Yazan: Cihangir Bilgin – Kdz. Ereğli’de Türkülerle Eski Zamana Yolculuk-1
Karadeniz’in kıyı kenti Kdz.Ereğli; doğal liman olması sebebi ile tarihin çok eski devirlerinden bu zamana, birçok medeniyetin uğrak yeri olmuştur. (Megaralılardan bu zamana; Frig, Kimmer, Lid, Asur, Med, Makedon, Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu, Osmanlı ve günümüz TC Cumhuriyeti) Yunan mitolojisinin kahramanı Herakles (Herkül) ’in yaşadığı, deniz ve ormanın kucaklaştığı, zengin tarihi ile kültür hazinesi bir kent olan Kdz.Ereğli, 27 Mayıs 1866 Bakanlar Kurulu kararı ile Kaymakamlığa devredilmiş bir beldemizdir. Önceleri küçük bir balıkçı kasabası iken; 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin ilk yassı çelik üreten fabrikasının yani Erdemir’in sanayisi ile gelişim göstermiştir. Kurtuluş Savaşı esnasında 18 Haziran 1920’de Alemdar gemisi ile tarihin sayfalarında yer almıştır. Kdz Ereğli, Osmanlı çileği yanında Anadolu’da kömürü ilk kez bulan Uzun Mehmet ile de özdeşleşmiştir.
Sn.Ertan Özdayı’nın verdiği bilgilere göre; Kdz.Ereğli’de müzikle ilgili ilk dernek, 1950 yılında kurulan ‘Musikî Derneği’dir. Derneğin kurucusu Rahmi Arslan’dır. Musikî derneğinin kurucuları arasında Hasan Kaynak, İbrahim Azak, Adnan Örecek bulunmaktadır. İlk kurulan Musiki Derneğinin bugünkü sahil askeri bölgesi civarında, Alemdar anıtının bulunduğu yerde olduğu bilinmektedir. Kdz.Ereğli halk kültürü mirası yönünden çok değerlidir. Türküleri, manileri, destanları, ağıtları ve yöresel ağızda söylenmiş ninnileriyle sözlü edebiyatımızın içinde yer almaya devam etmektedir. Şahsım adına halk türkülerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması amacıyla var olanı arşivlemek için bazı çalışmalarda bulundum.
Kdz Ereğli’de yaşamış insanlarla irtibat kurarak ve Ereğli geleneksel yapısı içerisinde yer alan türküleri derlemek, notaya alma, kayıtlar yapma ve sahnelemek adına emek veren herkes, kültürün korunmasında katkı sağlamıştır. 1950 yılları öncesinde TRT sanatçısı Sadi Yaver Ataman, Safranbolu’da öğretmenlik yaptığı süreçte Zonguldak havzasında derleme çalışmaları yapmıştır. Ereğli Musiki Cemiyeti bünyesinde Ereğli’ye özgü kültürel anlamda çalışmalar yapılarak türkülerin korunması yönünde bazı çalışmaların yapıldığını biliyoruz.
1973 yılında Kdz.Ereğli Halk Eğitimi Müdürü olan Rüştü Can, sanata olan ilgisini kurumsal olarak eğitim alanında ve sergilemek anlamında hizmet vermiş bir insan olarak Ereğlililerce hatırlanmaktadır. Halk Eğitim Merkezi bünyesinde oluşan topluluk ve koro çalışmalarında yer alan insanlar, müzik adına fedakârca emek sarf etmişlerdir. Kdz Ereğli’de Halk türküleri genelde; bağlama, cura, zilli maşa, def, darbuka, çifte, zurna, klarnet sazları eşliğinde icra edilirmiş. Klasik Türk Müziği sazlarından ud, keman, tambur icra eden üstatlar varmış. (İbrahim Azak (Udi Fatih Azak’ın babası), Ertan Özdayı, Metin Demirkaya (Sarmacı Metin), Erturan Akdeniz, Aydemir Fehmi Tetik, Orhan Kurt (Terzi), Erden Şenkaya (İcracı solist), Osman Pakbaş (Şık şık Osman), Yılmaz Özakın (Kaşık üstadı) Ayrıca 2000’li yıllardan bu zamana kadar Ereğli’de yaşayan ve dost sohbetlerinde bir araya gelerek Ereğli türkülerini icra eden, çalıp okuyan çok değerli insanlar tanıdım.
