Dergi 67300’ ün bu sayısında sizlere çok yakından tanıdığım, yaptığı çalışmalarla gurur duyduğum ve kendime çok yakın hissettiğim Sayın Atılay Durmaz Demiroğlu’nun biyografisini paylaşmak istedim. Kendisinin deyimi ile; “Ben Kasımın yirmisinde doğmuşum. Soğuk bir kış günüymüş 941 yılı Sabaha karşı almışlarda mahallenin ebesini evinden. Ben onun için mi nedendir? -sağlıkçıları çok severim.”
20 yılı aşkın bir süredir Kdz.Ereğli’de yaşamaktayım. Hasbelkader halk kültürü ve müziği ile bir yolculuğum vardır. Değer verdiğiniz insanlarla bir arada olmak en büyük mutluluktur. Hayatım boyunca kendi yaşıtlarımla bir arada olmayı başaramamış biri olsam da, meslek hayatım süresince toplumda saygın ve başarılı insanlarla birlikte üretmeyi amaç edinmişimdir. Bu süreçte ressam Osman Zeki Oral, edebiyatçı ve ressam Mehmet Ali Özbaşakçı, fotoğraf sanatçısı Cemil Baykal, yerel sanatçımız namıdiğer Beybaba Ertan Özdayı, başarılı heykeltıraş Yaman Civan gibi çok değerli dostlarım oldu. Hayata bakmayı, sorgulamayı, araştırmayı paylaşmayı ve mücadele etmeyi, tanımış olduğum bu insanlarla beraberce göğüslemeye çalıştım.
Atılay Durmaz Demiroğlu 1941 yılında, Zonguldak Üzülmez’de dünyaya geldi. Babası İsmail Demiroğlu EKİ kömür işletmelerinde denizci (makinist-çarkçı) ustasıdır. Annesi Meliha Fatma ise, Bartın Plevne göçmeni bir ailedendir. İlkokul birinci sınıfı Ereğli Alemdar İlkokulu’nda, ikinci sınıfı İstanbul Beşiktaş Akaretler İlkokulunda okumuş. Kendisi bu yüzden koyu bir Beşiktaşlı olduğunu ifade etmektedir.
Denizci bir babanın oğlu olan Atılay Durmaz Bey, Zonguldak Gazi İlkokulunda eğitimini tamamladıktan sonra, Mehmet Çelikel Lisesi Orta bölümüne devam etti. Babası gözlerinden rahatsızlık geçirdiğinden dolayı emekli oldu ve kendisi de bu sebeple Mehmet Çelikel Lisesine devam edemedi. Lise öğrenimini Zonguldak Erkek Sanat Enstitüsü Elektrik bölümünde tamamladı. Eğitimi sırasında Karabük Demir Çelik fabrikalarında çalıştı. 1958- 1959 döneminde Karabük Akşam Tekniker okulunda 1 yıl eğitim gördü. Okul yıllarında 1960 ihtilali olunca zorunlu yedek subay öğretmen olarak Kayseri Pınarbaşı Han köyünde 2 yıl öğretmen asker olarak çalıştı. Kurtuluş savaşına katılan Veli Çavuş’u orada tanıdı.(Veli Çavuş, Kurtuluş Savaşı esnasında Yunan Generali Trikopis’ i bizzat yakalayan asker) ‘İki destan’ adlı kitabında, askerlik yıllarında uzun kış geceleri Veli Çavuş’la gerçekleştirdiği sohbetlerini kaleme aldı.
“Ben Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi Han köyünden Veli Cırdı. Namı diyar Veli Çavuş. Bakmayın şimdi köşemde sakin durup , Sarma cigaramı tellendirdiğime. Bu köşede oturmak bana hak. Ben yaşımın yettiği bütün savaşlara katıldım. Osmanlının ve Mustafa Kemal’in. İşte bu İstiklâl Harbinden kalma, bir Yunan kurşununun izi. İyi bak göğsümden ne kurşunlar sekti benim. Soğuk ve ıslak, sefil karanlık gecelerinde Kafkasların, Önümden taburla cesetler geçti. Kör, topal , kolsuz insanlar Hastane yerine toprağa giden yaralılar.”
