Dergimizin meraklı teknoloji severleri için yepyeni haberleri topladığımız bu bölümünde, “ısınan” bir dünyanın olması gerekenden sıcak bir gününden sizlerleyim. Evet, haberleri merak ettiğinizi biliyorum ancak öncesinde bahsetmem gereken ufak ama çok önemli bir konu var: Hızlı iklim değişikliği ve büyük çöküş. Sıcaklığı 1880’den bu yana NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi)’ya göre 1.9°F(1°F=0,556°C) artış gösteren Dünya, yapılan ölçümlere göre her geçen gün ona karşı adeta bir istilacı gibi bilinçsiz davranan insanlar tarafından kendi yaşına kıyasla yakın bir gelecekte çöküşün eşiğine gelecek. Bu, günümüzde yaşadığımız adeta uyarıcı niteliğindeki afetlerle daha da görülebilir bir hal almış durumda ki şu sıralarda Dünya genelinde artan protestolar ve pozitif iklim kazanımına ilişkin yapılanmalarla bu olayın ciddiye alındığını fark etmek mümkün. Siz okuyucularımızdan da ricamız; yaşam alanınız, geleceğiniz için bu gidişatın farkına varın. Artık kritik bir seviyede olan değişimi minimize etmek için en basitinden pet şişe yerine yeniden doldurulabilir su torbaları alarak, israfınızı önleyerek yola çıkın. Sayfadaki siyah karekoddan bu konuda size en basit şekilde yol gösterecek birkaç adımı izleyerek dev yaşam alanınızı koruyabilirsiniz:)
Hazır bu kadar dünyamıza karşı sorumluluklarımızın öneminden bahsetmişken, yine bu konuda çalışıp yeni bir teknoloji ile gelen bir et firmasından bahsetmek istiyorum ilk başlığın altında, yanlış duymadınız bir “et” firması. Peki California çıkışlı bu et üreticisi ne yapmış, büyük bir değişime giderek teknolojiden yararlanıp etlerini etsiz yapmaya başlamış. Şu anda isterseniz Amerika’daki herhangi bir marketten veya manavdan köftelerini temin etmek mümkün. Teknolojinin yalnızca yeni bir yazılım veya elektronik ürün üretimiyle sınırlı kalmadığını buradan da anlayabilirsiniz. Herhangi bir alandaki insan kaynaklı geliştirmeye genel anlamda teknoloji diyebiliriz. Impossible Burgers’ın yaptığı da karbon ayak izini azaltmada en etkili yollardan olduğu bilinen az et tüketimini yeni bir geliştirme ile normal düzeye çıkarıp besin değerlerini korurken aynı anda zararını da engellemek. Yarım kilo kırmızı et hazırlanışında 19 bin litre su harcarken şimdi otçul etlerde bu harcama 2-3 litrelere kadar düşmüş durumda, doğaya saygı tüketicinin görmediği üretim kısmında saklı.
Sayfamızın ikinci konusu ise uzun süre önce de size bahsettiğim 1992’de Waltham, Massachusetts’te kurulan Boston Dynamics ve robotları. Tarih her ne kadar şaşırtıcı gelse de bu bilim insanlarının bunca yıldır üstünde çalıştığı robotları görünce anlıyorsunuz onca yıl harcanan emeği. Bu robotlardan biri olan Spot’un “yaşamı” ise şu günlerde diğerlerinden farklı bir yola sapıyor. Bu ay içinde satışına başlanması ile laboratuvarlardan çıkan spotlar, dünya genelinde petrol firmalarından güvenlik birimlerine kadar farklı çalışma yerlerine dağılmaya başlamış durumda. Onları bu kadar ünlü yapan ise hem ekstrem sıcaklıklarda çalışıp hem de eklentileri sayesinde farklı görevleri tamamlayabilmeleri. Son gelişmeler gösteriyor ki robotlarla alakalı istila-yardım ikilemi üzerine tartışmalar yeniden alevlenecek ancak Spot tarzı robotlar otonom olarak ölçüm yapabilseler de bunu yapmalarını sağlayan yazılımı insanların geliştirdiğine ve duygusal bir yetiye şu anlık sahip olmadıklarına bu aşamada dikkat çekmek istiyorum. Spot’u incelemek, hatta firmanız için satın almak isterseniz sayfadaki mavi karekodu okutmanız yeterli.
Geldik üçüncü haberimize. Bu haberde geçtiğimiz aylarda mobil cihaz piyasasında adeta yeni bir moda akımı yaratan katlanan ekranlardan değil ama ona uyum sağlayacak katlanan, bükülen, kırıştırılan ama ütüye ihtiyaç duymayan bataryalardan bahsedeceğim. Batarya teknolojisi ne yazık ki zor ilerleyen bir teknoloji çünkü geliştirilmesi esnasında çok fazla araştırma kolunun birlikte çalışması gerekiyor ve yeni materyallerin çoğu kez denenmesi mecburiyeti var. Bugünlerde ise bu konuda İsviçreli bir profesör olan Markus Niederberger ve Zürich Teknik Üniversitesindeki ekibi iddialı bir buluşla geliyor: FlexBatt. Xi Chen tarafından geliştirilen, pillerdeki lityum iyon hareket malzemesi olan elektrolitlerin yeni bir versiyonunu kullanan ekip geliştirdikleri gümüş kenarlıklar ile bükülme esnasında yaşanan problemleri önlüyor. Bu gelişme katlanan cihazlar kadar aynı hacme daha büyük kapasiteli pil sığdırmayı da sağlayacaktır. Bu nedenle 200-600km bandında gezen elektrikli araç menzillerinde de sıçrama yaşanacağı ihtimali var.
Bu gelişme ile de yazımı noktalıyor, baktığınız sayfanın karşısındaki kişiye keyifli ve gelişimli üç ay diliyorum. Bilinçle kalın.
Tuna Yılmaz