Bu sayımızda Başköşede Pestilci Şirketler Grubu’nun büyüğü Mehmet Pestilci ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
“İtibarı kazanmak çok zordur, kaybetmek ise çok kolay.”
Mehmet Bey, öncelikle bizleri kabul ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1945 doğumluyum. Doğum yerim İstanbul. Annem Ereğli’li, babam İstanbul’lu. Mecidiyeköy’deydi evimiz. Ortaokulu Ereğli’de şimdi müze olan okulda okudum. Bizim dönemden epey fire veren oldu. Lisede İstanbul’a döndüm. Lise bitince bir dönem de Edebiyat Fakültesinde Sanat Tarihi okudum. Okulu yarım bırakıp Kütahya’da askerliğimi yaptım. Askerlik bitince 1970-71 senelerine tekrar Ereğli’ye döndüm ve burada aile şirketinde çalışmaya başladım. Rahmetli dayım Kenan Pestilci ile, kendisi 1999’da emekli olana kadar birlikte çalıştık.
Bildiğimiz kadarı ile bu eski fotoğrafta gördüğümüz Arapça tabelalı dükkan, buranın en eski hali. Şirketin ilk kurucusu kimdi?
Evet. Burada yazan tarih 1922. Yani Cumhuriyet öncesi tarihe kadar gidiyoruz. Şirketin eski ismi Ertuğrul’muş. Ailede Ertuğrul isimli kimse yok ama tahminimiz isim; Japonya’da batan Ertuğrul Fırkateyninden geliyor. 1890’da Japonya’dan gelirken Ertuğrul gemisi batıyor ve bu isim o zamanlar moda oluyor. O yıllarda doğan çocuklara, şirketlere bu ismi veriyorlar. Ahmet Pestilci’nin 6 çocuğu olmuş, 2’si küçük yaşta ölmüş. Kalan çocuklardan biri benim annem. Biri Av. Ahmet Pestilci’nin babası, biri Kenan Pestilci, diğeri de muhasebeci Semih Özkök’ün annesi. Dayım Kenan Pestilci o zamanlar demokrat partili meclis üyesiydi. Biliyor musunuz, o dönemlerde belediye meclis üyeleri hep esnaflardan seçilirdi.
İlk açıldığı dönemlerde teknoloji yoktu tabii, sadece kumaş mı satılıyordu?
Döneme göre değişik şeyler satılıyordu. Saat, radyo, ayakkabı, kumaş vs.değişik şeyler. Radyonun ilk çıktığı zamanlarda radyo satardık. Öyle herkeste olmazdı. Lükstü radyo. Kumaşlar Bursa’dan gelirdi. İstanbul, Bursa ve diğer bütün bağlantıları dayım Kenan Pestilci yapardı. Biz de onun adını çizdirmemek için bugüne kadar elimizden geleni yaptık.
Pestilci uzun yıllardır Ereğli’de çarşının göbeğinde hizmet veriyor. Eskiden köylüler sizden alışveriş yapar öyle köye dönerlerdi. Bu hala geçerli midir?
Köylü her zaman için önemli müşterimizdir. Eskiden dükkanlarda basma da vardı yağ ve tuz da olurdu. Bir seferde tüm ihtiyaçlarımı alayım evime döneyim derdi köylü. Anadolu’daki köylerde hala da geçerlidir bu.
Hala işinizin başındasınız ve Maşallah çok enerjik görünüyorsunuz. Bu enerji nereden geliyor?
Çalışmaktan hiç bir zaman vazgeçmem. 70 bin bakımını geçenlerde yaptırdım, akciğerle ilgili bir sıkıntı çıkmıştı ama genel olarak iyiyim yani. 40’ına kadar koyunu; 40’ından sonra koyunun yediğini yiyeceksin derler. Et yememeye dikkat ederim yıllardır o yüzden, hep ot yerim. Bir de bekarlık sultanlıktır derler. Belki de ondan:)
Ticari anlamda büyüklerden aldığınız en önemli ders nedir?
Yalan söylemeyeceksin. İşin başında duracaksın, dahası yok. İtibarı kazanmak çok zordur, kaybetmek ise çok kolay. Ticarette itibar önemli.
Eski Ereğli ve şimdiki arasında sizce ne fark var?
