Bir çok iş alanında bilgilerin tazelenmesi, güncellenmesi ve o işte çalışanların kendilerini geliştirebilmeleri için verilen hizmet içi eğitimler mevcut. Bankacılık, satış/ pazarlama, kamusal alanlar… Peki ya mesleklerin en yücesi olan öğretmenlik mesleğinde durum nedir? Bizden bir kaç adım önde olmasını arzuladığımız çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenler, dönem dönem bu tarz eğitimlerden geçiyorlar mı?
İşte Öğretmen Akademisi Vakfı; 2008 yılında, eğitim sistemi sürekli değişen ülkemizin öğretmenlerine, sınıfa yansıyacak kişisel ve mesleki gelişim fırsatı sağlanması amacıyla Türkiye’de bu alana odaklanmış ilk ve tek sivil toplum kuruluşu olarak Garanti Bankası’nın sponsorluğunda kuruldu. Vakıf merkezi ve Türkiye’nin her yöresinde görev yapan 250 eğitimciden oluşan ekipleri ile, 81 ilde görevli 160.000’den fazla öğretmenimize ve eğitim yöneticimize eğitim programlarını ücretsiz olarak ulaştırdılar ve bu göreve başarıyla devam ediyorlar. Projeler; anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde görev yapan öğretmenleri, yöneticileri ve ülkede eğitim sorumluluğunu üstlenmiş tüm bireyleri kapsamaktadır. Programların birincil hedefi; 21. yüzyılın gerektirdiği zihinsel, sosyal, duygusal ve dijital becerilere sahip bireylerin yetiştirilmesinde sorumluluk üstlenen öğretmenlerimizin ve eğitim yöneticilerimizin gelişimlerini desteklemektir. İçerik, öğretmenlerin bilgiyi değil, öğrenmeyi öğreten liderler olarak gelişmeleri amacıyla oluşturulmuştur. Öğretmenlerin entelektüel, kişisel, mesleki, duygusal ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi hedeflenmektedir. Eğitim planlamaları, Milli Eğitim Bakanlığı ile yürütülen iş birliği kapsamında, gönüllü okullardan gelen başvurulara göre yapılmaktadır. Eğitimin içeriği ise, yapılandırmacı yaklaşım temelli olup, MEB tarafından hazırlanan “Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri†ile ilişkilendirilmiştir. Eğitimler okullardaki sınıflarda gerçekleştirilmekte ve eğitimin sonunda öğretmenlere MEB onaylı katılım sertifikası verilmektedir. Öğretmen Akademisi Vakfı ile ilgili daha fazla bilgi almak, bağışta bulunmak veya eğitim almak için www.orav.org.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
İlçemizden de Öğretmen Akademisi Vakfı ile birlikte çalışmalar yürüten üç değerli eğitimcimiz var. Bu konu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak amacı ile kendileri ile gerçekleştirdiğimiz röportajda ayrıntılı bilgiler edindik.
Sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?
Didem Erdem:
1966 Ereğli doğumluyum. Ereğli Lisesinden mezun olduktan sonra ODTÜ Fen Bilimleri Eğitimi Kimya bölümünü bitirdim ve TED Kdz. Ereğli lisesinde çalışmaya başladım. Evlilik dolayısıyla İstanbul’a gittim ve 8 sene sonra tekrar Ereğli’ye döndüm. Ereğli’ye dönüş meslek hayatımda da bir dönüm noktası oldu ve öğretmenlik görevini bırakıp, Erdemir Eğitim Müdürlüğü’nde eğitim uzmanı olarak çalışmaya başladım. Erdemir’den ayrıldıktan sonra arkadaşım Mehtap sayesinde ÖRAV ile tanıştım. ÖRAV ile tanışmak da meslek hayatımdaki ikinci büyük dönüşümdür. Evliyim ve iki kızım var.
Nalan Köseoğlu Selvi:
İlk, orta ve lise eğitimimi yaşadığım kent olan Ereğli’de aldıktan sonra üniversite eğitimimi Ankara’da tamamladım. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitirip Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda felsefe grubu öğretmenliği yaptım. Sonrasında ise TED Kdz.Ereğli Kolejinden emekli oldum. Belediye meclis üyeliği, Kent Konseyi Başkanlığı görevlerinde bulundum ve halen çeşitli STK’larda çalışmaya devam ediyorum. Evliyim, iki oğlum var.
