Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Mehmet Ali Ürkmez. 1981 Kdz. Ereğli doğumluyum. Lise yıllarımdan beri bağlamayla iç içeydim. Üniversite eğitimimi Eskişehir’de Ekonomi bölümünü bitirerek tamamladım. Okul devam ederken Türk Halk Müziği topluluğunda da görev yaptım. 6 yıl kadar orada bulundum ve Türk Halk Bilimleri Araştırma Merkezinde 4 yıl görev yaptım. Askerden sonra derleme, beste ve güfte çalışmalarım oldu. Bir müddet İstanbul’da sanatçılara eşlik ettim; halen haftada iki gün İstanbul’da bulunmaktayım. Yürüttüğüm sanatsal projeler var. Çalıştığım stüdyolar var ve bu stüdyolarda bazı sanatçıların albümlerine bağlamamla eşlik ediyorum. Geçtiğimiz yıl iki tane albümün yönetmenliğini yaptım. 2017 yılı 20. sanat yılım olacak.
Peki Ereğli’nin tanıtımına da büyük katkısı olan ‘Sazdan adam’ grubu nasıl oluştu?
‘Sazdanadam’ hep aklımızda olan bir isimdi. Bir arkadaşım logosunu tasarladı. Türk Patent Enstitüsünden patentini aldık. Son 5 yıldır marka değeri oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu da başardık diye düşünüyorum. Ekibimizdeki arkadaşlar amatörler; ama yürek olarak profesyoneller. Sazı çalması zamanla gelişebilir; mükemmel çalması gerekmiyor. Ama içimizde adam olmayan barınamıyor. Karakterli bir grup olması için seçerek alıyoruz. Onların insanlıkları projelere de yansıyor. Ekiptekiler benim öğrencilerim olup; her biri değişik yaş ve meslek gruplarındandır. Bizim grubun diğerlerinden farkını biraz anlatayım: Normalde amatörce kendisi çalıp söyleyen müzisyenler var. Bir de profesyonel müzisyenler var; onlar da kendi dünyalarında klip albüm vs.koşturuyorlar. Fakat biz daha riskli ve daha zor işe kalkıştık. AMACIMIZ; AMATÖR ELEMANLARLA PROFESYONEL İŞ ÇIKARMAK… Müzikleri kendi oluşturduğumuz stüdyoda edit, mix vs yapıp; çekimlerini kendi yaptığımız görüntüleri montajlayıp klipler yapıyoruz ve bu klipler hatırı sayılır şekilde izlenmeler ve beğeniler alıyor.
Küçük çocuk, o amcanın teyzenin belki bir hayat felsefesinden tecrübesinden yararlanacak. Belki teyze o çocuğun gözündeki ışıktan bir hayat umudu alıyor stresinden uzaklaşıyor.
Biraz da ekibinizden bahseder misiniz?
Her yaştan insan var ekibimizde; bu birlikteliği güzel kılan da bu özellik. Benim annem yaşında teyze de var benim çocuğum olacak yaşta çocuk ta var. Ama ne oluyor; o gelen küçük çocuk, o amcanın teyzenin belki bir hayat felsefesinden tecrübesinden yararlanacak. Belki teyze o çocuğun gözündeki ışıktan bir hayat umudu alıyor stresinden uzaklaşıyor. Yani karşılıklı etkileşimle grup besleniyor, zenginleşiyor. Güzel bir şey ortaya çıkıyor. Madenci bir öğrencim var, daha sonra oğlu da kursa geldi. Bu adam 05:30’da kalkıyor Kandilliye madene gidiyor, 500 metre yer altı çalışıyor,orada 10 km yol yürüyor. Akşam kursa geldiği zaman tırnakları simsiyah oluyor gözleri sürmeli gibi. Bu adam oturuyor sanat yapmaya çalışıyor ve konsere çıktığı zaman yanındakine dönüp ‘Papyonum düzgün olmuş mu?’ diye soruyor. Yani madende çalışan bir adamın salonda 1500 kişiye konser vermek için o heyecanı yaşaması alkışlanacak bir şey…
Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz en çok ses getiren projeler hangileri?
