Rıfat İlhan Matematik Öğretmeni (TED Koleji)
Ömrünün yaklaşık kırk yılı okullarda geçmiş bir eğitimci olarak, “Nasıl bir okul?” ya da “Nasıl bir eğitim?” gibi sorulara ben de çoğu eğitimci gibi kafa yorarım zaman zaman. Bu sefer yazayım dedim, kendime sorduğum sorular ışığında, buyurun başlayalım…
R1 : Merhaba Hocam, tarih içerisinde eğitimin serüvenine baktığımızda her şey gibi eğitimin de çağlar boyunca sürekli değiştiğini, dönüştüğünü görüyoruz. Hatta aynı çağ içerisindeki toplumların uygulamaları da birbirinden ayrışabiliyor. Nedir bunun doğrusu?
R2 : İşte eğitimin kaosu burada, çok doğrulu bir yapı. Muhatabınız geniş kitleler ve siz doğrularınızı bireylerle buluşturmak istersiniz. Eğitim idealinizi tek tek tüm bireylerle buluşturabilirseniz, ne mutlu size, muvaffak olmuşsunuzdur.
R1 : Yani eğitimin bir ideali var ve bunu çocuklarla, gençlerle buluşturmak istiyor. Burayı anladım. Peki, okullar bunun için mi var?
R2 : Önce eğitimin idealini söyleyeyim size: Çocuğun yeteneklerini keşfedeceği ve geliştireceği koşulları oluşturmak. Eğitimin ideali budur. Bunu her çocuk için yapabilirseniz bunun adı “ideal eğitim” olur. Şimdi sorunuza geleyim: Eski Yunanca ’da “skhole” (school) felsefe ve ders yeri anlamına geliyormuş. Bizde okul; okumak anlamında. Her ikisi de ne güzel anlamlar değil mi? Felsefe, ders, okumak… Okullar, hayattaki en büyük yeteneği eğitmenlik olan öğretmenlerin, hayattaki en büyük yeteneklerini açığa çıkaracak öğrencileriyle buluştuğu adreslerdir aslında.
R1 : Konuya bir türlü giremedik galiba. Siz bir hayalden mi bahsediyorsunuz yoksa okullar gerçekten bu işlevi mi görüyorlar? (gülüşmeler)
R2 : Tabi ki bir hayal değil, bu gerçeğin kendisi olmalı. Okullar ne onlarca bilginin üst üste programlı derslerle verildiği yerlerdir ne de öğrencilerin sınavlarla “tasnif” edildiği yerler.
R1 : Programlı dersler ve sınavlar pek hoşunuza gitmiyor anlaşılan.
R2 : Eğitimin idealine ve insanın doğasına aykırı çünkü.
R1 : O zaman, nasıl ulaşılır bu ideale, diye sorsam?
R2 : Dönüşerek derim, hızlıca dönüşerek. Örneğin, merkezi sınavları, yarından tezi yok, tümden kaldırmanın yollarını bulmaya çalışırım. Ben matematik eğitmeniyim, matematikten öğrendiğim yegâne şey: Düşünerek, emek vererek, zaman ayırarak çözümünü bulamayacağımız hiçbir durum yoktur. Bunun da elbet bir yolu bulunur.
R1 : Sınavların, okulu ideallerinden uzaklaştırdığını mı düşünüyorsunuz?
R2 : Kesinlikle. Yıllardır süregelen bu alışkanlığın, sonuçları itibariyle, kimseye fayda sağlamadığı çok açık. Ayrıca sınav başarısı üzerine bir yapı kurgulamak çok insani de değil bence. Tüm çocuklardan çok sayıda soru çözerek öğrenmelerini derinleştirmelerini istemek bilimsel olmadığına göre neden onları abesle iştigal ettiriyoruz? Söyler misiniz, var mı bunun bir izahı? İdealimiz neydi: Onları yetenekleri ile buluşturmak. Sınavla kimi hangi yeteneği ile buluşturabildik Allah aşkına? Nedir peki bu ısrar? Tüm çocuklardan matematiği, fiziği, dili, müziği, resmi aynı şekilde öğretip aynı şekilde tepki vermelerini istemenin tek sonucu olabilir: Aynılaşan büyük büyük kalabalıklar. Çok korkunç. Günümüzde okulları “sınav fabrikası” olarak gören ve buradan uzaklaşmak isteyen toplumlar da yok değil. Artık doğru soruyu sormanın tam zamanı: Sınavsız okul mümkün müdür?
R1 : Peki Hocam, mümkün olduğunu varsayalım. Başarı, kariyer, karne, zil, program, izin, hedef, meslek, sıralama, yarış ne olacak tüm bunlar?
R2 : Bilmiyorum. Eğitimin paradigması değişecek. Belki yeni bir dil yeşerecek, renklenecek belki gri duvarlar. Yetenek öbekleri saracak koridorları, tüm mekânları. Fen okulları, sosyal bilimler, sanat okulları olmayacak orada. Aynı okulda müziğe, fiziğe, resme matematiğe, fene, doğaya tarihe, dile ilgi duyan yetenekler saracak sınıfları. Birbirlerinden öğrenecekler belki kim bilir. Dans ederken, müzik yaparken, basket oynarken aldığı hazzı neden bilim öğrenirken almasın, çok mu zor?
R1 : Çok güzel bir hayal, sizin deyiminizle eğitim ideali. Umarım geleceğin yaşayan okulları toplumlar için de bir yaşam biçimi olur. Ancak böyle bir ideal oluştururken bugünü kaçırmıyor muyuz? Bu gün için ne yapmak lazım sizce?
R2 : Gelecek tam da bugündür. Çocuklarımızın, gençlerimizin renkli dünyalarını besleyelim. Hayallerine ortak olalım, birlikte öğrenelim geri kalanı çok zor değil. Bir kere bu atmosfer oluşmaya görsün, her gün onları hayranlıkla yeniden keşfedeceğiz, tahayyül bile edemiyorum. İnanıyorum. Yeter ki tüm bunlar lafügüzaftan sayılmasın.