Seçil Başaran – Müzik Eğitimcisi Eğitim Program Geliştirme Uzmanı
Bu yazıyı güzel bir müzik eşliğinde okumanızı öneririm! “Mozart Sonata Two Piano K.448 “ olabilir mesela…
Sesler, kuşkusuz her insanda farklı duygu ve düşüncelerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Peki, beynimiz üzerinde ne gibi etkileri vardır? Yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki; müzik, beynin çalışma sisteminin değişmesine kadar varan etkiler yaratmaktadır.
Çocukların müziğe olan ilgisi anne karnında başlamakta; yaklaşık 10 yaşlarına kadar dinlenen müzikler zihinde şemalar halinde yer almakta ve sınıflandırılmaktadır. Yaklaşık bu yaşlarda müzik beğenileri oluşmaktadır. Nitelikli bir müzik, hafızaya yeni nöral bağlantılar kazandırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında müzik; sadece hoşça vakit geçirmek için dinlediğimiz bir şey değildir. Özellikle çocukların alacakları müzik eğitiminin çok iyi planlanması gerekmekte ve bu sürece bilinçli yaklaşılmalıdır. (Yazımın sonunda neler yapabiliriz bundan da bahsedeceğim elbette). Beyincik bölgesinin müzikle birlikte aktive olduğu görülmüştür. Müzisyen olan ve olmayan kişilerin beyinleri üzerinde yapılan çalışmalarda da, hem yapısal hem de işlevsel olarak farklılıklar görülmüştür. Örneğin; daha önce hiç piyano çalmamış bir kişinin, piyano eğitimine başladıktan bir hafta sonra, beyninde parmakları kontrol etmekle ilgili bölümlerin alanlarının büyüdüğü görülmüştür. Bu alanların büyümesi, parmaklara giden emirlerin karmaşıklaşması sonucu; daha fazla sinir hücresinin ve daha fazla beyin uzantısının parmak kontrolünde görev almaya başlaması anlamına geldiği şeklinde açıklanmıştır. Çalışma bırakıldıktan sonra, bu bölümler aylar boyu aynı şekilde kalmış ve zaman içinde, çok çok yavaş eski haline dönmüştür.
Her iki beyin yarım küresini birleştiren köprü kısmı olan ‘korpus kallozum’un müzisyenlerde daha kalın olduğu da görülmüştür. Beynimizin bu bölümünün daha kalın ve gelişmiş olması, iki yarımküre arası bilgi aktarımının daha etkin olmasına ve beynin bütün bölümlerinin daha koordineli çalışmasına yol açmasına imkân vermektedir. Profesyonel müzisyenlerde korpus kallozum % 15 daha kalındır.
Çocukluk dönemi ise, bu bağlamda en kritik dönemdir. Okul öncesi dönemde 4 aylık müzik eğitimi alan çocukların, uzaysal algıları, müzik eğitimi almayan çocuklara göre %36 oranında artmaktadır. Yine aynı çocukların aldıkları müzik eğitimi süresi arttıkça; beyin kapasitelerinin geliştiği, matematiksel becerilerinin arttığı, analitik dil metotlarını kavrama yeteneklerinin arttığı görülmüştür. Beyindeki faaliyetle, kanlanmanın artması sonucunda; dikkat, koordinasyon, anlama, kavrama, planlama gibi bilişsel becerileri de zamanla gelişmiştir.
Chicago’da bir okulda, müfredat programına yoğun sanat eğitimi eklendikten sonra, öğrencilerin matematik notlarının %20 arttığı görülmüştür. Michigan Devlet Üniversitesinde ise STEM (bilim, teknoloji, mühendislik,matematik) mezunu olup da, sanatla ilgilenenlerin patent alma ve iş kurma oranlarına bakılmış; bu oranın, genel nüfusa oranla, 8 kat fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Günümüzde popülaritesi bir hayli yüksek olan STEM programları artık sanatı (art) da içine alarak genişlemiş ve STEAM olmuştur.
Öyleyse çocuklarımızın öncelikle mutluluğu ve beyin gelişimleri için neler yapabiliriz minik bir liste; Anne karnından itibaren evinizde kaliteli müzikler ve özellikle “Mozart” dinleyin. (bkz. Mozart z Effect) Bebeklere ninniler ve klasik müzik dinletin. (baby brain music vb.) Küçük yaşlardan itibaren doğadaki sesleri fark etmesini sağlayın. ( hayvanların sesleri, yağmurun sesi vb. ) Günlük rutinlerinize çeşitli müzik ve tekerlemeler uydurun. ( Günaydın şarkısı, yatma saati tekerlemesi gibi.) Çocuklarınız oyun oynarken fonda klasik müzik ve çocuk şarkıları (çocuk şarkıları aynı zamanda çok da güzel mesajlar verir; barışa, sevgiye dair.) dinletin. Birlikte konser, müzikal gibi etkinliklere katılın ve çocuğunuzun neler hissettiği ile ilgili sohbet edin. Okul öncesi dönemden itibaren ritim eğitimi iyidir. (Orff-schulwerk) Hayatına arkadaş olabilecek bir enstrüman çalmasına teşvik edin. Çocuklar bir durumu en çok da ebeveynlerini model alarak içselleştirir. O nedenle en önemlisi ve en güzeli; bunların hepsini “ailecek” yapın…