*Luthier, sözcük anlamı olarak telli müzik aletleri yapımcısına verilen isimdir. Luthier’ler, sadece enstrüman üretmekle kalmaz, aynı zamanda onarımını ve bakımını da yaparlar. 15. yüzyıldan bu yana süregelen luthierlik mesleği, iyi bir kulağa sahip olmayı gerektirir.
Bu sayımızda Ereğli’nin Luthier’i larak birçok müzik aletine hayat veren kıymetli isim Zafer Bultan’ı daha yakından tanımak istedik…
Zafer Bey, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Zonguldak / Kilimli doğumluyum. Zonguldak Çelikel Lisesinde eğitim gördüm. Türk Sanat Müziği ile çok ilgili bir öğretmenimiz vardı ve bize sürekli Sanat Müziği dinletirdi; onun sayesinde çok küçük yaştan beri müzikle büyüdüm ve çok sevdim. Daha sonra ailemle birlikte Ereğli’ye taşındık. Annem ev hanımıydı, babam ise marangozdu; mobilya, ayakkabı imalatçılığı gibi meslekler yapardı. Askerden önce Karabük’te de çalıştım ama orada çalışmak beni tatmin etmedi ve askerden dönüşte 5 Mayıs’ta Erdemir’e Satın alma servisine girdim. 15 Mayıs 1976 yılında ise eşim Ayşen Hanımla evlendim.
Müzik aletleri yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?
Erdemir’den emekli olduktan bir sene sonra amatörce başladım bu işe; kendimi oyalayayım dedim ama olmadı çok sevdim ve halen profesyonel olarak devam ediyorum. İşten ayrılmadan önce son dönemlerimde kendime bir ud almıştım, çalışırken vaktim olmadı ama emekli olunca ben bu udu yaparım dedim ve kendi udumu yapan arkadaşım İlyas Çakan’ı arayıp ‘Kardeşim, bana bu müzik aletinin parçalarını gönder, ben bunu yapacağım’ dedim ve öyle başladım. 1998-1999 civarı da dükkan açtım.
Ne tür el yapımı müzik aletleri üretiyorsunuz?
Üretim dışında verdiğiniz hizmetler var mı? Ud, keman, kanun, bağlama, kabak kemane, klasik kemençe, normal kemençe… Üretim dışında tadilat işi de yapıyorum. Atölyemde daha önce müzik dersleri de veriliyordu fakat sonra baktım olmuyor üretim sırasında konsantre sorunu yaşadığım için bir süre askıya aldım.
El yapımı ürünler dışında seri üretim müzik aletleri oluyor mu? Çıkardığı ses olarak ciddi bir fark var mı?
Fabrikasyon ürünler genelde Çin’de yapılıyor. Türkiye’de de bir sürü fabrika var yine müzik aleti parçası üretimi yapan; biri bir parçasını diğeri başka bir parçasını yapıyor. Fakat el yapımı deyince profesyonel anlamda el işçiliği olması gerek ki çıkardığı ses de ona göre farklılaşıyor tabii; ustanın da kendine göre bir ölçüsü var.
Bilinenlerin dışında farklı yeni müzik aletleri yarattığınızı da duyduk? Bu konudan biraz bahseder misiniz?
Bazen kafama esiyor, değişik şeyler de deniyorum. Örneğin ud gibi olan fakat gitar gibi de çalınan bir aletten üç tane yaptım. Bir tanesi Amerika’da, bir tanesi İzmir’de, bir tanesi de Ereğli’de. Ereğli’ de çift taraflı bir kanun çalma tekniği farklı. Orçun diye arkadaş var o onun üzerinde çalışıyor, bir tane daha istiyor ama henüz kendimi ona hazır hissetmiyorum çünkü ölçülendirmem lazım öncesinde.
Yaptığınız iş gerçekten ustalık isteyen bir iş, bize biraz daha detaylardan bahsedebilir misiniz?
