Kdz.Ereğli’nin ilk Kadın Kooperatifi’nin kurulmasında büyük katkıları olan Halk Eğitim Öğretmenlerinden Nigar Duman ile gerçekleştirdiğimiz röportajda hem öğretmenimizi daha yakından tanıdık, hem de Kdz. Ereğli’nin en önemli kültürel değerlerinden olan Elpek Bezi ve ilk Kadın Kooperatifimiz ile ilgili bilgiler edindik.
Nigar Hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Nigar Duman 21 Mart 1965 Gaziantep doğumluyum. Baba mesleği dolayısıyla ilkokulu Antep, Artvin, Arhavi, ortaokulu Kütahya, liseyi ise Bitlis Lisesinde okudum. Daha sonra Mersin’in Anamur ilçesinde Akşam Sanat Okuluna giderek giyim, nakış ve bir çok alanda eğitimler aldım. Yine Mersin’in Kızkalesi beldesinde 1986 yılında giyim öğretmenliğine güzel bir tesadüf sonucu başladım. Mersin’de sırasıyla Kızkalesi, Erdemli, Tömük, Tarsus derken İskenderun’a taşındık ve orada üç sene makine Nakış öğretmenliği yaptım. Bir yaz tatilinde Kdz. Ereğli’de Jandarma Karakolunda görev yapmakta olan kardeşimin yanına ziyarete geldim. 16 saatlik yol o kadar uzun gelmişti ki; Ereğli Terminale inince ‘Allah kimseyi buraya yazmasın derken, bir ay sonra eşimle tanıştım. 26 27 Özel Konu Kdz.Ereğli’nin İlk Kadın Kooperatifi Akdeniz’den Karadeniz’e tatlı bir yolculuk yaparak 4 Temmuz 1993’te evlenip Kdz Ereğli’ye yerleştim. Burada ilk sene Kavaklık mahallesinde makine nakışı alanında öğretmenlik yaparken ilk oğlum İsmet Can’ımı dünyaya getirdim. Eşim; evladın mı, para mı deyince hiç düşünmeden tabii ki evladım dedim ve ikinci çocuğum Eren’im dünyaya geldiğinde zamanımı tamamen onların eğitimlerine adadım. İsmet Can’ım Tıp Fakültesini, Eren’im de İnşaat Mühendisliğini kazanınca o kadar boş zamanım oldu ki; Ereğli için bir şeyler yapmam gerek diye düşündüm ve tekrar Usta Öğreticiliğe müracat ettim. Ertesi gün 75 dikiş gönüllüsüne haftanın üç günü kurs vermeye başladım. Birkaç gün geçtikten sonra müdürüm Sinitli Köyüne iğne oyası kursu vermem için beni daireye çağırdığında çok uzak olduğunu, zor olacağını söylediğimde beni ikna etmek için Okul Müdürü ile tanıştırdı.
O kadar uzaklıktaki köye gitmeniz de büyük bir mesele aslında..
Aslında evet, ama Okul Müdürümüz Ömer Bey bana ‘Hocam biz çocukların velilerini okula getiremiyoruz, okulun altındaki atölyede bir kurs olursa, oraya gelecek veliler çocuklarıyla da ilgilenecekler, böylelikle velilerle iletişim de kurmuş olacağız ayrıca bir iş öğrenmiş olacaklar’ dedi. O zamanki Halk Eğitim Müdürüm sadece gidip görmemde çok ısrarcı oldu, Sinitli’ye gidince neden ısrar ettiklerini anladım; 40 kadın bana bakıyor ‘Hocam nolur bize öğretin, biz de meslek edinmek ve aile bütçesine katkıda bulunmak için evlerden çıkalım.’ diyor. Böylece çok bir verimli senemiz geçti. Haftanın iki günü Sinitlili kadınlarla çok güzel işler yaptık. O öğrencilerim şimdi dışarı iğne oyası yaparak para kazanıyorlar, işte mutluluk bu. Orada çıkan ürünlerle hem Ereğli’de hem de köyde sergi açtık; çok beğenildi. Müdür bey köyde okul yararına bir kermes düzenleyelim dediğinde biz de katıldık. Herkes bin lira hayal ederken biz kat be kat fazlasını kazanarak kendi elleriyle okulunu düzelten, bahçesini boyayan Okul Müdürüne teslim ettik. Bu parayla da okul bahçesi düzenlendi ve Atatürk Büstü yapıldı; benim için gurur verici bir şeydi. Daha sonra Halk Eğitim’e ara vererek Bemi Atölye’de müdürlük yaptım. Keyifli ama çok yorucu bir işti, ayrılmak zorunda kaldım.
