Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Kdz.Ereğli doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Ereğli’de tamamladım. Lisede müzik yeteneğimi fark eden Müzik Öğretmenim sevgili Neslihan Evişen Hocamın yönlendirmesiyle Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’ nün yetenek sınavlarına girip derece ile kazandım. İyi derece ile mezun olup Yüksek Lisans yaptım. Sesimin güzelliği ile dikkat çektiğimden üniversitedeki Şan Hocalarımın teşvikiyle bir de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yarı zamanlı Şan bölümüne girip İstanbul Devlet Operası solist sanatçısı sayın Gül Sabar hocam ile şan teknikleri üzerine çalışmalar yaptım. Aynı zamanda Opera alanında bir duayen olan Devlet Sanatçısı Bas Rahmetli Ayhan Baran ve yine Devlet Operamızın değerli solist tenorlarından olan rahmetli Cemalettin Kurugüllü ile de özel olarak şarkıcılık teknikleri üzerine çalışmalar yaptım. Hepsinden çok özel bilgiler edindim ve sahne tecrübelerinden istifade ettim. Bu nedenle hepsine minnet borçluyum. Öğrencilik yıllarında başlayan sahne deneyimlerim 2007 yılında ATV kanalında yayınlanan sadece profesyonellerin yarıştığı bir program olan ‘Profesyonel’ isimli yarışmada birinci olmam ile ivme kazandı. Birincilik sonrası yurt içi ve yurt dışı birçok festival ve konserde sahne aldım. 2011 yılında ‘Davetsiz Misafir’ isimli albümümü ve 2015 yılında da ‘Zamanla’ isimli tekli (single) ımı Seyhan Müzik etiketiyle çıkardım. Şu sıralar birkaç ay içinde çıkarmayı planladığımız yeni bir albüm çalışması içindeyim. Bu arada konserler ve özel programlarım devam ediyor. Ayrıca 10 yıl üniversitede yaptığım müzik eğitimciliğime şu an Milli Eğitimde İstanbul Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi’nde devam ediyorum.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
En son geçtiğimiz Ramazan Bayramında Ereğli’ye geldim. Ereğli bence var olan potansiyelini iyi kullanamayan bir kent maalesef… Genç ve dinamik nüfusa sahip, sanayi olması dolayısıyla göç de alan bir kent, bunlarla alakalı sorunlar olduğunu görüyorum. Bir kere çok kalabalıklaşmış ve araba sayısı alarm verecek düzeye ulaşmış durumda. Bir kaç yıl önce sahile indiğimde rahatlıkla otopark bulabiliyorken artık bu, neredeyse imkansız hale gelmiş. İstanbul’da yaşadığımız kaosu burada da yaşadım maalesef ve tabi ki lise yıllarımdaki Ereğli’yi aradı gözlerim. Sanayi kenti olmasına rağmen işsizlik ciddi boyutta ve tüm Türkiye’de olduğu gibi köylerden merkeze inanılmaz bir göç var. Köylü tarım ve hayvancılık ile doyabilmiş olsa idi göç bu boyutta olmazdı. Bu kadar bereketli toprakları olan bir coğrafyada neden köylü üretip satamıyor da bırakıp kente göç ediyor? Bunların ciddi şekilde masaya yatırılması gerekiyor diye düşünüyorum. Ayrıca genç nüfusa yönelik, sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetlerin de son derece sınırlı olduğunu görebiliyorum. Bu noktada Belediyemize çok iş düşüyor. Tüm bunların dışında Ereğli sahili bence nefes aldığımız, denizin kokusunu doyasıya içimize çekebildiğimiz harika bir sahil… Ereğli’de kültür ve sanata çok değer veren ve bu konuda çalışmalar yapan dernek gibi kuruluşların sayısı da azımsanmayacak ölçüde. Ereğli çağdaş, modern bir kent; Ereğli insanı aydın, gelişmeye açık ve birbirine saygılıdır. Ereğli’de yerel halk ve dışarıdan gelip yerleşmiş olanlar hiçbir sorun yaşamadan birlikte yaşar, kimse diğerine kendi kültürünü değerini dayatmaz, güzel bir harman olmuştur kültürler.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Yarışmada birinci olduğum yıl Festivalde büyük sahnede binlerce kişiye verdiğim coşku dolu konseri asla unutamam. Ve tabii ilk sahneye çıkışım da Ereğli’dedir. Ereğli Lisesi yıl sonu şöleninde Akm’de sahneye çıkışımı unutmam mümkün değildir…
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Sahil, pide ve çilek
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Seyahat etmeyi çok severim, bavulum her an hazırdır. Öyle bir arkadaş çevrem var ki hepsi seyyah adeta:) Hep birlikte yurt içi ve yurt dışı seyahatler yapmaktan son derece keyif alırız. Tiyatro ve klasik müzik konserlerini kaçırmamaya çalışırım. Çok farklı türlerde kitap okumayı severim; aynı anda 3 kitap okuduğum oluyor bazen:)
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Hırslı biri değilim ama hayalini kurduğum şeylerin zamanla gerçeğe dönmesi beni çok mutlu eder. Sağlığıma şükrederim, dostlarıma ve aileme değer veririm, onların varlığı mutluluğumdur. Sahnede olmaktan çok mutlu olurum. Sahnedeyken beni dinleyenlerin mutluluğunu, hayranlığını hissetmek apayrı bir haz benim için. Zaten belki de bu iş başka türlü çekilmezdi. ‘Neden müzik yapıyorum?’ un yanıtı belki de bu… Sahnede mutlu olmak ve o mutluluğu dinleyenlerle paylaşmak.