Ceren Atalı – Türkçe Öğretmeni TED Kdz.Ereğli Koleji Vakfı Özel Okulları
Gün içinde zamanın yetersizliğinden, işlerin yoğunluğundan şikayet edip dururuz. Kitap okuyamamayı da buna bağlarız: “zaman yetersizliği”ne… Tablet ve telefonlarımızda geçirdiğimiz zamanın ise farkına hiç varamayız. Çünkü eğlendiğimiz her türlü unsuru, yeni çağ teknolojisinin içerisinde bulabildiğimiz için orada zaman çok hızlı geçiyor. İşte günümüz çocuklarının da en büyük isteği, karşılarına gelen her türlü uyaranın aynı hızda olması. Bu yüzden kitap okurken kendi hızları da onlara çok yavaş geliyor. İstiyorlar ki sayfalar da çok hızlı okunup geçilsin. Bekledikleri hızı, kitabın sayfalarında bulamadıklarında ise okumaktan çok çabuk pes ediyorlar.
Birçok ebeveynden “ Çocuğum kitap okumak yerine bilgisayarın ve televizyonun karşısında vakit geçirmeyi tercih ediyor.” cümlesini duymuşuzdur. Sadece kendi toplumumuzda değil dünyanın birçok yerinde teknolojiye duyulan ilgi ile çocukların kitap okumaya ayırdıkları vaktin giderek azaldığını görmekteyiz. Bu yüzden birçok ülkede devlet kurumları, okumaya olan ilgiyi artırmak için çeşitli okuma kampanyaları başlatmıştır. Mesela Slovenya’da “Süt Kitapları” projesi kapsamında, süt kutularının üzerine basılan hikayeler ile bir bardak ılık süt ve uyku öncesinde okunan iyi bir hikaye çocukların uykusuna eşlik ediyor. Amaç; çocukların telefon, bilgisayar oyunları yerine kitap okumaya daha fazla ilgi duymasını artırmaktır.
Bir başka durum ise kitap okumaya ayrılan zamanın sürekli ileri bir zamana ötelenmesidir. Kitap okumayı çok seven bir çocuk bile sosyal medyada geçen sürenin, bilgisayar oyunlarında harcadığı zamanın farkında bile değildir. Kafasını kaldırdığında zamanın nasıl hızlı geçtiğini fark eder. Bu sebeple kitap okumaya ne enerjisi ne de zamanı kalır. Hayatımıza giren her çocuğa ister öğretmen ister ebeveyn olalım geleceğini şekillendirirken sadece akademik olarak değil çocuğun her alandaki gelişimini de önemsemeliyiz. Bir şeyi asla göz ardı etmemeliyiz. Bir çocuğa dört işlemi, yazı yazmayı her türlü öğretebiliriz. Ama çocuklara okumayı sevdirerek başka insanların kaleminden dökülen sözcüklerle kendini başka bir gözle görmeyi, kendi fikirlerini oluşturmayı, dinlediği sayısız cümlelerden kendi doğrusunu bulmayı, körü körüne yol almamayı, eleştirmeyi, empati kurmayı, sınırların ötesine geçebilmenin mümkün olduğunu ve o çizginin ötesinde ne olabileceğini zihninde dilediğince canlandırmasının mümkün olduğunu göstermeliyiz.
Peki nasıl?
Velilerimiz tarafından sıkça sorulan bir soru da “Kitap okumayı nasıl sevdirebilirim çocuğuma?”
“İster öğretmen ister ebeveyn olalım hayatımıza giren her çocuğa okuma sevgisini kazandırmak için yol gösterici role sahip olduğumuzu unutmamalıyız.”
Aile olarak üzerimize düşen en büyük görev kitap okuyarak çocuklarımıza “model” olmaktır. Aile bireylerinin ortak bir zaman belirleyip televizyon, telefon, tablet gibi her türlü uyarandan uzaklaşarak kitap okuma saatleri düzenlemesi, çocuğun kitap okuma isteğini artıracaktır. Çünkü onlara sadece “Kitap okumalısın!” demek bizim için etkili bir sonuç yaratmayacaktır. Onlarla okuyan, okuduklarını tartışan ebeveynler olmalıyız. Okunan kitaplar üzerine konuşmak, çocuğu daha fazla okumaya teşvik edecektir. Birlikte yapılan bu ortak aktivite; çocuklarımıza daha çekici gelecek, aynı zamanda aile ilişkileri de güçlendirecektir.
“Çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara masal okuyun. Eğer daha zeki olmalarını istiyorsanız onlara daha çok masal okuyun.” – Albert Einstein
Herkesin bildiğinin aksine kitap okuma alışkanlığımızın ilkokuldan itibaren oluşmaya başlamadığıdır. Erken yaşlarda, büyüklerinin anlattığı masallarla tanışan çocuğun kitap okuma sevgisi ileride de devam edecektir. Yatmadan önce ebeveynleri tarafından okunan masalların; çocukların dil , problem çözme ve kendini daha iyi ifade edebilme becerisinin gelişiminde önemli bir kaynak olduğunu unutmamalıyız.
“İstediği Kitabı Okuma/Seçme Özgürlüğü”
Çocuklarımızın okuyacakları kitapların konusunu da her zaman biz belirlememeli, okuyacakları kitapları kendilerinin seçmesine fırsat vermeliyiz. Okullarında öğretmenleri tarafından belirlenen kitaplar dışında kendi ilgi alanlarına yönelik kitapları okumalarına fırsat tanımalıyız. Çünkü her yaş grubunun ilgisini çeken kitaplar vardır. Bizler, onların yaş grubuna uygun kitapları araştırarak çocuklarımızı o kitaplara yönlendirebiliriz. İlgi duydukları alan futbol ise bir futbolcunun yaşam hikayesini temel alan veya kendi yaş grubunu konu alan kitap, çocuğun ilgisini çektiğinden okuması için büyük bir adım olacaktır. Ya da onlarla birlikte gittiğimiz bir kitap fuarında; kitap raflarının arasında dolaşırken kitabın kapaktaki resmine, adına bakarak kendi ilgilerine yönelik seçtikleri kitaplar da onların okuma isteğini artıracaktır.
“Her Yerde Kitap Okumak”
Kitap okumak her yerde yapılabilen eğlenceli aktivitedir.İster yolculukta ister okulda ister evimizde istersek açık bir alanda okumak için yanımıza kitap veya dergi alma alışkanlığı edinerek çocuklarımıza örnek olalım. Eğer kitapları yanımızda taşımak zor oluyor diyorsanız da taşıması kolay olan cep kitaplarını rahatlıkla yanımızda bulundurabiliriz. Ailece yapılan bu etkinlikler zamanla alışkanlık haline dönüşecek ve okumanın sonsuz keyfini, huzurunu yaşatacaktır çocuklarımıza.
“Okumak Sadece Kitapla Sınırlı mıdır?”
Okuma alışkanlığı sadece kitap ile sınırlı değildir. Süreli çocuk dergilerinin eğitim ve öğretim dışında günlük hayatta karşılaşılan problemleri çözme becerisi kazandırması, içerisinde bilmece, çocuk oyunları, hikaye ve masalların olması bakımından öğrenme sürecini keyifli bir hale getirmektedir. National Geographic Kids, Atlas Çocuk, Bilim Çocuk gibi süreli yayınlardan ilgisini çeken konular çocuğun okuma hevesini artacaktır.
“Kitap En Güzel Hediyedir.”
Her kitap çocuğa yeni bir pencere açar; hayal gücünü, yaratıcılığını zenginleştirir. Aynı kitabı okuyan her birey, kitabın içinde farklı bir hazine keşfeder. Bu yüzden çocuklarımıza aldığımız en güzel hediyedir “kitap”. Ona değerli olduğunu hissettiren kitap hediyeleri, çocuğunuzun okuma isteğini canlandıracaktır.
“Filme Çevrilen Kitaplar”
Kitaptan uyarlanarak çekilen filmlerin, çocukların okuma isteği üzerinde olumlu etkisi olduğunu ebeveynler olarak göz ardı etmemeliyiz. Çocukların Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi izlediği filmin kitabını aldığı, okuduğu görülmektedir. Böylece kitap hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya başlayacak, yazarın diğer kitablarını da heyecanla okuyacaktır.
“Kitaplar hayatımıza renk katar!”
Çocuklarımızın kitap okumalarını desteklemek amacıyla odalarında kütüphaneler kuralım. Bu sayede çocuk okuduğu kitapları daha çok sahiplenecek, kitap alma isteği artacaktır. Unutmamalıyız ki düşünen, düşündüren bireyler olabilmek için okumalıyız.
Herkese keyifli okumalar dilerim …