Elpek Bezi ile nasıl tanıştınız? Kooperatife giden yol nasıl açıldı?
Giyim kursunu açtığımız dönemlerde, öğrenciler bir kumaş getiriyorlar dikmek için. Bu nedir diye sorduğumda ‘Elpek Bezi’ buranın çok eski zamanlarda kendilerinin ekip üretip elde ettikleri iplerle dokunan yöresel bezi dediler. Kimi ninesinin sandığından, kimi annesinin çeyizinden sandık ve tarih kokulu özel bezleri görünce hayran kaldım, çok hoşuma gitti. Hala dokuyup dokumadıklarını sorduğumda ninelerinin zamanında her evde ve köyde dokunduğunu ama artık kimsenin dokumadığını söylediler. Öğretecek kimsenin olmadığını söylediklerinde çok üzüldüm, bir kültürel miras yok mu oluyor diye düşündüm. Sanayileşmeye ve teknolojik gelişmeye yenik düşen bu bezin dokumasını öğrenmek ve bir kültür taşıyıcısı olarak gelecek nesillere aktarmak için bir çare olmalıydı. Bu üzüntümü Halk Eğitim Müdürümüz Canan Hanım’la paylaştım. Bu bezin dokumasını önce öğrenmek, sonra öğretmek istediğimi; gelecek nesillere aktarmak yaygınlaştırmak ve kullanıma kazandırmak istediğimi söyledim. O da benim bu heyecanıma ortak olarak araştırmalar yaptı imkanları hazırladı Halk Eğitim Müdürümüzün aracılığıyla Elpek Bezi Dokumacılığını yapan ve yaptıran tek kurum olan Elpek Bezi sahibinden bu kursu aldım. Onun verdiği güzel bilgileri, geçmişimden gelen Mersin’den edindiğim bilgilerle birleştirdim ve Elpek Bezi dokumacılığını öğrenmiş oldum.
Peki Kooperatif kurmak kimin fikriydi?
Bemi’den ayrıldığım gün Canan Müdürümüz aradı ve Kaymakamımız İsmail Çorumluoğlu’nun şu an bulunduğumuz bu tarihi binada İşkur destekli olarak kursiyerlere Elpek dokuma kursu açmak istediğini belirtti. Destek olur musun dediğinde tabii ki diyerek koşa koşa gittim. Buradaki 6 tezgahı Kastamonu’dan yaşlı bir bey getirmişti, elemanı da yoktu; bu kocaman tezgahların her bir parçasını gece yarısına kadar 4. kata çıkardık ve kurduk. O zaman öğretmen ben değildim ama tezgahların kuruluş aşamasında orada olmak her vidasının sıkıldığını görmek, her tel takılırken ince ayrıntılarına kadar içinde olmak bana büyük bir heyecan vermişti. Tezgahlar tek tek kuruldu ortaya çıkan manzara müthişti. Proje başlamıştı. 20 öğrenciyle birlikte kursumuz açıldı, ben dokuma öğretmeni olarak görevlendirildim ve dokumaya başladık. Kursiyerlerim de birer kültür mirası taşıyıcısı olduğu için benden heyecanlıydı. Kursun açılışından 15 gün sonra bir sergi vardı. Arkadaşlarla çalışmaya başladık, küçük bir masa istedik sergide. Sonra çıkan ürünlerle 4 masa ve duvar panolarıyla kocaman bir sergi gerçekleştirdik o kadar kısa zaman içinde. Kaymakamımız geldiğinde eskileri topladığımızı zannetti, ilk öğrencilerimizin 15 günlük bir kursta öğrendikleriyle gerçekleştirilen dokumalar olduğunu öğrendiğinde çok şaşırdı ve ‘Hemen bir Kooperatif kuruyorsunuz’ dedi. Arkadaşlarımızla düşündük taşındık; ben dokuma öğretmeyi çok seviyorum ama Kooperatifçilik çok daha geniş bir kapsam, ürünlerin tasarımı, üretilmesi, satışı başlı başına zor