İki destan kitabından Veli Çavuş’un akıbeti Atılay Durmaz Demiroğlu askerlik dönüşü Karabük Demir Çelik fabrikalarında işe başladı. Kdz Ereğli Demir Çelik fabrikalarına ait elektrik transfer trafosunun yapımında görev aldı ve Kdz Ereğli Demir Çelik fabrikalarında çalışma teklifi alarak 1964 yılında 328 numarası ile işe başladı ve böylece Ereğli’ye yerleşti. Askerlik ve iş hayatı derken aile kurmanı zamanı geldi ve Ümran Hanımla tanıştı. 1965 yılı 3 Ekim’de nişan, 1966 yılı 3 Ekimde düğünleri oldu. Müstakbel eşi Ümran DEMİROĞLU 1967 Yılında Kdz Ereğli Kaymakamlığı Tahrirat kâtibi refiki olarak işe başladı ve Yazı işleri müdürü olarak görevini sürdürdü. Ümran ve Atılay Demiroğlu çiftinin 3 erkek çocuğu vardır. Her ikisi de, günlük gazeteleri takip eden meraklı ve duyarlı birer okuyucudur. Kültüre, sanata ve tarihe meraklı iki insan hayat boyu beraberce emek ve mücadele ederek mutlu bir yaşamı kurgulayabilmişlerdir. Askerlik dönüşü, Zonguldak Ereğli Kömür işletmeleri Elektrik Atölyesinde çalışmaya devam eden Atılay Durmaz Bey, insana ve doğaya olan sevgisini kaleme aldığı şiirlerle dile getirmeye başladı.
Sevgi toprağadır, bazen kuşadır. Kayalara, ormanlara sularadır. Sevilen daima güzel olur, sevginin en güzeli insanadır. Düşlenemez dalgasız bir deniz. Güzel olmaz sakin fırtınalar. Rüzgâr eğmeli ağacın dalını, insan hep güzel, düşüncemiz kadar. Sen güzel bir insandın sevdim seni, et değil, od değil, sendin istediğim. İnsan olmak zor zamanda gülmektir. Gül, gül ki gülmek, gönülden sevmektir.
Rüzgârın Valsi …şiir kitabından
60 ihtilali ve 80 li yılların askeri darbelerinin izlerini bizzat yaşamıştır. Atılay Durmaz Demiroğlu kendi yaşamındaki mağduriyetlere karşı direnmiş ve mücadele etmiş hümanist bir insandır. Meslek hayatı boyunca hep çalışmış ve üretmiş toplumda saygın bir yer edinmiş ve 1996 yılında Ereğli Demir Çelik fabrikasından emekli olmuştur.
1994 yılında Kdz Ereğli Sanat Kurumu Derneği ile ilgili (Kurucu başkanı Savaş Bükey, Mehmet Ali Özbaşakçı, Erdoğan Keskin, Maksude Çubukçu, Gülay-Suat Aykan, Yıldız Tanan, Cemil Baykal, Suat Önder, Mehmet İnce, Cihangir Amca, Ali Deliak, Naile Bingöl) gibi sanatla ilgili birçok insan bir araya gelerek kurucu üyeliğini yapmıştır. Sanat Kurumu Derneği Kdz Ereğli de; Resim, Fotoğraf, Müzik, Edebiyat, Şiir ve Tiyatro alanlarında; eğitim, etkinlik, gezi inceleme ve sergi vb. etkinlikleri bünyesinde bulunduran bir kurum olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Atılay Durmaz DEMİROĞLU Sanat Kurumu Derneği’nde 12 yıl başkanlık yaptığı dönemde Kdz Ereğli’de sanat, kültür ve tarih alanlarında ciddi ve nitelikli çalışmalarda bulunmuştur. Ve bizzat çalışmalarına aralıksız devam etmektedir. Ayrıca Kdz Ereğli Atatürkçü Düşünce Derneği ve Turkuaz Sanat Topluluğunun manevi kurucu üyesidir. Alemdar gemisinin yapımı esnasında konser, yemek vs. birçok etkinlik düzenleyerek bağışlar toplanmış ve bu mücadelede ismini yazamadığımız birçok insan gönüllü olarak emek vermiştir. (Nurdan Oğuz, Yasemin Madenci, Tufan Küllü, Esat Koç, Dernekler Masası memuru Günay Aydın ve daha birçok hayırsever)
Alemdar gemisi ana hatları ile meydana gelince geminin restorasyonu için Antika ve eski eşyalar gerekmekteydi. Koleksiyoncu ve eski antika eşya meraklısı Suat Önder, Alemdar gemisinin mutfak ve diğer bölümleri için gerekli olan tarihi dokuya uygun görülen eşya ve malzemeleri bağışlamıştır. Alemdar gemisi tarihi olayı sebebi ile her yıl 27 Ocak tarihinde resmi program dâhilinde kutlama programları düzenlenmektedir.