Bir mobilyadan standart şeyler yapabiliyorsunuz ama bir müzik aleti yapmak çok daha farklı bir durum çünkü işin içinde hem ses, hem de ağacın çekeri var. Hesabını kitabını ona göre yapacaksın yoksa ağaç ortadan ikiye çatlayıverir. Ustalık da oradan geliyor. Sesin güzel çıkmasını sağlayacak bir de kulak lazım. Bir ağacı incelterek sesi gürleştirebilirsin ama birbirine karıştıktan sonra hiçbir manası yok.
Bildiğiniz kadarıyla bölgede bu mesleği sizden başka yapan var mı?
Benim yaptığım şekliyle yok. Yapmaya çalışan, uğraşanlar var fakat bu bölgede de Türkiye’de de bütün enstrümanları aynı anda yapabilen yok. Ben hepsini yapıyorum ama diğer ustalar tek ya da birkaç müzik aleti üretiyorlar.
Bir müzik aletini ne kadar zamanda üretiyorsunuz? Üretmesi en keyifli müzik aleti hangisi?
Üretim süresi müzik aletine göre değişiyor. Örneğin keman küçük küçük rendelerle yapıldığı için biraz uğraştırır, ellerimi çok yorar fakat üretmek çok zevklidir, ortalama 1 ayda çıkar. Ama o bombeyi hatasız çıkartmak gerekiyor; hele bir de istediğim sesi çıkartırsa, değmeyin keyfime… Kanun biraz uzun sürüyor 3 aydan önce bir kanun üretimden çıkmaz.
Sadece Ereğli değil, birçok farklı şehir ve ülkeden müzik aleti aldıklarını duyduk.
Kendi tasarımım olan diğer müzik aletinin Amerika’ya gitmesi tesadüfiydi. Beni tanıyan biri İzmir’de müzik aletini görünce ille bundan istiyorum dedi. Ben de o sırada yapmak istemiyordum ‘Bu değişik bir alet, sen normal gitar, bir de ud al dedim ama ısrar etti ve direkt aldı götürdü Amerika’ya. Yunanistan’a Buzuki yapmıştım. Bir buzuki modeli var herkes onu çalışıyor ben kendi modelimi oluşturdum öyle yapıyorum. Dünyanın birçok noktasından beni duyan insanlara ürettiğim müzik aletlerini gönderdim. Almanya’ya Avusturya’ya. Özellikle Almanya’dan bağlama çok talep ediyorlar. Özlemle alakalı sanırım her sene 2-3 bağlamam Almanya’ya gider.
Müzik aleti yapımını sizin yanınıza gelip öğrenmek isteyenler oluyor mu? Bugüne kadar yetiştirdiğiniz insanlar oldu mu?
Tabii oluyor. Ereğli’de biraz zor bu iş sıkıntılı, bu saatten sonra kimseyi yetiştirmem.Yetişen İstanbul’da yaşıyor. Çağatay var şimdi burada bu işlerle uğraşıyor, bir atölyesi var ve müzik aleti üretiyor. O bu işe devam etsin istiyorum, başka bir şey yaparsa kızarım.
Sizce müziğe olan ilgi nasıl?
Müzikle gerçek anlamda uğraşan çocuklarımız, gençlerimiz var. Mesela piyanoda zaman geçiren çocuk zamanla keman da çalabilir. Ailede müzikle uğraşan birileri varsa çocuklar için tamamlayıcı oluyor genelde. Eskiden çok güzeldi; herkes fasıl yapardı. Burada dükkanı ilk açtığım dönemde her akşam fasıl eğitimi vardı. Güzel Sanatlarda da yetenekli çocuklar var; mesela Alihan diye bir çocuk var çok da ders aldı, çok başarılı.
Sizce emeklilikten önceki mesleğiniz mi daha keyifliydi yoksa şimdiki işiniz mi?
Daha önce böyle bir imkan bulsaydım fabrikaya falan girmez sadece bu işi yapardım ama o zaman da şartlar öyleydi, askerden gelir gelmez Erdemir’de işe girdim. Çalıştığım dönemde iş yoğunluğu yüzünden çocuklarımı göremediğim zamanlar oldu. Emeklilikten sonra bana keyif veren işimi buldum diyebilirim.