İlk defa 2005 yılında; bir Güzel Sanatlar Eğitim Kurumu tarafından düzenlenen ilk uluslararası piyano festivali olma özelliği taşıyan Uluslararası Pera Piyano Festivali bu sene de 08-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Ülkemizin farklı şehirlerinden ve tüm dünyadan müzik ile ilgilenen birçok sanatsever genci, müzik ve piyano konulu etkinlikler çerçevesinde bir araya getiren festivalde, “Katılımcı Dinleti – leri, Konserler, Ustalık sınıfları, Yarışmalar, Seminerler, Sempozyumlar’”dan oluşan programlar, Pera Güzel Sanatlar okulunun salonlarında gerçekleştiriliyor.
Bu festivale her yıl Kdz. Ereğli’den de pırıl pırıl öğrenciler katılıyor ve geleceğin çağdaş sanatçı adayları ile bir araya geliyor, sanatsal tecrübelerini paylaşıyor, müziğin evrenselliği aracılığıyla kardeşlik, dostluk, sanat sevgisi gibi olumlu duygu ve davranışları kazanıyorlar. Biz de Dergi 67300 olarak bu güzel etkinliği hem festivalin başındaki isimlerden biri olan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Bilgeman Şahin’den hem de katılımcı öğretmen ve öğrencilerden dinleyelim istedik.
Prof. Dr. Eser Bilgeman Şahin- İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Başkanı
Sayın Şahin, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında Piyano Anasanat Dalında Öğretim üyesiyim. Aynı kurumda 7 yıldır Piyano Anasanat Dalı Başkanlığı görevini de sürdürmekteyim.
Pera Piyano Festivalinin hayatınızdaki yeri nedir?
Bu sene 12.si düzenlenmiş olan Pera Piyano Festivali, piyano eğitimi almakta olan genç müzisyenlerimiz için büyük önem taşımaktadır. Genç piyanistlerimiz, enternasyonal düzeydeki bu festivalde sahne almaktadırlar. Yurt dışından da çok sayıda katılım olması festivali daha da önemli kılmaktadır. Festival kapsamında genç piyanistler konser verebildikleri gibi , yarışmaya da katılabilmektedirler. Ayrıca bu kapsamda düzenlenen sunumları, jüri üyelerinden pek çoğunun verdiği konserleri dinleyebilme, onların masterclasslarına katılabilme şansına da sahip olabilmektedirler. Piyanonun, müziğin hayatında önemli yeri olan başka genç müzisyenlerle tanışabilme, onlarla birlikte müzik dolu bir hafta geçirebilme olanağını da bulmaktadırlar. Ben de yıllardır bu festivale, yarışmaya öğrencilerimi gönderiyorum. 2 yıldır da yarışmada jüri üyeliği yapıyorum. Bu vesileyle pek çok yetenekli piyanist dinliyor, tanımış oluyorum. Masterclassıma gelen genç piyanistlerle çalışıp, onlara ilerledikleri yolda biraz daha ışık tutmaya çalışıyorum.
Bu yıl 12.si gerçekleşen Pera Piyano Festivali’nde bir hafta boyunca yurt içi ve yurt dışından yüzlerce genç piyanisti ve dünyaca ünlü müzik ustalarını ağırladınız. Size göre bu festivalin genç piyanistlere en büyük katkısı nedir?
Kanımca en önemli olarak, genç müzisyenlerin uluslararası platformda sahne almaları, özgüvenlerinin gelişmesi, konserleri ve yarışmayı dinleye – bilmeleri; yarışmaya katılanlar için ilave olarak dünyada önemli yeri olan jüri üyelerinin önünde performans sergilemeleri, onlarla masterclass yapabilmeleri olarak özetleyebilirim…
Bu festivalin dışında ülkenin her yerinden piyano konusunda genç yeteneklerin geldiği bu tarz bir organizasyon yapılıyor mu?