Atılay Durmaz Demiroğlu, tarihin şanlı sayfasında yer alan Alemdar gemisini Kdz Ereğli’ye ve tüm Türkiye’ye tanıtmak ve yaşatmanın onuruyla bahtiyar olmuş bir tarih emekçisidir. Bugün hala Alemdar gemisinin tam karşısında yer alan “Alemdar Gemisini Yaptırma ve Yaşatma Derneği” mekânında tarihimizin tanıtımı için çalışmakla meşguldür. Kendi kişisel el becerileri ile gemi maketleri, uçak maketleri yapmaktadır. Kdz Ereğli’ye özgü çilek maketleri, armalar ve bir dizi hediyelik eşya ve nostaljik objeler üretmekte ve Alemdar gemisinin nefer bekçiliğini gururla yapmaktadır. Kendisi emekli maaşından artırarak Müzik aletlerini biriktirmiş ve zengin bir koleksiyon elde etmiştir.
Atılay Durmaz Bey, yaşamda çalışkanlığı ilke edinmiş sempatik ve yardımsever bir insan. Hali hazırda yayına hazır olan ‘Alemdar Gemisi Tarihi’ kitabını yazmıştır. Hayat felsefesini ve amacını şu söylemi ile açıklamakta .“Karşımdaki insanlara hayatım boyunca hep sevgi ile bakmayı ilke edindim. İnsanları kırmamak için elimden gelen her şeyi yapmaya çalıştım. İnsanları severek yaşamak beni en çok mutlu etmiştir. İnsanları sevmeyen asla şiir yazamaz, şiir ancak içimde yaşadığım aşk ile yoğrularak duygu ve yazıya dökülebilir.”
ÜÇ TARAFIM
Bir çocuk tarafım var, biliyorum
Hep balonlar peşine, bisikletle takılmak istiyorum.
Turu vermek istiyorum bütün salıncakları,
Uzun saçlı kızların saçlarını çekiyorum.
Bir adam tarafım var biliyorum
Hep bir koltuğumda ekmek
Diğerlerinde iki karpuz istiyorum
Akşamları eve gelmek.
Allah ne verdiyse
Seninle paylaşmak istiyorum.
Bir de Âşık tarafım var, biliyorum
Kışlarda çiçek istiyorum,
Akşamları güneşin denizde batışına
Sonra, yıldızlara ve sana dalıp gidiyorum.
“Rüzgârın Valsi – şiir kitabı 1998”
Klasik Türk Sanat müziği severi ve dinleyicisi olan Atılay Durmaz Demiroğlu’nun yirmi yılı aşkın bir arşiv çalışması var. Sadece kulaktan dinleyerek dikte ettiği eserleri yazmaya çalışmış. TRT arşivi eline geçince de redaktelerini ve makamsal dizgilerini yapmış.
ESERLERİ
1998 yılında Atılay Durmaz DEMİROĞLU En çok beğendiği Sanat müziği eserleri şarkılarından 1998’de “Sanat Musikisinde Bin bir Güfte” isimli detaylı bir müzik kitabı yayınlamıştır. Kasım 1999’da “Rüzgârın Valsi” adlı ilk şiir kitabını yayınlamıştır. 1998 Ekim’de “İki Destan” adlı deneme yazısını yayınlamıştır. Yukarıda yazmış olduğum biyografi yazımda Sn Atılay Durmaz Demiroğlu’nun insan odaklı hümanist yaşamını kaleme almaya ve kendisi ile röportaj yaparak kronolojik bir sıralama düzeni oluşturmaya çalıştım. Bu zaman içerisinde Atılay Durmaz Demiroğlu’nun görünmez kahramanlardan olduğuna bizzat şahit oldum.
Topluma hizmet amacıyla yürütmüş olduğu mücadelede; resmi erkân, ticaret erbabı, sanayici ve iş adamları, üst düzeyde askeri rütbe sahibi insanlarla olan diyaloglarını kaleme almaya çalıştım. Yaşanmış olay içerisindeki yer alan şahıs ve tarihleri kendisinin verdiği bilgileri doğru ve tarafsız bir tutumla yazdım. Ne büyük bir mutluluktur ki;
“Koşulsuz ve karşılıksız yurtsever bir insan olarak, tarihin duvarına yazdığınız ve de çaktığınız o sağlam çiviyi hiçbir kimse yerinden sökemeyecektir.” “Sanat insan olabilmenin simgesi ve tek yoludur.”
Sn. Atılay Durmaz DEMİROĞLU’na ve saygıdeğer hayat arkadaşı Sn. ÜMRAN DEMİROĞLU’na Paylaşarak üreterek insanlığa sundukları sevgi ve her şey için sonsuz teşekkür ederim.
Cihangir BİLGİN 13.06.2018 Kdz Ereğli