Ertan Özdayı, Ereğli Türkülerini elinde defi ile birçok platformda arkadaşları ile seslendirmiş ve hala da büyük bir hevesle kendi misyonunu sürdürmektedir. Geçmiş yıllarda Sn.Ertan Özdayı’nın katkıları ile Terzi Orhan, Sarmacı Metin gibi üstatların icralarını birebir kayıt altına alarak bir çalışma yaptık.
Sizlere bu yazıda, hüzünlü hikayesi ile gerçekten yaşanmış bir olaydan ortaya çıkan Bozhane Türküsü’nden bahsetmek isteriz:
“Zonguldak’ın küçük ve şirin balıkçı kasabası Ereğli’de aynı mahalleden iki genç, Kozlu’daki tanınmış ailelerden birinin kızına âşık olurlar. Bozhane’nin yakışıklı delikanlısı Nur Efe, Kozlu’daki yavuklusu ile gizli gizli buluşmaktadır. İki genç aşık, en kısa zamanda evlenip mutlu bir yuva kurma hayalindedir. Bozhane’nin varlıklı esnaflarından Hacı Ahmet’in Musa ise, bu izdivaçtan son derece rahatsızdır. Günden güne Nur Efe’yi kıskanmaktadır. Gizli sevda çeken Hacı Ahmet’in Musa, sevdiği kızın kendisine yar olmayacağını anlar, bunu içine sindiremez ve de Nur Efe’yi öldürmeye karar verir… Ve bir gün Nur Efe, Kozlu’dan tekneyle gizlice gelen sevdiği ile buluşur ve sevgilileri gören Hacı Ahmet’in Musa, polis ile anlaşarak Nur Efe’ye gözdağı vermek ister. Sevdiğinin yanından ayrılan Nur Efe; kardeşleri ile buluşmak üzere Bozhane’de bulunan kıraathaneye gider. Suçsuz yere polis tarafından karakola götürülen Nur Efe, haksız yere gördüğü kötü muameleye bir anlam veremez. Sonradan ise bunu Hacı Ahmet’in Musa’nın yaptırttığını anlar. Akşama doğru karakoldan bırakılan Nur Efe, kardeşlerinin yanına Bozhane’deki Rum meyhanesine gider. Nur Efe oracıkta bıçaklanır ve hayatını kaybeder.”
Yukarıda anlatılan olaylardan ötürü bu acı olayı yaşayanların yaktıkları ağıt ile Bozhane Türküsü söylenmiştir.
BOZHANE TÜRKÜSÜ
Bozhane’ den geçer iken yolumu beklediler,
Polis ile hayın komiser kolumu bağladılar
Üç kardeşiz bir arada; buldular,
Nur efe’yi kıraathane kapısında vurdularSelam da söylen ahbaplarım gozlu’daki yârime.
Kimseler çare bulamaz gönlümdeki yareme.Kaneri’ den çıktım da, çağlı çarşıya,
Ciğerlerim kurudu kan kusa kusa…0
Beni de vuran hacı Ahmed’in, Musa,
Mezarımı derin gazın dar olsun,
Etrafında lale sümbül bol olsun,
Ben ölürsem ahbaplarım sağ olsun
Kdz Ereğli’de türkülere sevdalı bir başka isim de Kalaycı Mehmet adıyla tanınan Mehmet KORKMAZ’dır. Kalaycı Mehmet, kendi bağlaması eşliğinde hem çalıp hem de seslendirerek, iki yüzünde ayrı ayrı iki türküyü okuyup eski zamanda revaçta olan bir plak çıkarmıştır. Okuduğu türküler ise “A benim Söm söm yavrum” ve “Irmağın üstünde geçit köprüsü” dür.
IRMAĞIN ÜSTÜNDE GEÇİT KÖPRÜSÜ
Irmağın üstünde geçit köprüsü
Ayrılanın dilinde sevda türküsü
Nazlı yârin başında naylon örtüsüAğlama sevdiğim, yine gelirim
Bin güzelin içinde seni bulurum
Karadır gözlerin benzer kömüre
Yârinden ayrılan küser ömüre
Koluma bağlasalar kalın demireKırarım demiri yine gelirim
Bin güzelin içinde seni bulurum
Yukarıda kaleme aldığım makalede, adı geçen ve hayatını kaybetmiş olan müzik emekçilerini saygı ve minnetle anıyorum. Cihangir BİLGİN 20 ŞUBAT 2018 Kaynakça Atılay Durmaz Demiroğlu arşiv belgeleri Ertan Özdayı fotoğraf arşivi Kdz.Ereğli Belediyesi arşiv