Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1976 yılında 30 Nisan günü Batı Karadeniz’in şirin sahil kasabası Kdz. Ereğli’mizde doğdum. TED Koleji İlköğretim okulu sonrasında Anadolu Lisesi’ni bitirerek devamında İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği’ ne geçiş yaptım. Lise ve üniversite döneminde eş zamanlı olarak öncelikle hobi kıvamında başlayıp, ardından şu anki mesleğime kadar uzanan belli iş kollarında tecrübe kazandım. İlk olarak Demokrat TV ve Radyo bünyesinde canlı olarak yayınlanan radyo ve televizyon programları gerçekleştirdim. Bunun yanı sıra çeşitli destinasyonları tanıyıp, arkadaşlıklarımızı pekiştiren birçok okul gezilerini hayata geçirdim. Ereğli’mizde halen keyifle hatırlanan sokak basketbolu organizasyonunu o zamanki imkanlar dahilinde üst düzey bir eğlence ve katılımla gerçekleştirip, bugünlere taşıdığımız birçok anı biriktirmiş olduk. Üniversite yıllarımda Türkiye’nin lider turizm firmalarından biri olan İrem Tur çatısı altında çalışmaya başladım. Nitekim Türkiye’nin kriz dönemlerinden birinde firmamızın iflas etmesi sonucunda 2002 yılında kendi işyerimi açmaya karar verdim. Halen Perfect Tur markası ile İstanbul bünyesinde kendi sektöründe söz sahibi birçok hizmet ortağı ile birlikte toplantı ve seyahat organizasyonları düzenleyeme devam ediyorum.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Mümkün oldukça Ereğli’mize gelmeye özen gösteriyorum. Ortalama her üç ayda bir ziyaret edip, minimum 2 gece konaklıyorum. En son Mayıs ayının ilk haftasında geldim. Özellikle araç ve insan sayısında inanılmaz bir artış olduğunu görüyorum. Ayrıca insan profilinin Türkiye genelinde olduğu gibi Ereğli’de de çok değiştiğine şaşırıyorum ve eski havasını koruyamadığımıza çok ama çok üzülüyorum. Belki göç dalgası belki de seçimsel tercihlerin yaşamımıza etkileri denebilir ancak kendini koruyabilmiş kasabaların varlığını gördükçe oralara daha çok imreniyorum.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
Sakinliğini, gerek bahar meyveleri gerekse dostluklar arasında halen yaşattığımız her anlamda tazeliğini… Gerçek Osmanlı çileği bahçelerini, her yanı ayrı bir renkli ve ahenkli akıp yaşayan Erdemir Lojmanlarını, sinemamızı, plajımızı ve kantinlerimizi eski Erdemir havasını ve yaşamını kısaca bildiğimiz özlediğimiz Erdemir’imizi arıyorum.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Televizyon programıma Ereğli’mizde konuk olan Ediz Hun ve bir arkadaşını çevreciliğe verdikleri katkıları konuşabilmek üzere davet ettim. Gönülden bir evet ile başlayan çok güzel bir program gerçekleştirdik. Gayet keyifle biten program sonrasında eve gittiğimde annemin sarılarak ağlamasına önce şaşırdım ardından duygu seline kapılarak ben de eşlik ettim. Meğerse gençlik yıllarının unutulmaz jönleri arasında yer alan yakışıklı, kibar beyefendisini oğlu ile aynı karede saatlerce izlemek anneme farkında olmadan verdiğim çok özel bir hediye olmuş.
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Anadolu Lisesi ve okul arkadaşlarım. Basketbol oynadığımız salon ve sokaklar. Eşsiz sahilimiz.
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Beni tanıyanların bileceği üzere araba kullanmayı çok severim. Bu vesile ile fırsat buldukça eşim ve oğlum ile yakın ve/veya uzak rotalar belirleyip keşifler yapmayı çok seviyorum. Bu arada güzel bir yemek için rotadan çıktığım veya uzattığım da çok olmuştur.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
En mutlu eden değil edenler var aslında. Öncelikle ailem başta olmak üzere hayatımın bir bölümünde dokunduğum ve halen birlikte olabildiğim tüm dostlarımın sağlıklı olduklarını duymak çok önemli. Yaş aldıkça yaşadığımız kötü tecrübeler arttıkça mutlu biten telefon görüşmeleri sonrasında yüzümdeki istemsiz oluşan tebessümü görmenizi isterim. Ayrıca eşim ve oğlumla biriktirdiğimiz her anı çok önemli. Gelişen teknoloji sayesinde her anı tekrar yaşarcasına yanınızda taşıyabiliyor olmak çok güzel. En son olarak işini aşkla yapan herkes gibi biten her bir seyahat ve organizasyon sonrasında yaşadığım mutluluk vazgeçilmez diyebilirim.