Mehtap Kınay:
Emekli İngilizce öğretmeniyim. İlkokul ve Ortaokulu Ereğli’de, liseyi Nevşehir Öğretmen Lisesinde yatılı okudum. Hacettepe İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. Önce TED Kolejinde öğretmenliğe başladım, sonra devlete geçtim, bir dönem dershanelerde çalıştıktan sonra yine devlet okullarında öğretmenlik yaparak emekli oldum. Eşim de emekli Coğrafya öğretmeni. Bir oğlum var. Şimdi de hem kısmi zamanlı olarak Öğretmen Akademisi Vakfında devam ediyorum, hem de bir Etüt merkezinde belirli süreli yabancı dil eğitimi veriyorum. Oğlumun tanımıyla benim hayatım da ÖRAV’dan önce ve sonra olarak ikiye ayrılıyor:)
Öğretmen Akademisi Vakfı ile yolunuz nasıl kesişti?
Mehtap Kınay: İngilizce öğretmeni olan eski bir öğrencim Ankara’da ÖRAV’ın bir eğitimine katılıyor. Benim emekli olup evde oturmam da hiç hoşuna gitmiyor. Sürekli bana ÖRAV’a eğitimci olarak başvurmam konusunda mesajlar atıp baskı yapıyor. Başvuru süresinin son iki gününde Nalan ve Didem’le konuşurken konudan bahsediyorum ve Ereğli’den 3 arkadaş başvurumuzu gerçekleştirip görüşmeye kabul ediliyoruz. İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz görüşme sonucunda da kendimizi çok iyi ifade edebilmişiz ki Antalya’daki eğitime gitmeye hak kazandık. Normalde referansla alıyorlar ama şansımız yaver gitti ve KZE ‘Kısmi zamanlı Eğitimci’ olarak kabul edildik. Hatta Antalya’daki eğitim sırasında da 70 kişiden 20’ye yakını elenmişti.
Didem Erdem: ÖRAV Eğitimcisi olmak büyük bir ayrıcalık ve şu anda ÖRAV’ın 250 sözleşmeli kısmi zamanlı eğitimcisinden biri olarak görev yapmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyorum.
Eğitimleriniz nasıl gerçekleşiyor?
N.S : Öncelikle öğretmen yada okulların eğitim almak için ÖRAV portal’dan talep etmeleri gerekiyor. Portaldan eğitim talebi tespit edilen okul ile ÖRAV koordinasyon birimi iletişime geçilerek, eğitimin açılması için koşulları sağlıyor. Milli Eğitim Bakanlığı devlet okullarına eğitim ücretsiz olarak veriliyor. Bireysel başvurular da olabiliyor. Ancak bir kişi işin eğitim açılamayacağından en az 20 kişinin birleşip başvurularını yapması daha mantıklı olur.
D.E : Diğer tarafta da ÖRAV eğitimci havuzundan uygun eğiticiler eğitimlere tayin ediliyor ve süreç başlıyor. Grup sorumlusu eğitici, eğitimin gerçekleşeceği okul müdürü ile iletişime geçerek hazırlıkların yapılmasını sağlıyor. Eğitimlerimiz, öğretmenlerin kendi sınıflarına taşıyabilecekleri yöntem ve tekniklerin kullanıldığı grup çalışmaları ve uygulamalı atölyeler şeklinde olup, eğlenerek öğrenmeyi içeren aktif öğrenme örnekleriyle zenginleştirilmiştir.
Öğretmen Akademisi Vakfı olarak kaç farklı eğitim programı mevcut?
D.E : Ülkesine ve insanlığa faydalı olmak için, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinen, her zaman için çocuğun yüksek yararının korunmasını benimseyen öğretmenlerin çoğalmasına yönelik yüz yüze ve sanal eğitim programları geliştiren ÖRAV’ın Bu kapsamda;
- Öğrenen Lider Öğretmen
- Lise Öğretmenleri İçin Öğrenen Lider Öğretmen
- Eğitim Yöneticisi Geliştirme Programı (EYGEP)
- Çözüm Odaklı İletişim
- Öğretmenin Kimyası (Dow Türkiye sponsorluğunda)
- Yaratıcı Çocuk Yaratıcı Beyin (Adel – Faber Castell sponsorluÄŸunda)
- Okulda Avrupa Değerleri (AB Jean Monnet programı kapsamında, Bilgi Üniversitesi sahipliğinde) • Okulda Avrupa Birliği’ni Öğrenme
- Etiketsiz EÄŸitim (Hayat Sende DerneÄŸi)
- Bekleyen Çocuk (Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı)
- EÄŸitimde Toplumsal Cinsiyet EÅŸitliÄŸini GeliÅŸtirme Teknik Destek Projesi (ETCEP)
- Sosyal Girişimcilik ve Finansal Okuryazarlık – Aflatoun
- Okul Temelli Geri Bildirim, Enka Okulları
- Öğretmenin İzinde, TANAP
Programları ve bu programlar dahilinde gerçekleştirilen atölye çalışmaları mevcuttur. Bunların dışında da eğitim konusundaki dünyadaki gelişmeler ışığında açılan yeni atölye çalışmaları da olabiliyor. Örneğin teknoloji konusunda ‘Robotik Kodlama’ veya psikolojik anlamda dünyada popüler olmuş yeni literatüre giren kavramlarla ilgili de atölye çalışmaları açılmaya gayret ediliyor. ÖRAV bu konuda da öncü konumdadır.
