1898’de Danimarka’da Denmark ismiyle 49,475 metre uzunluğunda ve 7,95 metre genişliğinde bir kurtarma gemisi olarak inşa edildim. Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda el koyduğu gemiler arasındaydım. 1915 yılında ismimi Alemdar olarak değiştirdiler ve Marmara Denizi ile Boğazlar çevresinde kurtarma hizmetleri yapmaya başladım. Kurtuluş Savaşı sürecinde küçük takalarla yapılan mühimmat nakliyesi için benim gibi bir gemiye ihtiyaç vardı. Ve beni ölümsüz yapan 7 kişilik kahraman mürettebatla o dönemde tanıştım; 2.Çarkçı Üsküdarlı Osman Efendi (Prof. Mümtaz Soysal’ın babası), 3. Çarkçı Trabzonlu Hikmet Efendi, Güverte lostromosu Üsküdarlı Ali Reis, Serdümen Trabzonlu Rıfat Reis, Rizeli Recep Kahya, Ateşçi Göreleli Yusuf ve Kamarot Erzincanlı Salih.
Karadeniz’de Kızılırmak ağzında Tiri Müjgan gemisini kurtarma görevimizi tamamlayıp İstanbul’a geri döndük ki; yedi kafadar denizci, gemiyi Karadeniz’e kaçırmaya karar verdikleri planlarını uygulamaya karar verdiler ve 23 Ocak 1337 (1921) gecesi gizlice Karadeniz’e açılarak benim Kurtuluş Savaşı maceramı da böylece başlatmış oldular. 8. Personel Kamarot Avram’ın planlarını bozacağını düşünüp onu kamaraya kilitlediler.
Çarkçı Osman Efendi’nin gözü hep boğaz tarafındaydı. Boğazdan çıkıp onları yakalamak isteyecek düşman donanmasını gözlemekteydi. Serdümen Recep Kahya’nın da gözleri ileride Ereğli Ölüce Feneri’nin ışıklarını gözlemekteydi. Ölüce Deniz Feneri kuvvetli bir fener olup 15 deniz mili mesafeden görülür. Zaten boğaz çıkışı ile Ereğli arası 100 mildi.
Çarkçı Osman Bey boğazdan çıktıktan (Ereğli rotasına girildikten) sonra Kamarot Avram’ın kamarasını açtı ve Milli Mücadeleye katılma yemini yaptırarak O’nu serbest bıraktı. Avram da Milli mücadeleye katılma şerefine personele kahvelerini verdi. Ereğli’ye varıldığında Avram, Kelime-i Şehadet getirip Müslüman olacaktı.
Ertesi sabah saat 08.00 sıralarında Kdz. Ereğli’ye vardık. Ereğli kraliçe şehirdir. Bu şehir binlerce yıldır denizci toplumların yaşadığı bilinen tarihi ile milattan 3.000 yıl öncelerine giden doğal bir liman kentidir. Batı rüzgarları dışındaki rüzgarlara karşı Baba burnu tarafından korunan Ereğli körfezinde, Antik çağlarda yapılmış o çağlara göre çok büyük bir mendirek de vardır. (Günümüzde doldurulmuş olup balıkçı barınağı olarak kullanılmaktadır.) Ereğli halkı denizcidir. Ereğli’de ALEMDAR’a katılacak denizci bulmak kolaydır. Ereğli, Kandilli kömür ocaklarının yükleme limanıdır. Ereğli’de ALEMDAR’a lazım olan yakıt bol miktarda vardır. Aynı zamanda düşman işgalinden çarpışarak kurtulan ilçelerimizin ilkidir. Bu sebeplerle Ereğli, sığınacağımız önemli bir limandı. Ereğli’de Ortaokul Müdürü Nimet Hoca yönetiminde kurulmuş ve faaliyet gösteren Müdafaa i Hukuk Teşkilatı vardı.
Bu şehir binlerce yıldır denizci toplumların yaşadığı bilinen tarihi ile milattan 3.000 yıl öncelerine giden doğal bir liman kentidir.
Bizi, sevinç gösterileri ve tebriklerle Ereğli halkı, Liman Reisi Nazmi Bey ve Ereğli’de bulunan Milis Müfrezelerinin komutanları İpsiz Recep ve Devrekli Muharrem karşıladı.