Herşey farklı şimdi. Burada köylerde çok sebze meyve yetişirdi. Kemer’den buraya pırasa getirir satarlardı, Kemer pırasası uzun ve lezzetlidir ama o da tarih oldu. Sadece Ereğli’ye değil; Zonguldak’a motorla sebze giderdi. Şimdi biz bile Adapazarına bağımlı olduk bütün her şey halden. Köylerde eskisi gibi tarımla uğraşan yok, en basitinden çilek körledi gitti. Kimse uğraşmıyor geri getirmeye.. Eskiden çok fazla Osmanlı çileği olurdu, çarşıdaki şekerci bir reçelini yapardı; bütün çarşıyı kaplardı mis gibi çilek kokusu. Bir de insan ilişkileri açısından en büyük fark; insanların birbirine saygısı kalmadı.
Ereğli’de Pestilci gibi tarihi çok eskilere dayanan var mı?
Eskilerden İzmirlioğlu vardı rahmetli oldu. Çarşıdaki bu kadar dükkandan eskilerden devam eden olmadı. Hep el değiştirdi dükkanlar. Şöyle ki; yeni nesil hazıra alıştı, baba parasına alıştı devam etmedi. Veya babasının yaptığı mesleği beğenmedi devam etmedi. Bir çoğu da silindi gitti. Hazıra dağ dayanmaz… 10 yıllık da olsa belli bir iş varsa, ona devam etmek lazım ama şimdiki nesil bunu kabul etmiyor. Kendisi çalışıp kazanmadığı için eldekini tükenmesi de kolay geliyor. Şurada çarşı içinde kaç tane telefoncu dükkanı var, kaç tane ekmek fırını kaldı bir karşılaştırır mısınız? Belki okumuşsunuzdur. En çok telefon satılan ülkelerden biriyiz. Üretim yok, hep tüketmeye dayalı hayat. Ama bizim sistem hatalı. Kredi kelimesi de hatalı bence. Kredi deyince sanki kendi parasını kullanıyor gibi bir algı oluşuyor. Bankadan borç aldım desen daha iyi; kredi denince geri ödenmeyecek gibi o para.
Ticari anlamda Ereğli’nin bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ereğli Erdemir’in gelişi ile bir anda çıktı, tersanelerle nüfus daha da arttı ve her çıkışın bir inişi vardır. Şimdi dibe vurduğumuzu düşünüyorum.
Ereğli’ye Pestilci’nin eğitim kurumu ve cami alanında hizmetleri olmuştu bildiğimiz kadarıyla.
Kestaneci köyünün altında benim yaptırdığım bir ortaokul var. Bir de bugün Ereylin AVM’nin yanında bulunan Kenan Pestilci’nin 1966’da yaptırdığı camii var. O zamanlar dayıma ‘O kadar yer varken neden gidip dağın başında cami yaptırıyorsun?’ demişler. Fotoğrafta görüldüğü gibi etrafı bomboş o dönemlerde. Şimdi ise bırakın araba park etmeyi; orada yürüyecek yer bulamıyorsunuz.
Burada köylerde çok sebze meyve yetişirdi. Kemer’den buraya pırasa getirir satarlardı, Kemer pırasası uzun ve lezzetlidir ama o da tarih oldu. Sadece Ereğli’ye değil; Zonguldak’a motorla sebze giderdi. Şimdi biz bile Adapazarına bağımlı olduk bütün her şey halden.
Arzum ilk kurulduğu dönemlerde dayım Kenan Pestilci ile iş yapmaya başlamışlar. 50 yıllık bayi olmamız nedeniyle ocak ayında Arzum’un Ceo’su dahil üst yönetim Ereğli’ye ziyarete gelerek bizleri mutlu etti.
Ocak ayında 50 yıllık bayi olmanız nedeniyle Arzum’un Ceo’su dahil üst yönetim Ereğli’ye sizleri ziyarete gelmiş.
Arzum ilk kurulduğu dönemlerde dayım Kenan Pestilci ile iş yapmaya başlamışlar. O zamanlar ihracatları yoktu, normal piyasadan devam ettiler. O günden bugüne birlikte çalışıyoruz. Sağolsunlar bizlere Ahde vefa ziyaretinde bulundular.
Pestilci Şirketler grubu internet alanında da yerelde yakaladığı başarıyı devam ettiriyor. Bu zorlu ortama nasıl ayak uydurdunuz?
Gençlerin başarısı o da; ama epey zaman aldı. 10 sene sürdü bunun kurulması. Biz ısrar ettik pes etmedik ve süreç devam etti. Ereğli’den esnaflarla çok kavgalarım oldu, piyasayı bozuyorsun vs dediler. Tabi başlangıçta adet olarak günde 1-2 satış yapıyorduk. Ama günümüz ticareti artık internet ortamında dönüyor ve buna da ayak uydurmak gerekli.
Mehmet Amca’ya bize vakit ayırdığı için teşekkürlerimizi sunuyor, başarılarının devamını diliyoruz.