Doç. Dr. Özlem Koray Cansungu – Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi
Her geçen gün ülkemizdeki eğitim sistemi üzerine pek çok tartışma yapılmaktadır. Bu tartışmaların odak noktası ise; sistemin aksayan yönlerinin oldukça fazla olması ve çözüm önerilerinin bir türlü hayata geçmemesidir. Sayın Bakanın (Milli Eğitim Bakanı-Prof. Dr. Ziya Selçuk) eğitimci bir akademisyen olması umut vericidir ancak değişimin en üstten, en alt kademelerdeki paydaşlara kadar birçok kişiyi ilgilendirdiği açıktır. Bu noktada ailelere de büyük görevler düşmektedir. Çünkü hangi kararlar alınırsa alınsın, eğitimin ilk başladığı yer aile ortamı ve ilk uygulayıcılar da anne babalardır. Aile, çocuğun ileride nasıl bir birey olacağını belirler. Çocuklar önce anne babaların davranışlarına göre şekillenir. Bu ise genellikle öğretmenlere ve eğitim sistemine atfedilen sorumluluğun öncelikle ailede olduğu anlamına gelmektedir.
O halde çocuk yetiştirmede anne – baba ne yapmalıdır?
1- Çocuklarınız ile kaliteli zaman geçirin: Çocuklar onlarla kim ilgilenirse ilgilensin, öncelikle anne babalarıyla birlikte olmak isterler. Küçük yaştaki çocuklar her türlü ihtiyaçları için anne babalarına bağımlıdırlar ve onlarla daha çok zaman geçirmek isterler. Ancak çocukların yaşı büyüdükçe, süre olarak az da olsa kaliteli geçen her dakika onların çocukluk anıları için çok değerlidir ve ileride taşıyacakları kimlik bu anılardan olumlu şekilde etkilenir. Peki kaliteli zaman geçirmek adına neler yapılabilir? Çocuğunuzla evde ve açık alanlarda zaman geçirebileceğiniz etkinlikler planlayabilirsiniz. Örneğin, mutfak işleri yapmak, ufak tamiratlar yapmak, kır gezileri düzenlemek, spor ve egzersiz yapmak, birlikte kitap okumak, maket uçak ve takı tasarlamak gibi birlikte yapacağınız hobiler edinmek vb.
2- Çocuklarınızı teknolojinin zararlı etkilerinden koruyun: Çocuklar teknolojik araçlarla ne kadar zaman geçirirlerse teknolojinin olumsuz etkileri de o kadar artmaktadır. Dikkat eksikliği, duygusal bozukluklar, asosyal kişilik bozuklukları gibi durumlar bunlardan birkaçıdır. Bu noktada teknolojik araçların kullanımına kısıtlama getirmek en uygun çözümlerden biri olabilir. Örneğin hafta içi (süre olarak daha az ya da hiç) ve hafta sonu (biraz daha fazla) kullanım saatleri farklı olabilir. Ayrıca çocuğunuza teknolojinin zararlı etkileri ile ilgili bilgi verebilirsiniz. Böylece kendi otokontrol mekanizmasını kullanmayı da öğrenecektir.
3- Çocuklarınıza hobiler edindirmede yardımcı olun: Resim, müzik, bale gibi sanat alanlarında ya da basketbol, futbol gibi spor alanlarında pek çok kurs düzenlenmektedir. Çocuklarınızı bu kurslardan biri ya da birkaçına yönlendirebilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken nokta; çocuğun kursa kısa süreli gitmesine ya da aynı anda çok sayıda kursa gitmesine izin vermemektir. Bir kursa kısa süreli gitmek ve bırakmak, daha sonra bir diğerine başlamak çocukta hobi geliştirmek yerine motivasyon kaybına neden olur. Aynı anda pek çok kursa gitmek ise, okuldan dolayı hâlihazırda çok fazla zamanı olmayan çocuğun aileyle geçireceği paylaşımları engeller. Ayrıca eğitmenlerin kurs verdikleri konuda kendi alanlarının uzmanı olmasına da çok dikkat edilmelidir.