konular. İlk kursiyerlerimin belge töreninde Sayın Kaymakamımız İsmail Çorumluoğlu kooperatif isteğini tekrarladı ve o gün Belediye Başkanımız Halil Posbıyık bu güzel düşünceye destek vereceğini söyledi. Akabinde o yılki festivalde gelen misafirlere hediye edilecek yöresel bezimiz olan dokumayı bizlere dokutturarak cesaret verdi. İkinci kursu açtığımızda kooperatif konusunu açtığımız arkadaşlarımız Müjgan Özdemir, Nurcan Semiz, Merve Likoğlu, Ayşe Bayrak, Filiz Demirhan, Meryem Demir dokumadan aldıkları keyifle ve Selman Gökdeniz, Şengül Gökdeniz, Sinan Gökdeniz’in destekleri ile pandemi olmasına rağmen kooperatifimizi kurmaya karar verdik. Böylece sağolsunlar Sayın İsmail Çorumluoğlu’nun desteği ile Ereğli’nin ilk Kadın Kooperatifi olan ‘Elpek Dokuyan Eller’ 17 Nisan 2020’de kurulmuş oldu. Meriç Sosyal, Filiz Akman arkadaşlarımız da katıldı. Ereğli merkezde oturanların dışında Gülüç’ten, Keşkek’ten Kepez’den arkadaşlarımız Kooperatifimize her gün mutlulukla ve azimle geliyorlar. Burada bayanlarımız orjinaline en yakın şekilde Ereğli’nin geçmişini anlatan bu bezi dokumaktan büyük keyif almaktalar. Düşünün ki biz bu arkadaşlarla dokumayı pandemide bile hiç bırakmadık. Yani kısaca kooperatif kurmak sayın Kaymakamımızın fikriydi bizlerden de desteğini hiç esirgemedi. Kendisine minnettarız.
Yurtdışına satış yapmayı düşünüyor musunuz?
Pandemiden önce yurtdışı ayağımız için örnek ürünlerimizi göndermiştik, kabul de gördü ama araya pandemi girince beklemeye aldık o konuyu. İnşallah hayat normale dönünce yurtdışına da açılmayı planlıyoruz. Elpek bezini sınırların ötesine modern dokunuşlarla tanıtmayı, taşımayı çok istiyoruz.
İlk kaç kişi kurdunuz ve şu anki Kooperatif üye sayınız kaçtır? Hepsi kadınlardan mı oluşuyor?
İlk kurduğumuzda 7 kişiydik, şu an 12 kişiyiz. Terzimiz Sinan Bey, Fatoş Hanım’la beraber dikişlerimizi yapıyorlar. Kendileri ilk günden itibaren Kooperatifimize desteklerini esirgemediler hatta onların ‘biz de varız’ demeleri bizi güçlendirdi. Kadın kooperatiflerinde her 10 kadın üyeden sonra bir erkek üye olabiliyor. Onbirinci üyemiz de By Sinan Gökdeniz .
Burada bir iş bölümü var mıdır?
Tabii ki… Ellerin becerilerine göre iş bölümü yaptık. Ayşe Bayrak, Müjgan Özdemir, Nurcan Semiz Şal kısmında, ipekli dokumaya çok yatkın olduklarından şallarımızı dokuyorlar. Diğer arkadaşlarımız keten ve pamuk dokumaları yapıyorlar. Temizliğinden iplerin yerleşmesine kadar her şeyi beraberce yapıyoruz.
Gördüğümüz kadarıyla Elpek Dokuyan Eller Kooperatifi ürün çeşitliliğini de arttırdı.
Sürekli yeni şeyler deniyoruz arkadaşlarla. Örneğin tasarımı, dokuması ve dikimi bize ait olan erkek gömleğimiz çok güzel oldu, kullananlar çok memnun kaldılar. Yün, ipek şallar, ev tekstilinde runner, masa örtülerini çok çeşitlendirdik. Çantalar, kolyeler yapıyoruz. Bir hayalimiz var; çocuk nevresimlerinde, yastıklarında bu doğal ürünleri kullanmayı çok istiyoruz.
Farklı renklerde de çalışmaya başladınız takip ettiğimiz kadarıyla..