Tüm eksiklerimizi karşıladıktan sonra, Ereğli Liman Reisi Nazmi Bey, gemiye Ereğli’den katılacak olan 13 kahraman denizciyi seçip Alemdar’a tayfa olduklarını bildirmişti. Zaten bu yiğit adamların çoğu 1.Dünya savaşında denizde ve çeşitli cephelerde çarpışarak görev yaptıktan sonra ordumuzun dağılması ile terhis edilerek Ereğli’ye dönmüşler. Bu 13 kahraman denizcinin isimleri ise şöyledir;
1 – Ereğli Orhanlar mahallesi: Hasan CANVER
2 – Ereğli Orhanlar mahallesi : Yakup TOFTA
3 – Ereğli Orhanlar mahallesi: Fikri TOPATLI
4 – Ereğli Orhanlar mahallesi: Çırakların HİLMİ
5 – Ereğli Orhanlar mahallesi: Çekirge oğlu İSMAİL
6 – Ereğli Akarca mahallesi: Tefik TETİK
7 – Ereğli Kirmanlı mahallesi: İstanbullu REŞAT
8 – Ereğli Mürteza mahallesi: Hacı Yakup’un TAHSİN
9 – Ereğli Kozlu mahallesi: Tahsildar HASAN
10-Ereğli Merkezden: İstanbullu ÖMER
11-Ereğli Orta Köyden ŞABAN
12-Ereğli Ketenciler Köyünden TAHİR (Üsteğmen Ali DURSUN, Askeri Polis teşkilatı kadrolarından ALEMDAR’a katılmıştır.)
Tüm eksiklerimiz tamamlanınca, 27 Ocak gecesi Trabzon’a doğru yola çıktık ve çok fazla yol almamıştık ki; Ereğli’deki gayri Müslimlerin ve casusların haberdar ettiği Zonguldak’daki Fransız Karadeniz Komutanlığı; emrindeki C–27 gambotunu, bizi yakalamak üzere görevlendirmiş ve gambot Ölüce Feneri arkasında Değirmenağzı Mevki’inde pusuya yatıp tüm ışıklarını söndürerek beklemeye başlamış. Limandan çıkıp Ölüce Feneri’ni döndükten sonra Amasra rotasına girdiğimizde, tüm ışıklarını yakarak üzerimize gelerek megafonla yolumuzu kesip bizi durdurdular. Gemiye asker çıkartarak kumandayı ele alıp Zonguldak istikametine hareket ettirdiler. Zonguldak limanı dışında demirleterek arama tarama yapıp personelin mevcut silahlarını aldılar. Bu arada, yalnızca süvari ve çarkçıbaşı tabancalarını saklama imkânını bulmuşlardı. Fransız Yüzbaşı Tilli komutasında gemimize 4 asker çıkartılmış ve demir aldırılarak İstanbul istikametine hareket ettirilmişti. Peşimizde ise emniyet olarak C–27 gambot takılarak bizi takibe aldılar. Bu arada gemideki personel kurtuluş için planlarını yapmışlardı bile. Evvela aralarında kavga çıkartacaklar, Fransız askerleri onları ayırmaya gelince de askerlerin silahlarını alıp onları etkisiz hale getireceklerdi.
Ereğli’nin 10 mil açığında güvertede bizim gemiciler kavgaya tutuştular, fakat hiçbir Fransız bu kavgayı ayırmaya gelmedi. Bunun üzerine çarkçıbaşı kavgayı ayırdı ve kavga edenleri güya barıştırıp zaman geçirmeden ikinci planı uygulayarak horon oynamaya başladılar. Bu hareketleri Fransızları şaşırtmıştı. Biraz önce dövüşüyorlardı şimdi ise oynuyorlar diye düşündüler ama bu işten zevk aldıkları da yüzlerinden belliydi. Kemençenin kıvrak nağmeleri hoşlarına gitmişti. Daveti kabul ederek horona dahil oldular. Aradan birkaç saniye geçmemişti ki süvarinin çaldığı düdükle hareket başladı. 4 Fransız asker anında etkisiz hale getirilmiş, silahları alınmış elleri bağlanarak subay salonuna kapatılmıştı. Aynı anda Hasan CANVER ile Çarkçıbaşı Beykozlu Adil Bey Fransız yüzbaşıyı etkisiz hale getirip, harita odasına kilitlediler. Ani bir manevra ile gemimiz Ereğli’ye dümen kırdı ve tüm hızımızla ilerlemeye başladık. Bu harekete önce bir anlam veremeyen C-27’nin kaptanı kısa bir tereddütten sonra peşimize düşerek ikaz mahiyetinde top ateşi açtı. Fakat biz yolumuza devam edince çatışma başladı.
Bu sırada dümen başında ve açıkta olan serdümen Recep Kahya kalbinden vurularak şehit oldu. Kurtuluş Savaşının ilk ve tek deniz şehidini vermiştik. Yere düşerken dümeni bırakmadığı için gemi yön değiştiriyor, çarkçıbaşı Adil Bey duruma derhal müdahale ederek gemiyi tekrar düzeltiyor, bu istem dışı manevralar C-27’de bir anlık panik ve korku yaratıyordu.
