Caner Özçep – Özel Utku Fen ve Anadolu Lisesi Müdürü
Hani bazen insan dünyada kimse kendisini sevmiyormuş gibi hisseder ya, bütün dünya ona karşıymış, kimse kendisini anlamıyormuş gibi. İşte o zaman insan bir yerlere ait olduğunu hissetmek istiyor. Bazen ailesinde bulur kendini, bazen arkadaşlarında, bazen bir ortamda. Mekân ve kişiler değişse de bu his hiç değişmez. Sıcacık, insanın içini kaplayan güzel bir histir aitlik. Sanki bahar rüzgârından bir el saçlarını okşuyor gibi huzur veren, burnunu acıtan, gözlerini dolduran… Bir yerlere ait olduğunu hissetmek istiyor insan…
Böyle düşüncelerle başlayan yorucu bir çalışma günün ardından gözlerimin nasıl kapandığını bile fark edememiştim. Minicik bir çocuğu gördüm rüyamda, güler yüzlüydü adı Utku’ydu. Bu yıl okula başlayacaktı. Sokaklarda baba oğul gezerken rengârenk kalemleri, ışıltılı defterleri, çantaları gör – düğü anda minik kalbi heyecandan hızlı hızlı atmaya başlıyordu. Kendisini vitrinlerin önünden alamıyordu. Okula gitmek istiyordu. Daha önce hiç okula gitmemiş, okulun içini bile görmemişti. Acaba nasıl bir yerdi okul, arkadaşları kim olacaktı, nasıl oyunlar oynayacaklardı, öğretmenleri kim olacaktı, onu okulda neler bekliyordu? Birlikte ilkokulu, ortaokulu, liseyi hayal ettik. Tüm bunları düşünürken içi içine sığmıyor, gözlerinin içi gülüyordu. Her halinden okula başlayacağı günü sabırsızlıkla beklediği belliydi. Nasıl bir okulda okumalıydı? Akşam olmuştu, yoruldu. Annesinin omzuna kafasını koydu, heyecanına yenik düşmüş uyuya kalmıştı… Onun uyumasının verdiği huzurla uykudan uyandım. Ne güzeldi bu anları düşünmek, ne kadar heyecan vericiydi bu duygularla uyumak, hayal görmek, gerçekleri tekrar tekrar gözden geçirmek.
Nasıl bir okulda çalışıyordum, çalıştığım okul rüyamdaki o güler yüzlü çocuk olan Utku’nun hayallerini gerçekleştirebilecek miydi? Sonra mı? Epey düşündüm… Utku Eğitim Kurumları nasıl bir okuldu?
Bir bilgi ve öğrenme metropolü olan Utku Eğitim Kurumları 1986’dan bu yana yenilikçi ve lider kuruluş olma yolunda ilerleyen ana sınıfından liseye dört farklı program uygulayan başarılı, çalışkan, tutkulu ve sorumluluk sahibi, Utku’ya bağlı insanlardan oluşan rasyonel düşüncesi, etik değerleri, geleneği ve hizmeti ile geleceği şekillendiren bir öğretmenler kuruluşuydu. Atatürk’ün benimsediği demokrasi ve barış ilkelerine bağlı olup hümanist Thomas More’un “Okul için değil, hayat için öğreniriz” deyişini temel alarak yoluna devam eden Utku Eğitim Kurumları; araştıran, geliştiren ve uygulayan yeni teknolojilerin araştırıldığı ve uygulandığı öğrencilerin sıra dışı başarılar elde edebilme – lerine olanak sağlayan sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere önem veren, bakımlı çevresi, güvenli kampüsü, modern binası ve tesisleri ile çağdaş dünyanın tüm olanaklarını Utkulularla buluşturan bir yaşam alanı olduğunu çok iyi biliyordum. Daha başka ne var dedim kendi kendime…. Güçlü eğitim programı, geniş akademik ve sosyal olanakları ile öğrencilerini parlak bir geleceğe hazırlayan, Kaliteli bir eğitim, güvenli bir gelecek, unutulmayacak bir eğitim yaşamını klasik öğretim anlayışının ötesinde sunan Utku Eğitim Kurumları rutini tekrarlayan değil, yeniyi araştıran ve uygulayan hedef odaklı çalışma ve takım ruhu anlayışını benimseyen bir kuruluştur dedim, ve dedim ki;
Ben bir utkuluyum, Yaratıcıyım, Güvenilirim, Paylaşımcıyım, Başarılıyım, Tutkuluyum, Üretkenim, Özgürüm, İnsancılım, Çünkü biz Utkuluyuz.
Utkulu olmak tam da böyle bir şey !..