Kdz.Ereğli’de çok fazla duymadığımız güzellikler de oluyor. Geçmişi sadece birkaç seneye dayanan Çilek Eskrim Kulübü, gittiği her turnuvadan başarılarla dönüyor. Bundan daha önemlisi spor için gelen çocukları disiplinli, eğlenceli ve bütüncül bir eğitimin verildiği, sporcuların ve velilerin bir aile haline geldiği Çilek Eskrim’in kurucusu Antrenör Barış Bahadır’la görüştük.
Barış Hocam sizi kısaca tanımak isteriz.
Aslen Zonguldak’lıyım. Orada doğdum büyüdüm. Çelikel Lisesinde okudum. Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Spor Akademisi mezunuyum. Okuldan sonra Ereğli’ye yerleştik ve burada bir çok yerde çalıştım, ardından Türkiye Eskrim Federasyonunda masör olarak çalışmaya başladım. Daha sonra Eskrim’in Antrenörlük kısmına geçtim. Yaklaşık 4 yıldır da Çilek Eskrim olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bu büyük başarıları yakalayan Çilek Eskrim ne zaman, nasıl kuruldu?
Eskrim serüvenimiz dört yıl öncesine dayanıyor ama, 4 yıl önce bu kadar büyüyeceğimizi ve ilerleyebileceğimizi bilmiyorduk, bu biraz bizim de öngörümüz dışında gelişti. Rakiplerimiz İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerdeki sporcular. Eskrim büyük şehirlerde kalmış bir spordu ve biz bu yola çıkarken madalyalar kazanmak, şampiyon olmak gibi düşüncelerimiz yoktu. Amacımız çocuklarımızın özgüveninin artması, sınıfında bildiği soruya parmak kaldıramayan bir çocuğun bilmese bile parmak kaldırıp denemeyi öğrenmesi. Annesiz babasız bir yerlere seyahat edebilmesi, özgüveninin artması, kendi dertleriyle başa çıkabilmesi bizim için en önemlisiydi. Çocuklarımızın bu konularda gelişme sağlamasını istedik ilk başta. Ama gördük ki çalışıp üstüne kattıkça velilerin bakış açısıyla önemli olan madalya dediğimiz diğer şeyler de kendiliğinden geldi. Şunu belirtmek isterim ki biz burada sadece eskrim yapmıyoruz. Velilerle doğa yürüyüşleri, çocuklarla çadır kampları yapıyoruz. Yarışmalarda yendik yenildikten daha büyük bizim amacımız. Paylaşmayı, beraber üzülüp beraber sevinmeyi öğreniyorlar. Şehir dışı kampları yapıyoruz. Şu an bizim sporcularımızın ve onların sayesinde velilerimizin bu spor vesilesiyle diğer şehirlerden birçok arkadaşı oldu. Yakaladığımız sinerji ile birlikte çok güzel devam ediyoruz.
Milli Takımda yarışan sporcunuz var mı?
Bir yaş küçük olmalarına rağmen 3 sporcumuz bu sene ilk defa Milli Takımda yarışacak. Bunun sevincini yaşıyoruz. Tabi buraya gelene kadar çok fazla zorluk da yaşadık. Ama emeklerimizin karşılığını aldığımıza da mutlu olduk.
Milli Takıma girecek sporcularımızla kaç senedir çalışıyorsunuz?
Bir sporcumuzu Ecem Bale’den bulduk: Damla Demirkol. O çok yetenekli bir çocuk, daha başlayalı 1,5 yıl oldu ama katıldığı turnuvalarda sadece 1 madalya alamadı, geri kalanlarda hep madalya aldı. Onu yetenek olarak yakaladık. Diğer iki sporcumuzdan biri 5 yıldır, diğeri de 6 yıldır benimle beraber. Yalnız bu sporcular dışında alttan gelen jenerasyonumuz da iyi, sadece yaşlarını bekliyorlar. Yaşları gelince Turnuvalarda Zonguldak adına bir ilk yaşanmış olacak.
