Türkiye’de heykellere şekil veren ilk kadın parmakları Sabiha Bengütaş’a ait. O Türkiye’nin ilk kadın heykeltraşı olarak tanınıyor. Atatürk, İsmet İnönü, Abdülhak Hamid, Ahmet Haşim, Bedia Muvahhit gibi tarihte iz bırakan pek çok kişi onun parmaklarında yoğurduğu çamurla abideleşti. 1904 yılında İstanbul’da doğan Sabiha Hanım, ilköğrenimi Eyüp Sultan Reşadiye Numune Mektebi’nde (bugünkü Eyüp Anadolu Lisesi) tamamladı. Babası Ziya Bey’in Şam’da görevlendirilmesi üzerine ailesiyle birlikte oraya gitti. Eğitiminin dört yılını Şam’da sürdürdü. Bu arada bir yıl da Fransız Katolik Mektebi’ne devam etti. Daha sonra İstanbul’a dönünce ailesiyle birlikte Büyükada’ya yerleşti. Sabiha Hanım burada Köprülü Fuat Paşa Okulu’ndan mezun oldu. Liseyi bitirmeden, 1920’de Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) resim bölümüne girdi. Bu sırada kendi kendine, antik bir büstü kopya etti. Eseri gören Heykel Şubesi Hocası İhsan Bey, bunu Sabiha Hanım’ın yaptığına inanamadı. Gerçeği öğrenince “Sen, evin temelini yapmadan çatıya çıkmışsın” diyerek takdirlerini bildirdi; onu yüreklendirdi. Sanayi-i Nefise Mektebi’nin Resim Şubesi’nde bir yıl çalıştıktan sonra bölüm değiştirerek, Heykel Şubesi’ndeki 3 erkek öğrenci arasına ilk kız öğrenci olarak katıldı.
Sabiha Hanım Sanayi-i Nefise Mekteb-i öğrencileri arasında açılan sınavda birinci olarak Prix de Rome’u kazandı ve yurtdışına gitme hakkını kazandı. Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nde Prof. Luppi atölyesinde öğrenim gördü. Daha sonra Taksim Meydanı’ndaki Cumhuriyet Anıtı’nı yapan ünlü İtalyan heykeltıraşı Pietro Canonica’nın asistanı oldu ve onunla birlikte İtalya’ya giderek 18 ay atölyesinde çalıştı. İtalya’da büyük deneyimler kazanan Sabiha Bengütaş mesleğinin doruğunda Şair Abdülhak Hâmid’in torunu Büyükelçi Şakir Emin Bengütaş ile evlenecek ve ondan sonra Sabiha Bengütaş olarak tanınacaktır. Eşinin diplomat olması nedeniyle birçok yabancı ülkede bulundu, mesleğini bu ülkelerde de sürdürdü ve sergiler açtı.
Saltanat’ın son yıllarında başlayan ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında gelenekleşen Galatasaray sergilerine, 1925’te ilk kez katılan kadınlar arasındaydı. Aynı sergide Türkiye’nin ikinci kadın heykeltıraşı Melek Ahmet Hanım’da katıldı. 1938 yılında Atatürk ve İnönü için açılan heykel yarışmasında birincilik aldı. Atatürk’ün büyük, üniformalı heykeli dünyanın en değerli mermerleri olan Carra mermerindendir ve günümüzde Çankaya Köşkü’nün bahçesinde bulunmaktadır. İnönü’nün heykeli ise Garp Cephesi Kumandanı giysisiyle, Mudanya Mütarekesi dönemini sembolize etmektedir ve Mudanya’dadır. Sabiha Bengütaş, eşi emekli olduktan sonra Ankara’ya yerleşti ve çalışmalarını ilerlemiş yaşında da sürdürdü. Hayvanlara karşı büyük sevgi besliyordu. Özellikle cins köpekler en sevimli dostları oldu. Ağabeyi ile kız kardeşi kendisinden önce ölen Sabiha Bengütaş, yalnızlığını gidermek için bir can yoldaşı buldu ve Nurol adında bir kızı evlat edindi. Onu evlendirerek yaşlılık dönemini huzur içerisinde geçirdi. Yıllar sonra verdiği bir röportajda heykele karşı duyduğu kuvvetli aşkı şöyle ifade edecekti: ‘Hayatımı bu mesleğe adamaya gelince, buna hiç düşünmeden ‘evet!’ derim. Çünkü yaşamımı çalışmakla zevkli bulurum.’
2 Ekim 1992 günü vefat eden Sabiha Ziya Bengütaş; yaratıcı olmanın yanı sıra, fiziki bir güç de gerektirdiği için “kadın” olmanın yapısına aykırı olarak görülen heykeltraşlığı layıkıyla yerine getirdiği için, kendisi gibi bu sanata gönül veren kadınların yoluna bir ışık olarak süzüldü.