Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Eskipazar Karabük doğumluyum. 44 yaşındayım. Hemşireyim. 23 yıllık evliyim. 2 kızım var, büyük kızım İrem 20 yaşında Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 3. sınıfta okumakta iken küçük kızım Ceren 16 yaşında Muhittin Böcek Anadolu Lisesi 3.Sınıfa geçti. Eşim Tayfun ise Serbest Avukat olarak çalışmaktadır. İlkokulu Erdemir İlköğretim Okulu’nda, ortaokul ve liseyi ise Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi’nde okuyup; 1994 yılında mezun oldum. Kocaeli Üniversitesi Hemşirelik bölümünde 2 yıl okuduktan sonra Atatürk Üniversitesi’nde lisans tamamladım. 2011 yılında Sağlık yönetimi üzerinde yüksek lisans yaptım. Halen Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ nde Nefroloji Bilim Dalında Periton diyaliz ünitesinde sorumlu hemşire olarak görev yapmaktayım. Yaklaşık 23 yıldır hemşirelik mesleğimi icra ediyorum. Aynı zamanda Türk Sağlık Sen Antalya İl Başkanlığında yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmaktayım. Türk Hemşireler Derneği, Çocuk Cerrahisi Hemşirelik Derneği, Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği’ne üyeliklerim bulunmaktadır.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
05.05.2019 tarihinde KEALMED’ in düzenlemiş olduğu mezuniyet töreni için Ereğli’ ye geldim. Benim için 25 yıl olmuştu kendi okulumdan mezun olalı. En çok yollar, mahalleler değişmiş. Daha bir kalabalık olmuş. Çok fazla yapılaşma var. Özellikle Ereğli’ye gelirken Akçakoca’dan bu yana tüm sahile bakmayı severdim ama malesef tüneller yapılmış ve güzel manzaralar kaybolmuş bu beni çok şaşırttı.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
En çok sahil boyunu özlüyorum. Orada deniz, yosun, balık kokusu, mis gibi serinlik veren ulu çınar ağacı bana yeniden yeniden yaşam sevinci veriyor. Bana çocukluğumun geçtiği mutlu zamanları hatırlatıyor.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Ereğli ile hatırladığım veya unutmak istemediğim o kadar çok şey var ki. Ben genel olarak duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Ereğli denilince çocukluğum derim. Tabi ki oyun oynadığım sokakları, arkadaşlarımı, okulumu ve öğretmenlerimi özlüyorum. Biz üç kardeş idik. Mutlu bir aile içinde büyüdüm. Babam Demir Çelik fabrikasında çalışıyordu, annem ise ev hanımı idi. Şimdi bu aile daha da büyüdü ve genişledi. Biz üç kardeş ayrı ayrı yuva kurduk. Hepimiz çoluk çocuğa karıştık ve mutluyuz. Ama Ereğli denilince özellikle şöyle denize doğru bakınca hep aklıma çok güzel geçen o çocukluk hallerim geliyor.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Sahil boyu, Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi ve Demir Çelik Fabrikası.
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Boş zamanlarımda tarihi yerleri gezmeyi severim. Özellikle müzelerde tarihi eserleri incelemeyi çok severim. Yaşadığım il olan Antalya tarihi yönden çok zengin ve ben burayı ailemle gezmeyi seviyorum. Aynı zamanda bahçemde ve balkonumda çiçek yetiştirmeyi çok seviyorum. Hatta bu sene en güzel bahçe yarışmasında üçüncülük ödülüne lâyık görüldük. Bilimsel makale taramak ve takip etmek, mesleki alışkanlık olsa da hemşirelik alanında dünyadaki yenilikleri takip etmek çok hoşuma gidiyor. Söylediğim gibi PD ünitesinde çalışınca diyaliz olmakta olan çocukların bakımı ve onların sosyal hayatlarında bir nebze daha mutlu kılabilmek için sosyal etkinliklerde bulunuyoruz. Tüm diyalize giren hastalarımız böbrek bekliyorlar. Organ bağışı ile yeni canlara umut olunduğunu “Cana can katıldığını.” Sizin sayenizde bir kere de burada duyurmak istiyorum. Organ bağışında bulunmaktan korkmayın. Unutmayın bir gün size de gerekli olabilir.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Tüm sevdiklerimim mutlu, huzurlu ve sağlıklı olmaları beni mutlu eder. Çok şükür başka bir şeye gerek yok. Gerisi teferruat diye düşünüyorum. Bana buradan sesimi duyurmama vesile olan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Sevgi ve saygılarımla…