Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Her ne kadar Ankara’da doğmuş olsam da çocukluğum Ereğli’de geçti. Cumhuriyet İlkokulunu bitirip Anadolu Lisesi sınavını kazanamayınca ailem beni Ankara’da özel bir koleje yazdırdı. Ereğli’den ilk ayrılışım zor ama kısa oldu. Bir sene sonra Ereğli’ye geri dönünce henüz binası bile inşa edilmemiş TED Kdz. Ereğli Koleji Vakfı Özel Lisesine yazıldım. Böylece TED’in ilk mezunlarından olmaya aday olarak ömürlük dostluklarımı kuracağım arkadaşlarımın arasına karıştım. Üniversite için yine Ankara’ya taşındım ve bu seferki ayrılışım uzun oldu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik bölümünü bitirdikten sonra yurtdışında yüksek lisans yapma hayalleri kurarken kendimi Amerika’da Ekonomi ve Finans üzerine yüksek lisans yaparken buldum. Ereğli’den ikinci ayrılışımın uzerinden 25 yıl geçti. Çocukluğumdan beri sağlık ve analitik sektörünün içindeyim diyebilirim. Daha ilkokuldayken annemin eczanesindeki depoda “Şifa” verecek ilaçları boylarına ve renklerine göre belirli gruplara ayırıp onları kafamca düzenlerdim. Eğitimimi tamamladıktan sonra uzun süre ilaç firmalarına danışmanlık yaparken analitik modeller kurup müşterilerimiz için datalarını “boylarına ve renklerine” göre gruplandırdım. Ardından yedi sene Amerika’nın en büyük posta ile ilaç dağıtım şirketinde ekibimle birlikte istatistiksel modeller düzenleyip onları uygulamaya koydum. Son üç senedir ise yaşadığım şehirde 3500 yatak kapasiteli hastaneler zincirinin analitik bölümünün yöneticiliğini yapıyorum ve sağlık sektörünün içinde severek ve yoğun bir tempoda çalışıyorum. Eşim ve oğullarımla birlikte Ereğli’den yaklaşık 9338 km uzaklıkta Amerika Birleşik Devletlerindeki St.Louis şehrinde yaşıyorum.
En son ne zaman Ereğli’ye geldiniz? Bu süreçte Ereğli’de nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Ereğli’den çeyrek asır önce ayrılmış olsam bile hemen hemen her sene Ereğli’ye ailemi, akrabalarımı ve arkadaşlarımı ziyarete geldim. Bu süreçte sahilin çok güzelleştiğini, lojmanların eski enerjisini kaybettiğini, Hasan Kuru’nun pidesinin lezzetinin ve Özden Şekerleme’nin çikolata kaplı fındık drajelerinin kalitesinin hiç değişmediğini düşünüyorum. En son iki ay önce eşim ve oğullarımla birlikte Ereğli’deydim.
Ereğli’nin en çok neyini özlüyorsunuz?
Ereğli’deki tüm sevdiklerimi çok özlüyorum; son yıllarda yeğenlerimin özlemini daha şiddetli hissediyorum. Bir de nostaljik olacak ama lojmanlarda geçen çocukluğumu özlüyorum.
Ereğli ile ilgili hatırladığınız ya da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
İlk aklıma gelen kışın yağan kar ile anne, Ereğli’de her sene ailemle taptaze anılarım oluyor ve yenilerden bir tanesini hemen seçemedim. Ancak eski günleri düşününce, çocukluğumun geçtiği lojmanlardaki tek evlerde geçen yıllardan hatıramda kalan ve beni mutlu eden anları paylaşmak isterim. Mesela, yazın sabahtan akşama kadar mahalledeki arkadaşlarla beraber bisiklete bindiğim günler, acıkınca eve gitmek yerine dalından taze taze koparıp yediğim meyveler, havalar çok sıcak olduğunda bahçe hortumuyla mahallece su savaşları yapıp kışın yine mahallecek leğen ve torbalarla karda kaymaya gittiğimiz günler aklıma geldi…
Ereğli denildiğinde aklınıza gelen 3 şey nedir?
Ereğli’de yaşayan sevdiklerim, güneşin denizden batışını, yaz tatillerimizde kuralsız geçen iki haftada çocuklarımı Türkiye’yle özdeşleştirip sevdiren yer.
Boş zamanlarınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Spor yapmak her zaman hayatımın bir parçası olmuştur ve onu boşlamamaya çalışıyorum. Kışın kayak yapmayı, baharda uzun mesafe koşmayı, yazın açık havada yüzmeyi ve sonbaharda da kürek çekmeyi ihmal etmemeye çalışıyorum. Bunun dışında eşim ve çocuklarımla seyahat etmeyi ve onlarla kaliteli zaman geçirmekten hoşlanırım.
Hayatta sizi en mutlu eden şey nedir?
Eşim, çocuklarım ve diğer sevdiklerimin varlığı, onlarla geçen güzel anlar, uzak kaldığım sevdiklerime sağlıkla kavuşmak ve bol sohbetli yemek sofralarında yenilen lezzetli yemekler beni mutlu eden şeylerin başında geliyor.