Benim bildiğim kadarıyla benzeri organizasyonlar başka şehirlerde de zaman zaman düzenleniyor. Örneğin geçtiğimiz sonbaharda Bursa’da Nilüfer Belediyesinin düzenlediği böyle bir festival ve yarışmanın ilki oldu. Bodrum’da Gümüşlük Festivali düzenleniyor. Antalya’da, Mersin’de, İzmir’de, Burdur’da ve bazı başka şehirlerde de benzerlerinin düzenlendiğini duyuyoruz. Dileğimiz bu tür festivallerin yurdumuzun her köşesine yayılması…
İstanbul dışında piyano festival ve etkinliklerin gerçekleşmesi konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
İstanbul dışındaki yerlerde de, yurdumuzun tüm şehirlerinde bu tür festivallerin, etkinliklerin düzenlenmesi bizim dileğimizdir. Yurt dışındaki piyano yarışmalarından da yurdumuzda yetişen genç piyanistlerimiz ödüllerle dönmekteler. Bu başarılar bizleri gururlandırmakta… Bu tür festivallerin artması ile yurdumuzun her köşesinde yaşayan genç müzisyenlerimiz için benzeri tecrübeleri yaşayabilme, seyahat etme imkanı olmayanları için de bu tür olanaklardan yararlanabilme imkanı tanınmış olacaktır. Ayrıca yurdumuzda yaşayan tüm insanlarımız için de çok önemli bir kültürel hizmet verilmiş olacaktır. Dilerim son yıllarda daha sıkça duymaya başladığımız bu tür festivaller, etkinlikler yurdumuzun her köşesine yayılabilsin… Ülkemizin kültür ve sanat hayatı için ve ayrıca genç müzisyenlerimize sağlanan olanaklar için son derece önem taşıyan bu konuya derginizde yer verdiğiniz ve bana da bu önemli konuyla ilgili söz hakkı tanımış olduğunuz için size yürekten teşekkür ederim.
Sedef Demir Sançar – Müzik Öğretmeni
Daha önce Pera Piyano Festivaline katılmış mıydınız?
Festivalle ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Öğrencilerimle Ereğli’de bulunduğum zamandan beri bu tarz festivallere katılmaktayız ama Pera ilk oldu bizim için. Festivalde öğrencim Elif Su Ereli; Georges Bizet’in Carmen Habanera adlı eserini sergiledi. Bu festivallerde öğrenciler akranlarının da neler yaptıklarını görüyorlar motivasyon için çok önemli. Bizim sahne tozu yutmak diye kullandığımız tabirle emeklerinin karşılığında özgüven kazandıklarını görüyoruz. Velilerin de dönütleri genelde bu yönde; çocuklarının sanat ortamında sosyalleştiklerini söylüyorlar. Çocuklar üzerinde benim gözlemlediğim en önemli şey bakış açılarının değişmesi. Sanatın toplumdan kopuk olmadığı ve bunu gerçekten hissedebilmeleri bütün organizasyonların sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
Rıdvan Türkekul- Tavan Arası Müzik Atölyesi
Pera Piyano Festivaline daha önce katılmış mıydınız? Bu festivalin size göre anlamı nedir?
Bu festivale 2. katılışımız. Pera Piyano Festivali yurdumuzda satın alınımı kolay ve uygun hale gelen digital piyanolarla beraber artışa geçen piyano çalmaya ilgisinin doğal bir sonucudur… Gerçekten de ülkemizde birebir piyano eğitimi artmış ve bu eğitimler sonucu doğan sergileme ihtiyacı da buna paralel olarak artmıştır. Her yerde donanım açısından yeterli, piyano dinletisi yapılmasını sağlayan akustik salonlar, piyanolar yoktur. Pera bu ihtiyacı görmüş ve çocuklara, gençlere, piyano öğretmenlerine bu ortamı kurmuş, hizmete açmıştır. Ama Pera’nın çabaları yeterli değildir. Pera örnek alınmalı her il, ilçe buna benzer piyano festivallerini kendi yapabilmelidir. Bu, Türk gençliğine bir hizmet olacaktır…
Sizce bu festivalin çocuklara katkısı nedir?
Bu organizasyonun genç piyanistler üstündeki etkisi çok pozitif olmuştur… Farklı bir ortamda, kuyruklu akustik bir piyano ile akustiği yeterli bir salonda performans sergileme şansı yakalayan gençler, kendilerine olan güvenlerini arttırmakta, heyecanını kontrol etmeyi denemekte, daha da önemlisi ülkenin değişik yerlerinden gelen, kendileri gibi piyanoya gönül vermiş yaşıtlarıyla tanışmakta, onları izleyerek yeni repertuvarlar keşfetmekte, kendisine önümüzdeki yıl için hedefler belirleyebilmektedir…
Tuğçe Demirsu Akın-Akın Müzik Atölyesi
Pera Piyano Festivali size ne ifade ediyor?
İlk kez katıldığım çok nezih bir festivaldi. Çalışanların güler yüzlü ve içten yaklaşımları, ayrıntıları atlamamış olmaları ve düzenliliği, keyifli bir festival günü geçirmemize sebep oldu.
Sizce bu organizasyonun genç piyanistler üzerindeki etkisi nedir?
