Esra Nur Üçkol Uzman Psikolog
İnsan hayatında her zaman başarılı ve mutlu olmayı ister. Fakat modern toplumunun getirdiği karmaşa içerisinde ihtiyacı olan başarı ve mutluluk için atması gereken adımların farkında olmayabilir. Günlük yaşam ritüelleri ve davranış repertuvarı belirli bir kalıba oturduktan sonra insan üzerinde çok düşünmeden yaşamına devam eder. Oysa ki kendi potansiyellerinin farkında olarak yaşamını dönüştürmek bireyin en temel ihtiyaçlarından biri ve görevidir esasında. Bilinçli farkındalık son yıllarda tüm dünyada ruh sağlığı profesyonellerinin üzerinde çalıştığı ve destek aldığı bir konu haline geldi. Klasik tedavi yöntemlerinin toplamda bireyin iyilik halinin sürdürülebilirliği açısından eksiklikleri kapatmak adına kullanılan yöntemlerden birisi oldu. Peki nedir“Bilinçli Farkındalık – Mindfullness”? Bilinçli farkındalık; “Dikkatin isteyerek ve bilerek şimdiki ana yöneltilmesine ve deneyimlerin yargılanmadan ve oldukları gibi kabullenmesine dayanan bir uyanıklık ve farkında olma durumudur (İyi Hissetme Sanatı, Diyojen Yayınları, 2015).” Tanımdan anlaşıldığı üzere, bireyin dikkatini bilinçli bir şekilde yönetebilmesidir.
Zihnimiz ya Geçmişte ya Gelecekte İnsan zihni sürekli olarak bir şeyler üretir, bir yerlere gider ve gelir. Yoğunluklu olarak da geçmiş yaşantılara ve gelecek hayallerine odaklanır. Dolayısıyla bireyin anda kalması, yaşamındaki problemleri fark etmesi, çözmek için adım adım atması için engel teşkil eder. Aynı zamanda bireyin yaşamındaki güzellikleri fark etmesi, keyfini çıkartması, bunları kutlaması, büyütmesi için de engeldir, zihnin geçmişe veya geleceğe kayması. Geçmişe veya geleceğe takılı zihin ancak oradaki olumlu – olumsuz duyguları yaşayabilir, herhangi bir eylem gerçekleştirecekse de otomatikleşmiş davranış repertuvarında olan o anyapılması gereken davranışları sergiler ve devam eder. Öz farkındalığı yüksek bilinç ise anın farkındadır ve iyisiyle kötüsüyle yaşamın tadını yakinen deneyimleyip gerçeği görebilme yetisine sahip olur ve akabinde doğru tepkiler verebilme, doğru kararlar alabilme şansına sahip olur.
Yavaşlamak ve Gözlem Yapabilmek
Farkındalığımızı artırmak için öncelikle modern yaşamın “Hızlı Ol” dayatmasının tersine yavaşlamamız gerekir. Karmaşa ve kaos içerisinde yaşayan zihin ve ruh otomatik pilotta yaşamaya devam eder. Sakin kalabilen zihin organize olmada daha başarılıdır. Bunun için belki yaşamımızı önce gardıroplarımızdan başlayarak sadeleştirmek. İş yerimizi ve evimizi fonksiyonel ve faydaya dönük bir şekildetekrar düzenlemek. Hedeflerimizi, planlarımızı tekrar ulaşılabilir adımlardan başlatarak yeniden planlamak. Her etkinlikte değil de gerekli etkinliklerde katılımcı olmak. Kendimize, ailemize ve yakın çevremize zaman ayırabilmek. Nefes alma ve gevşeme yöntemlerini öğrenmek sakin kalabilme becerimizi geliştirmemizde yardımcı olabilir.
Yaşamımızdaki güzel anları yakalamak, bunların tadına varmak ve büyütmek için sakin kalabilme becerisini edinmek hepimiz için çok olumlu bir adım olacaktır. Yaşamımızdaki olaylara aktif katılımcı bir gözlemci gibi durabilme becerisi edinmek de bize yardımcı olur. Gözlemci olabilmek en başta dediğimiz gibi bize yargılamadan, kendini dahi yargılamadan eksikliklerin ve güzelliklerin farkında olarak bir sonraki adımı sağlıklı atabilme fırsatını verir. Bakmakla görmek aynı şey değildir. Görebilmek için sakin olmak, dikkatini ve duygularını yönetebilmek, durduğu açıyı zaman zaman değiştirebilmek önemlidir. İşin içerisinde yargı olmadığı zaman bireyler kişilere, geçmişe, geleceğe takılmadan resmin tamamını görebilir ve o an daha sağlıklı adımlar atabilir. Sağlıklı atılan her adım ise bireyin yaşamında toplamda daha mutlu, daha başarılı olmasını destekler. Farkında, sakin, başarılı ve mutlu olabilmek adına emek veren bireyin önünde ne durabilir ki?