M.K: Ayrıca bu projeler kapsamındaki atölye çalışmalarından bağımsız olarak ÖRAV tarafından belirli zamanlarda çalıştaylar düzenleniyor. Çalıştayda atölye çalışması yapmayı talep eden öğretmenin çalışması önce inceleniyor, uygunluğu ile ilgili ÖRAV merkezden onay geldiği takdirde eğitimci çalıştayda atölye çalışması yapabiliyor. Genel merkezin kendi kapsamında Sömestir ve yaz tatillerinde yaptığı Çalıştaylar da mevcut. En son böyle bir Çalıştay için Eskişehir’deydik, orada atölye çalışmasında bulunduk. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, gündemi ve ÖRAV programlarını takip eden her öğretmen ücretsiz olarak kendine uygun bir mesleki gelişim eğitimi alabilir. Ancak şunu belirtmekte fayda var: Başvuru açıldıktan itibaren yarım saat içinde kontenjan doluyor. O yüzden eğitimcilerin iyi takip edip başvuruda acele etmesi gerekir.
Bu eğitimlerden sizce öncelikli olarak faydalanılması gerekenler hangileridir?
N.S: Öncelikle şöyle bir durum var; her eğitim talep olsa bile her yerde açılamıyor. Örneğin ‘Öğretmenin Kimyası’ eğitimi zümre öğretmenleri için geçerli bir eğitim olup sadece İstanbul’da açılabiliyor. Yani eğitimler sponsorun verdiği desteğe göre değişebiliyor. Ama ‘Öğrenen Lider Öğretmen’, ‘Çözüm Odaklı İletişim’ gibi programlar Türkiye’nin her yerinde açılabiliyor.
M.K: Bazı projeler daha farklı, öğretmenlerin sınıflarıyla birlikte başvurması gerekiyor mesela ‘Beş Taş’ projesine biz eğitimci olsak dahi katılamıyoruz çünkü uygulamanın sınıf olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor ve biz emekli olduğumuz için bir sınıfımız yok. Ayrıca okul müdürleri için de ‘Akademik Liderlik’ eğitimi veriliyor. Biz de temel eğitimimiz olan ‘Öğrenen Lider Öğretmen’ eğitimi veriyoruz.
M.K: Ayrıca bu projeler kapsamındaki atölye çalışmalarından bağımsız olarak ÖRAV tarafından belirli zamanlarda çalıştaylar düzenleniyor. Çalıştayda atölye çalışması yapmayı talep eden öğretmenin çalışması önce inceleniyor, uygunluğu ile ilgili ÖRAV merkezden onay geldiği takdirde eğitimci çalıştayda atölye çalışması yapabiliyor. Genel merkezin kendi kapsamında Sömestir ve yaz tatillerinde yaptığı Çalıştaylar da mevcut. En son böyle bir Çalıştay için Eskişehir’deydik, orada atölye çalışmasında bulunduk. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, gündemi ve ÖRAV programlarını takip eden her öğretmen ücretsiz olarak kendine uygun bir mesleki gelişim eğitimi alabilir. Ancak şunu belirtmekte fayda var: Başvuru açıldıktan itibaren yarım saat içinde kontenjan doluyor. O yüzden eğitimcilerin iyi takip edip başvuruda acele etmesi gerekir.
Bize, sizin de verdiğiniz ‘Öğrenen Lider Öğretmen’ eğitiminden bahsedebilir misiniz?
M.K: Bu eğitimde, öğretmenlerin entelektüel, kişisel, mesleki, duygusal ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi hedefleniyor. İçerik, öğretmenlerin bilgiyi değil, öğrenmeyi öğreten liderler olarak gelişmeleri amacıyla oluşturulmuştur. Eğitimde muhakkak iki tane eğitimci oluyor, 2 günden oluşan eğitimi dönüşümlü olarak veriyoruz. Tamamen interaktif olarak gerçekleştirilen çalışmayı oyun benzeri tekniklerle uyguluyoruz. Sadece bilgi aktarımı değil, öğretmenlerin sınıfta kullanacağı yöntem ve teknikleri beraber uygulayarak öğretiyoruz.