Kaç yaşından itibaren Kulübünüze sporcu alıyorsunuz?
İlkokul 1. sınıftan itibaren alıyoruz. Kılıçlarımızın bir ağırlığı var o yüzden kas gücü gerektiriyor, daha küçük yaşlarda başlayamıyoruz. Ama öncelikle kılıçlarla başlamıyoruz. Önce antrenmanlarda sporu tanıyorlar, sonra eskrimin tekniği başlıyor.
Sporcularınızda gördüğünüz olumlu değişimler var mı?
Bir sporcum var; hiç konuşmayan bir çocuktu ama bize geldikten sonra kendini çok güzel ifade etmeye başladı. Bu benim için altın madalyadan daha değerlidir. Bazı çocuk var evet gerçekten sportif anlamda yetenekli ama tekniği de aldığı zaman daha da ileri gidiyor. Ama burada başarı kıstası çocuk odaklıdır. Her çocuğun başarı odağı farklıdır, bizim amacımız da her çocukta başarıya ulaşmaktır. Dikkat, konsantrasyon çok gelişiyor. Disleksi olan bir çocuk var ama madalyayı kazanmış. Örneğin annesiz babasız Marmaris’e gidiyoruz, oradan Eskişehir’e toplu taşımayla geçiyoruz. Bizde herkes kendi işini kendi yapıyor. Böylece kendi başlarına yetebilmeyi öğreniyorlar. Çocukların özgüvenine çok katkı yapan bir sosyalleşme sağlıyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla aileler de bu işin içinde.
Öyle olursa başarı geliyor zaten. Ailelerle çok önemli bir şeyi paylaşıyoruz: Ortak noktamız çocuk… Ben taşın altına elimi koyuyorum, çocuk koyacak, veli koyacak. O heyecanı turnuvalarda velilerle beraber yaşadığımız için bunu birlikte hissetmek çok daha güzel sonuçlar ortaya çıkarıyor.
Çalışma takviminiz nasıl?
Haftada her biri 2 saat süren 4 antrenman yapıyoruz. Bunun haricinde ekstra iyi olan çocuklarla birebir çalışıyoruz.
Bu dönem programınız nasıl?
Eskişehir’deki maçtan geldik, bu ayın sonunda Alanya’da karşılaşmamız var. Aynı zamanda Ekim’in 10’undan sonra Sofya maçlarımız var. Programımız oldukça yoğun.
Eskrim sporu pahalı bir spor mu?
Öncelikle bize ilk gelen sporcularımıza malzeme aldırmıyoruz. Çocuk bunu sevecek mi, yapacak mı bilmiyoruz. Eğer frekansı bu spora uyarsa ilk önce maskesini aldırıyoruz. Bir süre sonra kılıcını aldırıyoruz. Yavaş yavaş ilerliyoruz ve müsabakaya gireceği zaman malzemeleri tamamlanmış oluyor. Ama tabii ki bunun müsabaka süreci, kıyafet süreci derken toplamda pahalı bir spor diyebiliriz.
Ereğli bölgesinde ya da Zonguldak’ta sizin bir hedefiniz var mı?
Adım adım ilerliyoruz. İlk amacımız Ereğli’de bu sporu sevdirmek ve yaygınlaştırmaktı. Bunu başardığımızı düşünüyorum. Artık eskrim deyince insanların kafasında bu nasıl bir spordur sorusu çok fazla yok. Bir basamak yukarısındaki amacımız Milli Takıma Ereğli’den sporcu yetiştirmekti. O da oldu. Şimdiki amacımız ise bunun sayısını artırmak. İnşallah yurtdışında madalya kazanan, ülkemizi başarıyla temsil eden çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Ailelerle beraber bu yetiştirdiğimiz ürünlerin meyvelerini artık görmek istiyoruz.
Kaç sporcunuz var?