Elpek bezinin en belirgin görsel özelliği çizgili olması. Eskiden kırmızı, lacivert ve beyaz çizgi olarak dokuyorlarmış. Müzedeki elpek kıyafetlere de dikkat ederseniz eski elpek bezlerinde desen değil de çizgilere yönelmişler geçmişte. Biz de aynısını kullanmaya çalışıyoruz. Diğer illerdeki gibi geometrik desenler yok, bu yörede bu şekilde kullanılmış. Biz yine çizgiden şaşmayarak renklendirmeye başladık, sarı, turuncu gibi sonbahar renklerini kattık, yeşil ekledik ve çok da rengarenk güzel olmaya başladı. Bizi de çok mutlu etti. Bize başlangıçta eleştiriler yaptılar ‘Onlarınki Elpek değil çok ince’ dediler. Halbuki ip inceldikçe ürün de incelir, ip kalınlaştıkça ürün de kalınlaşacaktır. Şimdi ise görenler beğeni ile bahsediyorlar. Biz her talebe uygun modern dokunuşlar ve ipliklerle elpek bezini günümüz şartlarındaki doğal halini üretiyoruz. Ürünlerimizi gelip görerek dokunarak hisseden kişiler, çeşitliliği de görünce çok mutlu oluyorlar. Ürettiklerimizle ilgili de herkesten çok güzel tepkiler alıyoruz.
Sizlerden Elpek dokumayı öğrenmek isteyen bayanlara ne söylemek istersiniz ve ayrıca Kooperatifçilik hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Evet, onu da netleştirmek lazım; burası sadece Kooperatif değil, Kaymakamlığın açmış olduğu; Sosyal Yardımlaşma Vakfı, İşkur, Aile Destek Merkezi ve Halk Eğitim Merkezi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği bir proje kurs merkezi. Burada sadece Elpek yok, nakış, takı, ahşap boyama kursu da var. Ve bu kursa gelen kadınların çocuklarına sağladığımız öğretmen eşliğinde oyun odası olanağımız da var. Bu kursları alan, ben bu öğrendiğim beceriyi işim haline getirmek istiyorum diyen herkesi biz aramıza alıyoruz. Yani sadece elpek dokumayı öğrenmesi de şart değil, bunun saçağı var, üstüne işlenen işler var, yapılacak tel kırmaları var. İş bölümüne göre yapabileceği bir şey mutlaka çıkar. Kim gelmek isterse; ben bu Kooperatife ortak olmak istiyorum diyen herkese kapımız açık. Yeter ki bayanlarımız iş sahibi olup aile bütçesine katkıda bulunarak ayaklarının üstünde dimdik dursunlar. Burası her ortağa eşit kar dağıtılan bir bünye. Belirli bir sermaye koyup üyemiz olabiliyorlar. Ürünlerimiz satıldıkça kasamızda birikiyor. Doğal olarak defter, muhasebe giderleri gibi giderlerimiz var. Zor günlerimiz için de ayırdığımız bir miktar tutar var. Bunları çıkarınca, kadınlarımızın günlük kaç saat çalıştıkları hesaplanıp adaletli bir şekilde kardan dağıtımı yapılıyor. %10 oranla da erkek üye de alabiliyoruz.
Şimdiye kadar kaç kişiye kurs verdiniz? Buradan kurs almak isteyenler nasıl bir yol izlemeli?
Elpek olarak şimdiye kadar 150’nin üstünde eğitim verdik. Elpek öğrenmek isteyenler, İşkur’a, Aile Destek Merkezine, Halk Eğitime veya buraya müracaatlarını yapabilirler. Bir kursun açılması için en az 12 öğrenci olmak zorunda. Örneğin Elpek dokumayı öğrenmek isteyen 12 öğrenci olmuşsa Halk Eğitim tabiki kurs açıyor.
Bu işten hiç anlamayan birisi gelip öğrenip kurs sonunda birşey üretecek kadar geliştirebilir mi kendini?
Önemli olan sadece kişinin istemesi, yoksa bilmiş bilmemiş hiç önemli değil. İlk günden gelip bir ürün yapmaya başlayabilirler. 40 cm’lik bir ürünü günde bir metre dokuyabilirsiniz yeni başlamış olsanız bile..