D.E : 8 modülden oluşan eğitimden daha çok okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğretmenleri faydalanıyor. Modüller; Etkili İletişim, Dirençle Baş Etme, Takımı Yönetme ve Öğrenme Liderliği, Akış ve Ritmin Sürekliliği, Kurallar ve Uygulama Adımları, Sorun Davranışların Yönetimi, Olumlu Davranışların Pekiştirilmesi, Ölçme ve Değerlendirme olarak adlandırılıyor. Genelde eğitim denilince sıkıcı bir şey olarak algılanıyor ancak program sonunda öğretmenler, beklentilerinin tam tersi yönünde çok eğlenerek öğrendiklerini ifade ediyorlar.
M.K: En son Kars Sarıkamış’ta farklı okullardan eğitimcilerin ÖRAV’a başvurması sonucu ‘Öğrenen Lider Öğretmen’ programı kapsamında bir eğitim gerçekleştirdik. 2 günlük bu çalışma hem bizler için hem de eğitimi alan öğretmenler için oldukça keyifli ve öğretici geçti. Bizler de ÖRAV’da kısmi zamanlı eğitimci olmamıza rağmen; eğitim verdiğimiz öğretmenlerden o kadar çok şey öğreniyoruz ki, kazan-kazan durumu yaşıyoruz. Aslında bilginin, tecrübenin çoğalarak paylaşılmasını sağlıyoruz yoksa öğretmenlere bir şey öğretmek haddimiz değil. Bazen hayatın gidişatı içinde monotonluğa düşebiliyorsunuz. Biz de öğretmenlerimizle beraber bilgilerin tozunu almış oluyoruz. Eğitimi verirken kullandığımız yöntemlerin her biri, öğretmenlerin sınıfta uygulayabilecekleri birer uygulama aslında. Öğretmenler eğitimi aldığında hiçbir hazırlık yapmadan ertesi gün sınıfında uygulayabiliyorlar. Hatta bunlarla ilgili bizlere fotoğraf da gönderiyorlar. Bizi çok mutlu eden geri dönüşler alıyoruz.
Sizce eğitim sistemimizdeki en büyük sorun nedir?
N.S: Öğretmen yetiştirme, personel istihdam sorunları, okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması, derslik açıkları, fiziki ortam yetersizlikleri, kalabalık sınıflar, öğretmensiz okullar, bilimsellikten, sanattan, spordan uzak programlar ve plansız uygulamalar…
D.E: Eğitim sistemimizdeki birinci en büyük problem Lise giriş ve üniversite sınavları, ikincisi de sürekli değişen eğitim sistemi. Her ikisi de eğitimde gelişmeye engel olan etmenler diye düşünüyorum.
Kdz.Ereğli’deki öğretmenler de Vakfın eğitimlerinden faydalandı mı? Gelecekte eğitim almak isteyen öğretmenlerin ne yapması gerekiyor? Eğitimler tamamen ücretsiz mi alınıyor?
M.K: Evet Ereğli’deki ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin büyük bölümü ÖRAV’ın ÖLÖ (öğrenen lider öğretmen) eğitimini aldı. Lise öğretmenleri çok fazla bu eğitimlerden almamış. Tabii gönlümüz tüm öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeleri için bu eğitimleri almaları. Eğitim almak isteyen öğretmen veya okullar ORAV.org sitesinde ‘eğitim talep’ bölümünden istedikleri eğitim için kayıt yaptırabilirler. ÖRAV koordinasyon bölümü muhakkak kendilerine geri dönüş yapacaktır. Öğretmenler bu eğitimler için hiçbir ücret ödemiyor. Sadece öğretmenlere değil; Eğitim Fakültelerindeki 3 ve 4. sınıf öğrencilerine de bu eğitim veriliyor. Bu konuda da Bülent Ecevit Üniversitesi’ndeki değerli hocalarımızla görüşme halindeyiz. Bir protokol düzenleyip Ereğli Eğitim Fakültesi’ndeki öğrencilere de gelecekte bu eğitimi aldırmayı hedefliyoruz.
Özel Okullar da bu eğitimlerden faydalanabiliyor mu?