Şu an bizim sporcumuz yaklaşık 35 civarı. Hepsi de Türkiye Federasyonundan lisanslılar.
Ereğli’de sizin dışınızda Eskrim sporu ile uğraşan antrenörler var mı?
Ben başladıktan sonra Gençlik Spor’a da bir antrenör geldi. Onlar da çalışıyorlar. Müsabakalarda da karşılaşıyoruz.
Sporcularınız okulları tarafından da destekleniyor mu?
Hayır, tamamen veli destekli geliyorlar. Buradaki çalışmalar, Federasyon müsabakalarına gidiş, malzeme alımı tamamen veli destekli olarak devam ediyor.
Çocuğunu Eskrim sporuna yönlendiren ailelerden biri olan Serhat Bilir’den de Çilek Eskrim ile ilgili görüşlerini almak isteriz.
Serhat Bilir: Ekin 13 yaşında. Bir dönem ayağı kırıkken fizik tedavi de görmesine rağmen bir yıl topallaması üzerine takip ettiğimiz Barış Hoca ile görüştük. Dördüncü, beşinci ayında Barış Hoca sayesinde kızlarda Zonguldak 3.sü oldu. 1. ve 2. de Çilek Eskrim’den çıktı. Türkiye Şampiyonasında Kızlarda takım halinde Türkiye ikincisi oldular. Bursa, İstanbul gibi büyük şehirlerde sayısız öğrenci ve sayısız destek var. Barış Hoca’nın kısıtlı imkanlarla hepsiyle başarılı bir şekilde mücadele ettiğini görüyoruz. Çilek Eskrim, gittiğimiz her yerde çok büyük ilgi görüyor. Bu bağlılığı gören başka şehirlerdeki sporcular bizim çocuklarla beraber kamplara gitmek istiyor. Bu kulübün Ereğli için büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum.
Kızınızın eskrim sporuna yönelmesinden sonra gözlemlediğiniz değişimler var mı?
Serhat Bey: Tabii ki; kendine güveni arttı, genelde Barış Hoca maçlara giderken Velilere hayır demiyor ama onları da çok istemiyor. Bu sayede kızımız kendi başının çaresine bakar hale geldi. Kıyafetlerini kendisi topluyor, yanında biz olmadan maçlara gidiyor, iletişimi, sosyalleşmesi arttı. İnanılmaz avantajı var bize. Bu 35 sporcu spor yapmakla kalmıyor. Burada yazın mutlaka 2 günlük hafta sonu kampları, bisiklet turları, doğa yürüyüşleri yapılıyor. Barış Hoca bunların hepsini ayarlıyor; çocukları yanına alıyor, çıkıyor. Yazın 3 ay boyunca burada yapılan antrenmanlarda mutlaka 1 saat okuma etkinliği var. Pizza günleri var. Kompozisyon yarışmaları yapıyorlar. Barış Hoca sayesinde bizim görmediğimiz etrafta çok yer de gördüler, doğayla iç içe kalmasını öğrendiler. Hatta bizim isteğimiz üzere biz velilere de organizasyonlar düzenliyor.
Barış Hocam son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Eskrim yüzleri güldürür diyoruz çünkü çocuklar burada sadece spor yapmıyor, çocuklar üniversiteye gittiğinde birçok anlamda ceplerinde artılarla gidiyorlar. Burada bilgi yarışmaları yapıyoruz, şimdi kompozisyon yarışması var. Yani antrenmanları bir tek eskrime sıkıştırmıyoruz, bu sporun içinde dünyayı barındırıyoruz. Sebebi de tamamen çocuklara bir tık daha fazlasını verebilmek.
Bu güzel sinerjiyi yakalamış olan Barış Bahadır ve Çilek Eskrim Sporcularına bizi gururlandıran başarılarının devamını diliyor, Kdz.Ereğlililer ve bölgemiz ileri gelenleri tarafından desteklenmelerini temenni ediyoruz.