Bu arada çatışmanın sesleri Ereğli’den duyulmuş ve çatışmamız gözle görülür hale gelmişti, bir milis müfrezesi derhal hareket ederek hastane altı siperlerinde mevziye girmişti. Bu arada Bozhane’den çıkan 5-6 sandal, çala kürek C-27’nin üzerine gidiyor ve ellerindeki silahlarla yaylım ateş açıyorlardı. C-27 iki ateş arasında kalmış ve karaya çok yaklaşmıştı. Tornistan ederek geri kaçmaya başladı. Sahilden epey uzaklaşıp ateş menzilinden çıkınca top ateşi açtı, bunlardan bir tanesi bacamıza, iki tanesi Devlet Hastanesi’ne isabet ederek hasar verdi. Fakat C-27 mağlup olmuştu, bir müddet açıkta bekledikten ve gözetleme yaptıktan sonra Zonguldak istikametine dümen kırıp gözden kayboldu.
Fransızlar esirlerini, silahlarını, beni ve tayfamızı geri istiyorlardı. Türklerin karşı talebi ise ALEMDAR ve onun kahraman mürettebatı geri verilemez, Fransız esirlerin ve silahların geri verilebilmesi ise ancak Fransızların Karadeniz’de dolaşan Türk Bayraklı gemilere dokunmayacağı, arama tarama ve kontrol yapmayacağı garantisini verirlerse mümkün olabileceği şeklinde idi.
Bu anlaşma, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk uluslararası anlaşması olmuştur ve 2 Şubat 1337 (1921) tarihinde Milli Kurtuluş Hükümeti’nin kabul edildiğinin bir göstergesidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu elde edilen bu başarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kazandığı zaferlerin temelini oluşturmuştur. Bu şekilde, Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve tek deniz savaşı Karadeniz Ereğli’de gerçekleşmiştir. Bu maceradan sonra; Pontus Çetecileri ile de çok önemli mücadeleler verdim. Deniz yoluyla kaçan birçok Pontus çetesini yakalayıp resmi makamlara teslim ettim.
ALEMDAR büyük zaferden sonra da 1924-1959 yılları arasında kurtarma işlerinde sürekli olarak çalıştı. Bu arada 1951 yılında İstanbul Haliç Tersanelerinde çok büyük bir bakım geçirdi. 1959 yılı sonlarına doğru hizmet dışı bırakılan ALEMDAR bir süre tanker dubası olarak kullanıldı. İki kez satılarak el değiştirdi ve 1982 yılında her geminin başına gelen Gazi Gemi Alemdar’ın da başına geldi.
Sökülmek üzere son kez satıldı, günümüze ondan yalnız bir deniz feneri ve birkaç fotoğrafı kaldı. Tabi bir de Gazi Gemi’nin kuşaktan kuşağa aktarılan hatıraları…
Bu hatıraları ebedileştirmek üzere Kdz. Ereğli’de 2004 yılında kurulan Gazi Alemdar’ı Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin çalışmaları ile başlayan projeyi gerçekleştirmek üzere; 28 ekim 2005’te geminin ilk kaynağı yapıldı. Eylül 2006’da projenin koordinatörlüğünü Karadeniz Bölge Komutanlığı üstlendi. Gemi inşa sektöründe bir ilk olmak üzere; Ereğli’deki dört büyük tersane olan Ereğli Gemi, Madenci, Ustamehmetoğlu ve Ustaoğlu tersaneleri tarafından dört ayrı blok halinde inşa edildi, denizden duba ile taşınıp bulunduğu yerde birleştirildi. Bu eserin mimarları dönemin Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk, dönemin Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç, tersane sahipleri, çalışanları, Erdemir ve Gazi Alemdar Derneğidir. Aslına uygun olarak inşa edilen Gazi Alemdar Gemisi 8 Ağustos 2008 tarihinde müze olarak hizmete açıldı. 2015 yılı ziyaretçi sayısı 120.000’dir ve yurt içi ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçi ağırlamaya devam ediyor.
Faydalanılan eserler ve Kaynaklar:
http://www.dho.edu.tr/docs/alemdar.pdf http://www.haberler.com/…etci-akini-4861678-haberi/
http://etarih.com/…mustafa-nail-ercivelek-1886-1965
www.kdzeregli.bel.tr www.hurriyet.com.tr ALEMDAR GELİYOR: Tahsin Aygün İSTİKLAL HARBİNDE BAHRİYEMİZ: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (2003) ÖL, ESİR OLMA – Kdz.Ereğli Belediyesi 8. Kültür Hizmeti : Muharip Nurettin Peker GAZİ ALEMDAR: Atılay Durmaz Demiroğlu FOTOĞRAFLAR: Gazi Alemdar Derneği Arşivi