Kaygıyı ve sahne heyecanını azaltmak için tanımadığımız insanlara çalmak her zaman faydalıdır. Festivallerin de böyle bir pratiği var. Öğrencilerimin festival notlarını okuduğumda hissettiğim “Heyecanlandım ama yine olsa yine yaparım” oldu. İyi hazırlanmış bir öğrenci için heyecan yalnızca tatlı tatlı hızlanmış kalp atışları aslında. Sonrası büyük bir keyif ve huzur. Bir eğitimci olarak ruhum yarışmalardan yana pek olmadı. Festivale katılan piyanistler de amatör olduğu için ortam daha naifti ve bu önemsediğim bir ayrıntı. Birçok şehirden öğrenciler oradaydı ve onları dinleme fırsatı bulduk. Böylelikle hem daha önce duymadıkları eserleri dinlediler. Öğrencilerimde fark ettiğim genel olarak sahne deneyimi arttıkça ve çokça izleyip dinledikçe eleştiriler yorumları daha çok artıyor. Öğretmenleri olarak en çok dikkat ettiğim “çalarken kaç hata yapmış değil; sahne duruşu, müzikalite… gibi ayrıntıları da düşünüp daha bütünsel bakabilmelerini sağlamak.” Festivaller güzeldir, seneye görüşmek üzere Pera 🙂 Biraz da Festivale katılan öğrencilerin bu deneyimleri ile ilgili düşüncelerini öğrenelim:
Yiğit Yılmaz: En çok sahneye çıkma anını sevdim. Çünkü çok heyecanlandım. Bir daha katılmak isterim ama bir sene sonra hemen değil:)
Arda Kerem Öztürk: Büyük bir topluluk önünde ilk defa kuyruklu piyano çalmanın heyecanını yaşadım. Arkadaşlarımın çaldıkları eserler beni çok etkiledi ve hırslandırdı. Her şey çok güzeldi.
İpek Dokuzoğlu: Pera piyano festivalinde en çok hoşuma giden şeyler; sahnede piyano çalmak ve benimle röportaj yapılması idi. Festivaline tekrar katılmayı çok isterim:)
Selin Su: Pera piyano festivalinde en çok hoşuma giden insanların önünde heyecanla kuyruklu piyanoda çalmaktı.
Zeynep Kayıkçı: Pera piyano festivaline katılmak ve orada sahneye çıkmak çok hoşuma gitti. O gün anneler günüydü… Ben de çalacağım şarkıyı anneme hediye ettiğimi söyledim.O an ve piyano çalarken çok heyecanlandım.
Elvin Duman: Piyano çalmak ve piyano dinlemek… En sevdiğim iki şey. Bunları festivalde sahneye çıkarak ve geleceğin piyanistlerini dinleyerek gerçekleştirmek beni çok mutlu etti. Ayrıca festivaldeki herkesin birbirlerine gülümseyerek bakması çok güzeldi. Anladım ki müzik benim gibi herkesi çok mutlu ediyor.
İpek Şahin: Pera müzik festivalinde piyanonun tuşlarına dokunurken çok mutluydum. İçinde bulunduğum ortam ve sahne beni çok etkilemişti. Okulumdan farklı olarak adını böyle festivallerle duyurmuş Pera güzel sanatlar lisesinde sahne almak benim için çok gurur vericiydi. Bunun gerçekleşmesinde emeği bulunan önce Utku Koleji Eğitim Kurumlarına ve bana katkısı sonsuz olan müzik öğretmenim Cansu Kınık’a ve aileme çok teşekkür ederim.
Kayra Lin Ovalı: Benim festivalde en çok hoşuma giden an; güzel bir ortamda kuyruklu piyanonun tuşlarına basabilmekti…O heyecanı yaşamak benim için güzel deneyimdi ve tabii ki bir daha bu güzel festivale katılmak isterim…
Doğa Sarcan: Sahnede piyano çaldığım an çok güzeldi…
Kaan Uçanok: Daha önce hep elektronik piyanolarda çalıştığım için Pera’da en çok hoşuma giden şey kuyruklu piyanoyu çalmaktı. Ayrıca sunucunun ismimi okuduğu an en heyecanlı anımdı. Şimdiden gelecek sene için çalmak istediğim esere çalışmaya başladım. Öykü Zeren Uslu: İnsanların sıcaklığı ve amaçları hoşuma gitti. Nesil Nehir Özçelik: Piyanoya başlangıç hedefim olan Pera Piyano Festivaline katılmak ve parçamı eksiksiz çalmak büyük bir mutluluktu. Sahneye ilk çağrıldığımda çok heyecanlandım. Piyano çalarken hem çok stresli hem de çok mutuydum. Bir sonraki festivalde çalacağım parçaları belirledim bile…