Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1984 Temmuz ayında Karadeniz Ereğli’de doğdum. İlkokulu Karadeniz Ereğli TED Koleji, ortaokul ve liseyi Karadeniz Ereğli Anadolu Lisesi’nde tamamladım. 2002 senesinde üniversite için Ankara Hacettepe Beytepe kampüsüne taşınarak Ereğli’den ayrılmış oldum. O zamandan beri Ereğli’ye çokça geri dönme fırsatım olmadı. 2007 yılında Hacettepe Fen Fakültesi Kimya Bölümünden mezun olmamın hemen ardından İngilizcemi geliştirmek üzere Kanada’ya geldim. 2009 senesinde bir süreliğine Türkiye’ye dönerek, İstanbul’da İnterlab adında bir şirkette satış elemanı, daha sonra Bilim İlaç firmasında Kalite Kontrol Analisti olarak çalıştım. İstanbul heyecanı devam ederken, 2010 yılının ilk haftasında tekrar Kanada’ya geri döndüm ve Toronto’daki Sheridan College’da Kalite Güvence üzerine eğitime başladım. Okulum bittikten sonra, Toronto’ya ilk geldiğim yıllarda staj yaptığım gıda sektöründeki Kraft Foods firmasının Kalite Güvence bölümünde çalışmaya başladım. 2 sene sonra Cadbury Çikolata Fabrikası’nda aynı görevle çalışmaya devam ettim. Fen dalındaki eğitimim ve calışma deneyimimin ardından, 2014 yılında tekrar satış / pazarlamaya döndüm. Bu sefer sadece Toronto’ da değil, Ottawa, Vancouver, Thunder Bay vb…diğer başka bir sürü şehrin mahalle ve semtlerinde yaz kış demeden yürüyerek, kapı kapı dolaşarak ev sahiplerine klima, su arıtma sistemleri ve ev ısıtma ve soğutma sistemleri sattım. Hayatımda ilk defa komisyonun ne olduğunu öğrendim ve kendi takımımı kurma başarısını gösterdim. Aynı zamanda ne kadar sessiz biri olsam da, şirketteki en fazla satış yapan ilk üç lider arasında yerimi aldım. Ardından yeni bir ofis açmak üzere yeni bir şehre, şirketten iki kişi ile birlikte gidip ofis kurduk ve oradaki çalışan sayısını yirmiye çıkarttık. Bir buçuk sene kapı kapı dolaşıp, yorulurken ve kazanırken ne kadar keyifli vakit geçirmiş olsam da artık yorulduğumu fark edip, bu öğrendiklerimi ola ki ilerde kendi şirketimi kurarsam orada kullanabileceğim düşüncesi ile ve biraz da dinlenmek adına tekrar gıda sektörüne geri dönüş yapmaya karar verdim. Şu anda da gıda sektöründe bir şirkette, üretilen gıda ürünlerinin çeşitli ülkelerin piyasalarında yerini alması için ruhsatlandırılmasını yapıyorum.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
En son Ereğli’ye 2010 yılında annem, babam ve kardeşimle beraber gezmek için gelmiştim. Annemlerle diyorum, çünkü ben Ankara’da okurken, 2008 yılında Ereğli’den onlar da ayrılmışlardı. Uzun zamandır Ereğli’yi görmemiştik. Birçok şeyin çok hızlı bir şekilde değiştiğini farketmiştim, 2 senelik kısacık bir süre zarfında. Mesela en büyük değişiklikler Erdemir ve çevresinde idi. Bazı apartmanlar yıkılıyordu diye hatırlıyorum. Tüm çocukluğumun geçtiği sokakların, apartmanların bir anda değişime uğradığını görünce, eskiler nereye gidiyor diye epeyce üzülmüştüm ve etkilenmiştim. Şu anda başka ne gibi değişimler oldu tam olarak bilemiyorum, ama sanırım bisiklet pisti kaldırılmış, okullar değişmiş. Bisiklet Sevenler Derneği hala aktif mi bilmiyorum ama, babam ile bisiklete binmek ve beraber derneğin Aladağ bisiklet gezilerine katılmak hayatımın en unutulmaz ve en şahane gezileri olmuştur benim için.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
Saysam buradaki sayfalar yetmez. En çok Göztepe’de köfte yemeyi, Ereğli pidesini, çileğini, lojmanları (özellikle 52’leri), okulum Anadolu Lisesini, öğretmenleri ve arkadaşlarımı, Erdem Dershanesini (ikinci okulum diyorum), Çınar altında oturmayı, ama en çok da yazın her gününü doya doya geçirdiğimiz Askeriye Plajını ve gün batımını sahilde seyretmeyi çok özlüyorum.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Bütün çocukluk anılarım Ereğli’de. Her anım Ereğli’ye ait. Okula yürüyerek gidip gelirdim. Yağmuru da çok severim. Ereğli’ de sabahları yağan yağmur beni her zaman çok mutlu etmiştir. Bir sabah yine yürüyorum okula, yağmur yağıyor inceden, gökyüzü o kadar ilginç bir pembe rengine bürünmüştü ki; kendi kendime sakince ‘’bu anı unutma, bunun resmini yapmalısın’’ diyerek yol boyunca seyretmiştim ve ezberlemiştim. O zamanlar cep telefonu ve kameralar cebimizde yoktu tabi, anında fotoğraf çekmek de. Bazen rahatlamak istediğimde o gökyüzünü, o yağmur kokusunu ve 52’lerden Anadolu Lisesine doğru yürüdüğümü hatırlatırım kendime.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen ilk 3 şey?
Erdemir ve lojmanlar, Osmanlı Çileği, Askeriye Plajı
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Fotoğrafçılık, resim yapmak ve yoga yapmaktan hoşlanıyorum. Şu ana kadar olan birikim ve deneyimlerimle yapmak istediğim çok şey var. Daha çok yer gezip görmek ve fotoğrafta ilerlemek ve de yoga hocası olmak istiyorum. O yüzden boş zamanlarım bu ilgi alanlarımla dolu. Son zamanlarda mutfakta biraz daha fazla vakit geçirip daha iyi yemek yapmak ve menümü zenginleştirmeye çalışmaktan da baya hoşlanıyorum ama biraz yavaş ilerliyorum diyebilirim.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Ailemin ve sevdiklerimin sağlıklı ve mutlu olması. Ve Ereğli’de büyümüş olmak, çünkü beni ben yapan en önemli şeylerden bir tanesi.