek lisansımı tamamladım ve üniversitedeki görevimden ayrıldım. Yine 1997 yılında Devlet Tiyatrosu’nda oyuncu olarak göreve başladım . 8 yıl Konya Devlet Tiyatrosu’nda çalıştıktan sonra 2005 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu’na tayin oldum. Tamirci¸ Keşanlı Ali Destanı, Rumuz Goncagül, Bürokratlar, Kaçsam Bırakıp, Atinalı Timon , Türkmen Düğünü, Yerma, Elele, Kayıplar, Eşik, Venedik Taciri, Teneke, Kuğunun Şarkısı “ Bir Evlenme Teklifi” gibi birçok oyunda oynadım. Kuğunun Şarkısı “ Bir Evlenme Teklifi” adlı oyunla 2013-2014 Baykal Saran “ En İyi Oyuncu” ödülüne layık görüldüm. “ Beni Affet” adlı dizide oynadım. Müjdat Gezen Sanat Merkezi, Sadri Alışık Kültür Merkezi gibi bir çok okulda oyunculuk dersleri verdim.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Ailem Ereğli’de yaşadığı için mutlaka her yaz geliyorum. Ama en son Kasım’da yani iki ay önce Ereğli’deydim. Ereğli’ de kentselleşme ve kültür sanatın doğru oranda ilerlemediğini düşünüyorum. Ereğli’nin nüfusu 50 bin civarlarındayken Erdemir Sineması’nın tıklım tıklım dolduğunu hatırlıyorum, konserleri, cumhuriyet balolarını, özel tiyatroları, devlet tiyatrolarını hatırlıyorum. Günümüz Ereğlisinde ise nüfus artışı ve kentselleşmeye rağmen kültür ve sanatın gerekli değeri göremediğini düşünüyorum.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
Ereğli’deki gün batımını, denize karşı çay içmeyi, fırıncı Asiye’nin çubuğunu¸ çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği Kadıtarlası’ndaki aile olduğumuz komşularımızı her daim özlüyorum.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Lise yıllarında her hafta sonu Erdemir Sineması’na gitmek bir ritüeldi. Sinema o kadar dolu olurdu ki bilet ayırttırırdık. 7. sıra, 3 ve 5. koltuk …Hala nerede sinemaya gidersem gideyim 7.sıra, 3 ve 5. koltukta kim oturuyor diye bakarım.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Çınaraltı, gün batımı, deniz, çilek, çocukluğum, gençliğim ve ailem. Üçü geçti ama içlerinden seçim yapamadım.
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Bu soruya genellikle sinemaya giderim, kitap okurum, spor yaparım gibi cevaplar verilir. Ama ben kitap okumayı, tiyatroya ya da sinemaya gitmeyi ve spor yapmayı boş zamanlarda yapılacak aktiviteler olarak görmüyorum. Tüm bunlar için zaman ayrılması gerektiğini, yaşamın içinde olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bundan dolayı ben bu soruya boş zamanımda dinlenirim diye cevap vereceğim.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Ben, varoluşumuzun bir nedeni olduğunu, gelirimiz ve olanaklarımız ne olursa olsun bir başkasının derdine derman olabileceğimizi, bir başkasına dokunabileceğimizi düşünüyorum. Kendimizin dışındaki insanların ve hayatların farkına varmamız gerektiğini düşünüyorum. Tüm bunlardan dolayı sosyal sorumluluk projeleri üretmek ya da bu projelere katılmak beni çok mutlu ediyor. Örneğin; internette ‘Kardeşini Seç’ diye bir site var. Burada başarılı ama durumu iyi olmayan çocuklar var. Bu siteden kendinize bir kardeş seçiyorsunuz ve eğitimine destek oluyorsunuz. Ben 10 yıl önce kendime ilkokula başlayacak bir kardeş seçtim şu an lise 2. sınıfa gidiyor. Onun başarısı beni tarifsiz mutlu ediyor. Dört yıl görme engelli çocuklarla çalıştım. Onlar için farkına varılmak o kadar önemli ki anlatmam mümkün değil. Demem o ki; çevremizdeki diğer insanların da farkına varalım ve harekete geçelim. Çünkü varoluşumuzun bir nedeni var.