En çok özlediğim şey sokakta yaptığımız mahalle maçlarıdır.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
14 Ocak 1981 yılında Ereğli’de dünyaya geldim. İlkokulu Nimet İlköğretim okulunda ve ortaokulu ATATÜRK ortaokulunda okuduktan sonra Ereğli Lisesinin Süper Lise bölümünde hazırlık sınıfına başladım. Bundan sonra İstanbul serüvenim başlamış oldu. İstanbul’a yerleşme sebebim 1990’lı yılların başında Erdemirspor’da başladığım futbol yaşantısıydı. İstanbul’a yerleşmemle birlikte okul hayatımı Özel Çavuşoğlu Kolejinde devam ettirdim.1997 yılında Galatasaray futbol takımının altyapısına transfer oldum. Bu dönemde genç milli takımda da oynadım. Liseyi bitirdikten sonra 1999 yılında Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Bölümü Futbol Uzmanlık Dalında okumaya başladım. 2006 yılında üniversiteden mezun oldum. Üniversitedeyken de futbol yaşantım devam etti. Yaklaşık 3 yıl Galatasaray’da o zamanki adıyla PAF (Profesyonelliğe Aday Futbolcu) takımında oynadıktan sonra istediğim hedeflere ulaşamayınca bu kulüpten ayrılarak profesyonel olarak İstanbul kulüplerinde devam ettim (Beylerbeyi, Yeniköy, Karadenizspor). Beylerbeyi’nde oynarken yaşadığım birkaç ciddi diz sakatlığı futbol kariyerimin belki de dönüm noktası oldu. Üniversiteden mezun olduğum yıl tam Ümraniyespor’la anlaşmışken futbolu bırakma kararı aldım. 2006 yılında antrenörlük kariyerime Fenerbahçe altyapısında başladım. 3 yıl çeşitli yaş gruplarında yardımcı antrenörlük görevi yaptım. 2009 yılının Nisan ayında askerilik nedeniyle ara verdiğim göreve 2009 yılının Eylül ayında Fenerbahçe Spor Kulübünde 13 yaş grubu teknik sorumlusu olarak başladım. 2011 yılının Mayıs ayında Fenerbahçe 15 yaş takımıyla belki de o zamana kadar altyapıda kazanılmamış bir başarıya imza attım ve Avrupa Şampiyonluğunu kazandık. 2006 – 2011 yılları arasında Fenerbahçe’ de çalıştığım bu süre içerisinde birçok kez şampiyonluklar yaşadım. 13 yaş takımı İstanbul Şampiyonluğu, 14 yaş takımı Türkiye Şampiyonluğu, 15 yaş takımı Türkiye Şampiyonluğu, Türkiye Nike Süper Kupa Şampiyonluğu, Avrupa Şampiyonluğu ve Dünya 5.’liği gibi başarılara imza attık. Daha sonra 16 yaş – 17 yaş Genç Milli Takım antrenörü ve U 21 (Ümit Milli) takım antrenörü olarak görev yaptım. Bu dönemde hayatımdaki en önemli ve doğru kararlardan birini alarak 2012 yılında Candan Terzioğlu ile evlendim. Türkiye Futbol Federasyonundaki görevimden ayrıldıktan sonra 2015-2016 sezonunda Teknik Direktör Bülent Korkmaz’la beraber Mersin İdman Yurdu Spor Kulübü Profesyonel Futbol Takımında yardımcı antrenör olarak kariyerime devam ettim. Halen de bu misyonu devam ettirmekteyim.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Ereğli’ye en son 2017 yılının mayıs ayında geldim. Aslında ilk göze çarpan değişiklik kalabalıklaşmış olması ve trafik sorunun başlaması. Bizim zamanımızda sokaklarda daha rahattık. Mahalle içlerinde oyunlar oynardık ama şimdi bakıyorum da bu durum ortadan kalkmış gibi görünüyor.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
En çok özlediğim şey sokakta yaptığımız mahalle maçlarıdır. Evde balkona çıktığım zaman ilk baktığım şey bizim duvarımızdaki çok güzel çizilmiş olan kaleydi. Hep o kaleye bakıp çocukluğuma dönerim. Ama şimdilerde o dönemde oynadığımız oyunların hiçbirini mahallede bulunan çocuklarda göremiyorum. Her yerde araçlar park etmiş vaziyette ve oynamak için alan yok!
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Bir gece Erdemir Ereğlispor altyapısında oynayan kuzenim Serkan Yalçın bizde kalmıştı. Sabah kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra o günkü antrenmana giderken ‘Sen de gelir misin?’ dedi. Bende biraz çekingen biraz heyecanlı bir şekilde neden olmasın dedim ve antrenmana gittik. Takımın antrenörü dönemin efsane ismi Campi hoca (Muzaffer Gülçe) beni antrenmana çıkardı ve o gün benim için yeni bir heyecanın ve hayatın başlangıcı olmuştu.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Ailem – Çilek – Erdemir Ereğlispor (şimdi kapandı maalesef)
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Kızımla bol bol oyun oynamak. Gerek canlı gerekse televizyondan yurt içi ve yurt dışında oynanan maçları takip etmek. Spor yapmak, kitap okumak, ve vakit bulursam FİFA ve FM (football manager) oynamak.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Kızım HANDAN dünyaya geldiğinde onu koklamak, içime çekmek bu hayatta şimdiye kadar yaşadığım en mutlu andı diyebilirim.