Melih Can Tanrıkulu – Yaratıcı Drama Öğretmeni
“Bir grubu oluşturan üyelerin yaşama deneyimlerinden yola çıkarak, bir amacın, bir düşüncenin doğaçlama, rol oynama (rol alma) gibi tekniklerden yararlanarak canlandırılmasına Yaratıcı Drama denir.”
Yaratıcı drama eğitimi okul öncesi dönemde başlayıp yetişkinlik dönemini de kapsayan uzun ve keyifli bir süreç içerisinde yer alır. Her yaşta farklı uygulamalar ve etkinliklerle her bireyin hayatına renk katmasını ve kendini daha iyi görmesini sağlamaktadır. İşte bu yüzden bu eğitimin insanlar üzerindeki etkisi yadsınamaz. Bu derse katılmaya ne dersiniz?
Yaratıcı Dramanın Hayatımıza Katkıları ise şu şekildedir: Yaratıcılığın gelişmesini ve çok yönlü kullanılmasını sağlar, Hayal gücünü geliştirir ve aktif olarak kullanmamızı sağlar, Durağan olma yerine etkin ve katılımcı olmayı sağlar, Farklı özelliklere sahip kişilere saygı duyma becerilerini arttırır, Demokratik kişilik geliştirmeyi sağlar, Kendini kontrol etme becerisini arttırır, Problemleri çözerken farklı yollar olabileceğini görmeyi sağlar, Taklit etmek yerine kendi olma yolunu seçmeyi gösterir… Her kafadan bir ses çıkıyor bizden ise Yaratıcı Drama… Bu başlıkla anlatmak istediğim; kendini ifade etmenin mutluluğu, daha açık bir toplum, “İşte ben de buradayım!” diyen bireyler ve ben değil biz olabilmeyi başarabilmek, yaratıcı drama olabilmektir. Geleneksel metotların içinde kendine yer bulamayan bir alan, bir ders, bir provadır drama. Yaparak, yaşayarak öğrenmenin yanı sıra kendini görebilen, farkına varabilen ve kendiyle barışık bir topluma adım atmaktır drama. Grup çalışmasıyla daha da yaygınlaşan ve hayatın provasını yaptıran bir ders, bir anlayıştır drama. Her yaştan insana ulaşan, bir dil gibi konuşulan ve doğal olarak hayat bulan drama; insanı iletişimde aktif ve ayakta tutar.
Size Norveç’teki çocukların ne kadar mutlu, yaratıcı ve özgün olduklarını yazarak resmetmek isterim. 2014’te Oslo’da çalışma ziyareti kapsamında; okulöncesi dönemi öğrencilerine yönelik iki haftalık bir eğitimde gördüğüm; hayatlarını daha yaşanır hale getiren, hata yapmaktan korkmayan, düşüncelerini ifade ederken kaygı duymayan bireylerin yetiştiği idi. Yaratıcı drama ise bu yazılanların her bir karesinde aktif olarak rol aldı. Grup çalışması ve dinamizmle öğrenciler adeta bir gökkuşağı gibiydi. Bunun önemli bir sebebi de ailelerin çocukları ile etkili iletişimi, duyarlı oluşu ve çocuklara gösterdikleri saygı. Bunun payı yadsınamaz. Bunu Finlandiya, İsveç ve Danimarka’daki bir çok okulda öğretmenler ve aileler ile birlikte tecrübe ederek öğrenmenin mutluluğunu yaşadım.
Bir tavsiyem olacaksa eğer; önce kendi hayatınıza nefes aldırmak ve iyi hissetmekle başlayın, ardından çevrenize o ruh haliyle dokunabilir ve paylaşımda bulunabilirsiniz… İnanın çocuklar davranış geliştirirken rol model olarak sizleri kullanacaktır. Eğitimde Yaratıcı Drama Bilimsel çalışma disiplini olarak çok yeni bir alan olmasına karşın çağdaş insanın gereksinimini karşılamada ve yaratıcı birey yetiştirmede etkili olabilecek bir alandır. Eğitimde yaratıcı drama, yöntem (araç ) ve disiplin (amaç) niteliği ile sistemde etkin olarak yer almamakla birlikte kendisine aynı zamanda bir sanat, estetik eğitimi ve eğitimde etkili ve etkin bir yöntem olarak yer bulmaya çalışmaktadır.
Ömer Adıgüzel’e göre de 1980’li yıllar, Türkiye’de eğitimde yaratıcı drama alanındaki yeni bilimsel bakış ve araştırmaların yoğunlaştığı, eğitimde yaratıcı dramanın bir yöntem, başlı başına bir ders ve bir estetik eğitim alanı olarak sistemde yer aramaya başladığı dönem olarak anılmaya başlamıştır. Bu başlangıçta Prof. Dr. İnci San ile Tamer Levent’in drama adına buluşmaları ve birlikte üretim sürecine girmelerinin önemi büyüktür. Ve son olarak bana soracak olursanız; Neden bu meslek? Neden bu alan? Tek bir cümleyle açıklayabilirim sanırım: Kendimi keşfediyorum, her gün öğreniyorum, yenileniyorum!
Hayatın koşturmacası içinde göremediğimiz, duyamadığımız bir çok özelliğimizi Yaratıcı Dramada keşfetmek için hala çok geç değil! Kendimize adım atmadan başlayamayız … Denemek gerçekten hayatımız için kocaman bir şans.
Sevgiyle kalın, Çocuklarınıza , Hayatınıza dokunarak yaşayın.