Micheal Jackson’ın 5. ölüm yıl dönümünde kendisine ait bir eseri bağlama ile yorumlayıp İstanbul boğazında klip çektik ve bu kliple internette en çok izlenenler listesine girdik. 75 milyonluk Micheal Jackson Fun Club bu videoyu paylaştı. Ardından TRT’ye davet edildik, kültür ve sanat ağırlıklı bir programa konuk olduk ve hep 15’er dakika olarak 2 farklı konuk ağırlayan program, o bölümün tamamını bize ayırdı. Çanakkale Zaferinin 100. yılında bir klibimiz oldu. Denizin altında, gökyüzünde, yurt dışında, maden ocağında, karda vs çekimler oldu.100. yıl yoğunluğuna rağmen 28 tane haber kanalında yer aldık. BJK’nin 112. yılında 112 bağlama ile ‘Demba ba’ diye şarkı çalıp söyledik. Spor kanalları ve sosyal paylaşım sitelerinde oldukça ses getirdi. İstiklal Marşımızın 95. yılında işitme engelliler için işaret dilini de kullanarak bağlamalarla bir klip çektik ve bu klip Türkiye’de Milli Marşımızın, milli çalgımızla ciddi anlamda çalındığı ilk kliptir. Bizim çalgımız zannedilen çoğu çalgı özünde bizim değil. Mesela ud, Araplardan gelme, darbuka da öyle. Saz, Türklerin kopuz olarak adlandırdıkları ve yüzyıllar öncesinden gelen bir çalgı. Ayrıca görsele de önem verdik. Görev edindik, daha iyilerinin yapılması için kıvılcım olmak istedik. Geçtiğimiz yıl Barış Manço’nun ölüm yıldönümünde ona yol arkadaşlığı etmiş Kurtalan Ekspres grubuyla birlikte sahne aldık. Bu özel günde, o isimleri buraya getirmek çok zordu ama anlamlı bir gece oldu. 1500 kişiye oturarak bu konseri izleme fırsatı sağladık; hem de sinema parası kadar bir ücrete. Konserimizin ortasında, o gece ile hiç alakası olmamasına rağmen ‘Oturarak Voleybol Takımının’ videosuna yer verdik; izleyici olarak gelen 1500 kişiden bilmeyenler de bu sayede takımdan haberdar oldu. Sazdanadam grubu olarak; klip veya konser projesi gerçekleştirirken, Ereğli’nin tanıtımı için kültürel, doğal güzelliklere yer vermeye veya başarılı işler yapan kişilerle ortak işler çıkarmaya çalışıyoruz… Örneğin ‘Çanakkale’ klibinde Tarihi su kemerleri (Balı köyü), ‘demba ba’ klibinde Cehennemağzı Mağaraları’na yer verdik. Ayrıca Kdz. Bjk Taraftarlar Derneği ile de birlikte çalıştık. 4 yılda en kısası 2 dakika olmak üzere toplam 97 haber bültenine çıktık, pek çok ulusal gazetede hatırı sayılır şekilde yer aldık, internet ortamında arayınca 1,5 milyon sonuç karşınıza çıkıyor ve bunu Ereğli’de yaşayan insanlarla yaptık. Kiminle yaptık derseniz; evde bulaşık yıkayan teyzeyle,liseli çocukla, madenciyle, marangozla, avukatla gerçekleştirdik bunu. Kısacası müzikle hiç işi yokken yolumuzun kesiştiği bu insanlarla pek çok güzelliğe imza atık.
Sizi bu çalışmalarınızda en çok zorlayan konu ne oldu?
Son 5 yılda Ereğli için sanatsal anlamda bir şeyler yapan, üreten ve yaptığı işlerle Ereğli’nin adını bu denli geniş platformlarda söyletebilen ve hiçbir maddi destek ve sponsor kullanmadan bu işleri yapan bir grup olan ‘’Sazdanadam’’ın tek yakındığı şey projelere gelen acımasızca eleştiriler… M.Jackson ne alaka gayri ciddi gibi şeyler söylediler. Ama klipten 15 gün sonra yaz kursuna 97 tane 10-15 yaş arası çocuk geldi. Normalde o yaş aralığında bağlama kursu talebi yok denecek kadar azdır ama o zaman gelen çocuklardan Güzel Sanatlar Lisesine gidenler oldu. Birkaç yıl sonra Konservatuara gidecekler. Belki de müzik öğretmeni olacaklar. Çanakkale türküsünü denizin altında veya paraşütteyken çalmasaydık bu kadar kişi haberdar olmayacaktı. Yapılan işler sayesinde 5 yılda 700’e yakın kişi kurs talebinde bulundu. Burası ne Kırşehir ne Sivas, ne de Erzincan… Yani bağlama yöresi değil. 700 kişiden 7 nitelikli müzisyen çıksa Ereğli için kazanımdır diye düşünüyorum.
Yeni projeleriniz nelerdir?
Bu yıl LÖSEMİ hastalığı için kolları sıvadık ve farkındalık yaratmak için klip çalışmamız başladı. 2017 Ocak ayında sunacağız ve bu projenin çok ses getireceğine inanıyorum. Ayrıca çevre kirliliği ile ilgili bir projemiz daha olacak.
Bu yıl LÖSEMİ hastalığı için kolları sıvadık ve farkındalık yaratmak için klip çalışmamız başladı. 2017 Ocak ayında sunacağız ve bu projenin çok ses getireceğine inanıyorum.
Son olarak bir şey eklemek ister misiniz?
Herkesin bildiği saz çalan bir ağustos böceği vardı. Biz o formatı değiştirdik saz çalan karıncalar var Sazdanadam grubunda. Laf yerine iş üreten karıncalar… Bizim yapabildiğimiz bu kadar. Daha iyisini yapacak kişilerin yetişmesi için çabalıyoruz. Ama bu, konuşmakla değil çalışmakla oluyor; o yüzden daha çok yolumuz ve yapacak çok işimiz var. Ereğli halkına sevgi ve selamlarımı sunuyorum bağlama çalmak isteyen, bu işe heves eden, gönül veren herkesi bekliyoruz.