Bu sayımızda 1944 yılında ilçemizde gerçekleşen ve ayrıntıları pek de bilinmeyen bir mayın faciasını paylaşmak istiyoruz sizinle… Hem de bu olayda hayatlarını kaybedenlerden rahmetli Yaşar EFE ve Özdemir EFE’nin torunları Yılmaz Efe’nin kaleminden…
28 EYLÜL 1944*
Her ikisi de bahriye olarak yapmıştı askerliğini, Halit ve Kadir…. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna doğru tüm Karadeniz, Alman ve Rus gemilerden bırakılan mayınlarla doluydu. Türkiye, İsmet Paşa sayesinde bir Cihan Harbine girmemişti ama yokluk da diz boyuydu. Ereğli’nin Balı Köyü’nün Gökme Mahallesi’ndendi, Halit Yavuz ve Kadir Sever. Her ikisi de hem bahriyeli idi, hem de Karadeniz’in kıyısında bir köyde yaşıyorlardı. Denizi de, denizin silahlarını da iyi biliyorlardı. Eylül bir bereket ayıdır Karadeniz’de. Karadeniz, bereketli sularından tıka basa besler insanlarını bu ayda. İşte bir Eylül günü Halit ve Kadir, Karadeniz’in bereketin – den nasiplenmek için, ellerinde oltaları ile kuyruklunun peşine düşmüşlerdi. Deniz kenarında İlk Halit gördü siyah yuvarlak, çelik yığınını. Sapasağlam bir mayın kıyıya vurmuştu. Gökyüzü kara bulutlarla kaplıydı, belli ki birazdan yağmur başlayacaktı. Oysaki bu yağmur biraz sonra 4 kişiye mezar hazırlayacaktı.
28 EYLÜL 1944, SAAT 15:00
İki arkadaş çeke çeke denizden tamamen çıkarttılar mayını. Bir çelik yığını nasıl ağırsa, o kadar ağırdı mayın. İkinci Cihan Harbi tüm kana susamışlığı ile devam ediyor. Dönem, yokluk dönemi… İki bahriyeli, tüfek fişeği doldurmak için mayını söküp içindeki barutu almaya karar verdiler. Mayını bir ipe bağlayıp, çeke çeke Gök – me’nin yolunu tuttular. Halit ve Kadir’in mayını bulduğu yer, şu anda İrfan Erdem’e ait olan Erdem Çimento Fabrikası’nın olduğu Değirmenağzı Koyu’ydu. 1944’de tabi ki, patika bir yol, yolda sağlı sollu uçurumlar, mayın ağır, barut pahalı, ölüm korkusu kalplerinde… Çek babam çek. Akşamüstü 4 gibi Gökme Köyü’ne vardılar.
28 EYLÜL 1944, SAAT 16.00
Burası bilinmeyen bir muamma, her acı olayın saklı kalacak bir yanı vardır elbet. Halit ve Kadir, mayını kendi evlerine değil de, dedem İbrahim Efe’nin evinin önüne götürürler. Neden kendi evlerinin önüne götürmemişler, bilen olmamış. İki kafadar, barutu bulmak için, bahriyeli olmanın verdiği gururla, 3 sene askerlik yapmış olmanın onuruyla ve bir istihkam subayı edasıyla mayını kurcalamaya başlarlar. Kara bulutlar, daha onlar mayını bulduğunda gökyüzünü kaplamıştı. Gökyüzü tam da anda dört kişiye mezar hazırlamaktaydı.
28 EYLÜL 1944, SAAT 17.00
Köy halkı Halit ve Kadir’in başına toplanmış, o iki istihkam subayının erleri olarak, mucizevi olayı izliyorlar, adeta kendilerine verilecek emirleri bekliyorlardı. Saat 17.00’de yağmur başladı. Köy halkı bu iki kahramanı alkışladı, sonra da dağılmaya başladılar birer birer. Yağmurla birlikte köy halkı giderken, dedikodular da başlamıştı. Bunun bir küp olduğu içinde altın bulunduğu Halit ve Hüseyin’in artık zengin olduğu konuşuluyordu.
Saat 17:15, yağmur iyice bastırmıştı. Halit ve Kadir mayını sürükleyecek dedem İbrahim Efe’nin evinin altına, yani ahıra götürdüler. Neredeyse tüm çelik açılmış, çok pahalı olan ve çarşı pazarda buluna – mayan barut da bulunmuştu. O sırada Halit Yavuz’un minik kızı Bakiye Yavuz( – Başarır) kahraman babasını izlemek için ahırın kapısından başını uzattı. Sırılsıklam olmuştu. Babası onun bu halini görüp, eve gitmesini istedi. Evleri ile mayının arası 50 metreydi. Bakiye ağlayarak evlerine koştu. İbrahim Efe’nin karısı Yaşar, pencereden Bakiye’ye bakıyor, yağmur da ıslanmasın diye 2 yaşındaki oğlu Özdemir’e çağırıyordu. Özdemir eve çıkan tahta merdivendeydi.
Bakiye yağmurdan sırılsıklam olmuş, kahraman babası onu kovmuş, evlerine doğru ağlayarak 30 metre kadar koş – muştu. Birden durdu, belki de çocuk olmanın verdiği heyecanla, babasının onu tekrar çağırabileceğini, mayını göstereceğini düşündü. İşte o anda kulakları sağır eden bir ses, gözleri kör eden bir ateş çıktı. Halit ve Kadir mayını açamadan patlattılar. İbrahim Efe’nin evi havaya uçmuştu. Penceredeki Yaşar, merdivendeki Özdemir, ahırdaki Halit ve Kadir paramparça olmuşlardı.
28 EYLÜL 1944, SAAT 18.00
Bakiye, kahraman babasından kalan parçalar, havaya uçan evin ve ağaçların üzerinden maşa ile toplanırken, yağmur altında ağlayarak olanları izledi.
*28 EYLÜL 1944 tarihinde Balı Mahallesi, Gökme Sokak’ta meydana gelen bu vahim olayda, Kadir SEVER, Halit YAVUZ , Yaşar EFE ve Özdemir EFE feci şekilde can verdiler. Eğer yağmur yarım saat geç başlamış olsaydı, en az 30-40 kişinin ölmesi kaçınılmazdı.
Mekanları cennet olsun…