N.S: Tabii ki, ancak devlet okullarına ücretsiz olmasına karşın özel okullardaki öğretmenler bu eğitimlerden belirli bir ücret karşılığı faydalanabiliyorlar. Alınan ücretle de başka bir devlet okulunun eğitimi ücretsiz olarak karşılanıyor. Yani bağış karşılığı eğitim almış oluyorlar. Anladığımız kadarıyla sizler de bu eğitimleri verebilmek için sıkı bir eğitimden geçmişsiniz. ÖRAV çok ciddi kuralları olan, eğitimleri de bu doğrultuda gerçekleşen bir vakıf. Bizim gibi ‘Kısmi zamanlı eğitimciler’ olsun ‘Tam zamanlı eğitimciler’ olsun belirli standartlara uymak zorundayız. Davranış kodu, dil kodu, kıyafet kodu gibi kodlarımız da var. Böyle bir tecrübe yaşamadık ama bu kodların dışına çıkarsak uygun bir dille uyarı alırız. Örneğin spor ayakkabı veya kot pantolonla eğitim veremeyiz. Gerekli eğitimi aldıktan ve eğitim vermeye başladıktan sonra verdiğimiz eğitimle ilgili süpervizörümüzden geri bildirimler alıyoruz. Sizi yetiştirene kadar bu geri bildirimlere devam ediyorlar. Ayrıca her eğitim öncesi eğitimciler arasında mutlaka sözleşmeyle şartları yazıya döküyoruz. Orada çalacağımız müzik, göstereceğimiz videolar, birbirimizi nasıl uyaracağımız gibi ayrıntıların hepsi eğitimden önce resmileştiriliyor. Son derece profesyonel bir eğitim olması için hiçbir ayrıntı şansa bırakılmıyor.
Bize kısaca özetlerseniz, iyi bir öğretmen olmanın sırrı nereden geçiyor?
D.E: Öğretmen meraklı olacak, yenilikleri takip edecek ve sürekli kendini değiştirmek için çalışmaya devam edecek. Olumlu düşünme ve olumlu tutum da çok önemli. Bir öğretmenin öğrencisine ulaşabilmesi için karşı tarafı (öğrencileri) yargılayıcı bir pozisyonda olmaması gerekir. Örn: Sınıfa geç geldi ama neden geç geldi? Etkili iletişim çok önemli.
N.S: Öğretmen ne kadar mütevazi olursa o kadar iyidir. Uzun yıllar bu mesleği sürdürmüş tecrübeli öğretmenler de genç dinamik meslektaşlarıyla iş birliği yapmaya gayret edecek çünkü öğrenecek çok şeyleri var.
M.K: Bence de öğretmen dediğiniz kemikleşmemeli, elastik olması. Yeniliklerden faydalanmalı. Artık teknoloji düşmanı öğretmen olamaz. Merak duyduğunuz gibi öğrencilerde merak uyandırmanız da çok önemli.
D.E: Belirtmek isterim ki; ülkemizde de genç öğretmenler arasında çok büyük cevherler var. ÖRAV’da Onur isimli bir öğretmenimiz var, hiç bir karşılık beklemeden kendi cebinden malzemelerini alıp köy okullarındaki öğrencilere kodlama öğretmek için boş vakitlerinde de çalışıyor. Öğretmen dediğimiz böyle olmalı… Sen de bir şeyleri değiştirebilirsin. Şikayet etmek yerine harekete geç ve yap.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
N. S: İnsanlar genetik donanımları gereği sosyal varlıklardır. Diğer canlılardan farkımız hep birlikte bir kültür oluşturmamızdır. Bu kültürün yeni bireylere aktarılması da eğitim sayesindedir. Eğitim sayesinde belirli bir düzeye gelir ve kendimizden sonrakilere temel oluştururuz. Bu yüzden toplumlar oluşmuştur. Eğitim ben’i biz yapan ve herkesi “kendisi†olduğu kadar “başkası†olmaya da götüren bir araçtır.
M.K: Ülkemizde başarıya ulaşmak için kısaca ‘Fark yaratan öğretmen’ olmak gerekiyor. D. E: Ülke gelişimine sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlarda yer alan gönüllülerin çalışmalarının büyük katkılar sağlayacağını düşünen biriyim ve STK’larda çalışmaktan keyif alıyorum. ÖRAV’la birlikte ülkeme hizmet ettiğim hissini yaşıyorum.
Yine ÖRAV sayesinde çok değerli öğretmen meslektaşlarımla tanışma fırsatı yakalıyorum ve çok mutluyum. ÖRAV tarzı STK’lara büyük kuruluşların katkı sağlamaları eğitimde fırsat eşitliğine müthiş katkı sağlayacaktır. Sizin aracılığınızla yöremizdeki kuruluşları da STK’ları desteklemeye davet ediyorum.
Bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Biz Dergi 67300 olarak bu üç değerli öğretmenimize toplumu iyileştirmek adına yaptıkları katkılardan dolayı ve bizi Öğretmen Akademisi Vakfı ile tanıştırdıkları için teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
Â