Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1979 yılında Ereğli’de doğdum. Ortaokulu Ereğli Anadolu Lisesi’nde, liseyi İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nde okudum. ODTÜ ve İTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümlerinde sırasıyla Lisans ve Yüksek Lisans yaptım. 4 sene Yeditepe Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünde asistan olarak çalıştıktan sonra 2007 yılında Bora Elektronik Yazılım firmasını kurdum. Halen bu firmada ar-ge mühendisi olarak çalışmaktayım. İstanbul’da yaşamaktayım. 6 yaşında bir kızım, 2 yaşında bir kedim var. Bedensel engelliler ile ilgili bir sivil toplum örgütünde aktif olmasa da gönüllü olarak görev almaktayım.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
En son Mayıs 2016 da Ereğli’ye geldim. Ereğli’ye girerken değişim hemen fark ediliyor. Yollar artık çok güzel, peş peşe 7-8 tane tünel beni şaşırttı. Tersane bölgesi oldukça gelişmiş. Sanayi de gelişmiş ancak böyle bir Demir-Çelik fabrikasına ev sahipliği yapan bir kent için hala çok zayıf. Lojmanlar yemyeşil ama eski havasını kaybetmiş. Bozhane ve Çınaraltı ise bıraktığımız gibi, huzurlu.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
Bu soruya anahtar kelimelerle cevap vermek istiyorum. Deniz, yeşil, dostluk, bütünlük, huzur, zenginlik, kültür, çilek, kalite. Ama en çok ne derseniz; dostluk derim. Ereğli bizim için kaliteli ve mutlu insanların olduğu bir ortamdı. Biraz izole bir yapısının olması ve Erdemir sanırım bunda rol oynuyor. Bu ortamda çok güzel dostluklar kurduk. Çoğu hala devam ediyor. Hayatımızdan onca kişi geçti, iyi ve kötü günler oldu ancak bu dostluklar hiç bozulmadı. Bu çok kıymetlidir.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız yada unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
lk defa Ereğli’de aşık oldum. Okuldan çıkar, Erdemir Sinemasının altındaki parkta otururduk. Vaktimiz varsa Kordonda yürür, Çınaraltı’nda otururduk. Tesadüfen ellerimiz bir araya gelse içimizde kelebekler uçuşurdu, yüzümüz renkten renge girerdi. Babasının iş yerinin önünden geçerken ben karşı kaldırımdan yürürdüm, geçince tekrar kavuşurduk. Şimdikiler gibi değildi yani. Bu Ereğli ile güzeldi.
Denizin üzerinde olmak bence hayata bir boyut daha ekler. Yelkenli, sandal, yat, katamaran veya şişme bot. Altımda ne olduğu önemsiz ben yeter ki denizin üzerinde olayım.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Erdemir, Çınaraltı, Askeriye plajı.
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Denizde olmak çocukluktan gelen bir tutku benim için. Yazın daha sıklıkla olmak üzere kışın bile denizde olmak çok hoşuma gider. Denizin üzerinde olmak bence hayata bir boyut daha ekler. Yelkenli, sandal, yat, katamaran veya şişme bot. Altımda ne olduğu önemsiz ben yeter ki denizin üzerinde olayım. Balık tutayım, gece yıldızları sayayım, sabah yüzümü denizde yıkayayım, karayolunun olmadığı koyları keşfedeyim. Bunun dışında antika arabalara karşı büyük bir tutkum var. 1956 – 1988 model arası ufak bir koleksiyonum var. Bu araçların kaporta, mekanik ve elektrik konusundaki tamir ve bakımlarını kendim yapıyorum.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Sırtımı bir ağaca dayayıp yüzümü güneşe çevirmek, uzanıp çimenlere bulutları seyretmek, gece yıldızları saymak, yuvarlanmak, oyun oynamak, özetle mutluluğu unutarak girilmiş, başı ve sonu belli olmayan bir aylaklık hali beni en çok mutlu eden şeydir.