4- Çocuklarınıza sorumluluk bilinci aşılayın: Sorumluluk bilinci aşılamak için çocuğun yaşına göre çok basit yöntemler deneyebilirsiniz. Örneğin; eşyalarını toplamada, evcil hayvan ve bitki bakımında, taşıyabileceği kadar çöp torbasını (evde biriken çöpler) çöp konteynırına atmada, market poşetlerini taşımada, sofra düzenlemede, vb. yardım etmelerini isteyebilirsiniz. Buradaki önemli nokta; hangi konuda yardım istediyseniz belirli aralıklarla aynı yardımı beklemeniz ve daha sonra uygun yaşa geldiğinde tam olarak yerine getirmesini istediğiniz görevler (evcil hayvanın bakımını tam olarak üstlenmesi, odasının temizliğinden tamamen kendisinin sorumlu olması vb) vermenizdir.
5- Çocuğunuzun sahici özgüvenli olmasını sağlayın: Sorumluluk bilinci gelişmiş olan çocuğun özgüveni de gelişir. Özgüvenli çocuk “Ben bu işin üstesinden gelebilirim” fikrini taşır ki, bu hayattaki başarının sırrıdır. Ancak sorumluluk olmadan kazanılan ve özgüven zannedilen duygu, çocukta olumlu etkiler yaratmaktan çok, hayal kırıklıklarına neden olmaktadır. Örneğin; ebeveyn olarak, küçük bir işin bile üstesinden gelemeden ya da sorumluluğunu yerine getirmeden, çocuğunuza “sen harikasın”, “çok zekisin”, tarzında geribildirimler vermek, ileride onun, hayatın getirdiği sorumlulukları taşıyamamasına ve başarısızlıklar yaşamasına yol açabilir.
6- Çocuğunuzun her yaptığını değil, doğru olan davranışlarını onaylayın: Çocukların prens ya da prenses gibi yetiştirilmesi, yaptıkları her şeyin doğru olduğu algısını onlarda oluşturabilir. Bu yüzden hataların onların eğitimi için son derece önemli olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun yaptığı hataların bilincinde olarak, aynı hataları tekrar etmemeye çalışması, bir şeyler öğrendiğinin göstergesidir. Ayrıca gelişiminin her evresinde başka hatalar yapabileceği göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla doğru yaptıkları onaylanır ve hataları ile yüzleşmesi sağlanırsa kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenirler. Üstelik bu süreç boyunca onlarla iletişimi kaybetmemek daha büyük hatalardan korunmaları için önemlidir.
7- Çocuklarınızı yetiştirirken rekabet ve mükemmelliğe çok vurgu yapmayın: Rekabet insanın doğasında bulunan bir duygudur. İçsel olarak çocuk her şekilde kendini diğer çocuklarla kıyaslar. Ancak anne babalar tarafından bu kıyaslama abartılırsa ve çocuğa en mükemmele ulaşma hedefi konursa, ileride yaşanacak psikolojik sorunların temeli atılmış olur. Çünkü her çocuğun kişilik yapısı ve yetenekleri kendine özeldir ve bu nedenle “biricik” olma özelliği taşır. Aşırı rekabet ve mükemmellik algısı bu kendine özgülüğü sıradanlaştırabilir.
8- Çocuklarınız için ilk rol modeller olduğunuzu unutmayın: Çocukların rol modelleri öncelikle anne babalarıdır. Kendi cinsiyetlerine göre ya annelerine ya da babalarına benzemek isterler. Anne baba olarak öğüt vermek çocukların eğitimi için önemlidir ancak daha da önemli olan yapılan davranışlarla onlara model olmaktır. Bu noktada ebeveyn olarak her yaptığınız davranışın çocuk tarafından izlendiğini bilmenizde fayda vardır. Örneğin; kitap okumayı seviyorsanız ve yanlarında okuyorsanız sizin gibi olup onlarda kitaplarla ilgilenirler. Hasta ziyareti yapıyor ve bunun öneminden bahsediyorsanız onlarda ileride sizin gibi davranacaklardır.
9- Ve tabii ki çocuklarınızı sevin: Sevgi pek çok yolla gösterilebilir. Ama önemli olan içtenlik ve samimiyettir. Koşulsuz sevilen her çocuk bünyesinde barındırdığı güzellikleri mutlaka ortaya çıkaracak, topluma faydalı bir insan olarak yetişecektir.