Kurumların, insanların görüşleri, tepkileri nasıl oldu Elpek Dokuyan Eller Kooperatifine?
En yakın zamandaki yaşadığımız şeyi anlatmak isterim. “Kadın Kooperatifleri Batı Karadeniz Buluşması†toplantısına ilimiz dahil; Bartın, Bolu, Çorum, Düzce, Karabük, Kastamonu, Sinop ve Samsun olmak üzere 9 il Valimiz ve eşleri ile Kadın Kooperatifleri temsilcileri ve ilgili kurum yetkilileri çevrimiçi katılım sağladılar. Biz de Ereğli’nin ilk ve tek Kadın Kooperatifi olarak o toplantıya ürünlerimizle birlikte katıldık. Çok güzel bir toplantıydı; hem diğer illerdeki kooperatiflerde neler yapıldığını gördük, hem eksiklerimizi tamamladık, hem de güzel fikirler verdik. Orada Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz Elpek Bezimizi çok beğendi ve sağolsunlar hemen orada çok beğendikleri şallardan alarak kooperatifimize destek oldular. Sayın Kaymakamımız zaten ilk günden itibaren hep yanımızda. TSO ve Belediye ile de görüşeceğiz, onların da destekleyeceğinden eminiz.
Sivil Toplum Kuruluşlarıyla ortak projeler yapıyor musunuz?
Enerjileriyle, sıcaklıklarıyla Kdz.Ereğli Rotary Kulübü bize çok büyük destek verdi. Bunu hiç unutmayacağız. Sadece ortak proje yapmak değil mesele, öyle bir enerji verdiler ki bize, çok değerli. Bu dönem bizimle birlikte kurulan ‘Elpek Dokuyan Eller’ Rotary Toplum Birliği ekibi ile birlikte çocukların eğitimine destek olmak amacıyla harika bir proje hazırladılar. Kooperatifteki kadınların emeği ile tezgahlarda dokunan yöresel Elpek Bezinden kalp şeklinde lavanta keseleri hazırladık. Rotary Kulübü de bunların satışını gerçekleştirdi hem bize destek oldular hem de geliriyle çocukların eğitimine fon yarattılar.
Bildiğimiz kadarıyla daha büyük hedefleriniz için proje yazımıyla da ekip olarak uğraşıyorsunuz.
Evet ekibimizden Sinan Bey, İlçe Tarım Müdürü Osman Bey’in verdiği fikirlerle bu işleri yürütüyor. BAKKA’ya SOGEB (Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı) kapsamında bir proje yazmaya başladık. Bizim burada 10 tane tezgahımız var, eni 90 cm’ye kadar el dokuması bezlerimizi dokuyoruz sadece. Ama Buldan bezi, Şile bezi gibi eni geniş ürünler dokuyamıyoruz. Biz istiyoruz ki kıyafetler, nevresim gibi ev tekstilleri dokuyalım ve onların da satışını yapalım. Yazdığımız proje onay alırsa 2.20 cm.’ye kadar dokuyabileceğimiz makineler alıp büyük boyutlarda dokumalar yapabileceğimiz, daha fazla kadına iş olanağı sağlayan bir alana geçeceğiz.
Hayalleriniz nedir?
Son 50 yılda gelişen teknolojiye ve sanayiye yenik düşen en önemli doğal ve kültürel değerlerimizden biri olan ‘Elpek Bezi’ni gelecek nesillere aktarmak en büyük hedefimiz. Kadınların gücünü herkese göstermek, kadınlara, gençlere iş imkanı sağlamak, göçü engellemek hayallerimiz arasında. Sadece öğretmekle kalmayıp bu değerden güzellikler sunup kazanç sağlanması, tüm Türkiye’de ve Dünyada Elpek Bezinin tanıtımını yapıp hak ettiği değeri bulmasını sağlamayı hedefliyoruz. Dedem ‘Yumurtacı Hakkı’ lakaplı Kurtuluş Savaşında Nizip’in kurtuluşunu sağlayan kahramanlardan biriydi ve hep derdi ki ‘Nereye giderseniz gidin yaptığınız işte en iyisi olun.’ Biz de Kdz Ereğli’de ilk kurulan Kadın Kooperatifi olarak Elpek dalında en iyisi olmak için çalışacağız.