Yazar: Editör

“Zor olan görmemek değil, insan buna zamanla alışıyor; asıl zor olan görünmemek.” İçinde bulunduğumuz ortamdan, şartlardan şikayet edip durmak yerine etrafına ışık saçacak iyilikler yaratmayı şiar edinen insanlar sayesinde bu dünyanın daha güzel olduğu düşüncesindeyiz. Bu bölümümüzde sizlerle tanıştırmaktan mutlu olacağımız Eğitimci Duygu Özdemir’in hayalinden kıvılcımlanan bir proje var. Türkiye’de ilk defa Kdz.Ereğli’ de hayata geçirilen 4 Duyu İstasyonunda ziyaretçiler tamamen karanlık ortamda, görme duyuları yerine diğer duyularını keşfedip geliştirerek hareket etmeleri konusunda görme engelli rehberlerce eşlik edilip yönlendirilecekler. Görme engelli rehberler, 40 dakikalık parkurda ziyaretçilerin dokunarak, koklayarak ve duyarak “yeni ve farklı” bir biçimde görmelerini sağlayacak. Konu ile…

Read More

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Merhabalar ben 1990 Ereğli doğumluyum. İlkokulu ve Ortaokulu Cumhuriyet İlkokulu’nda, liseyi TED Koleji’nde okudum. Ardından üniversitede Uludağ Üniversitesi Gıda Mühendisliği’ni kazanarak 4 yıl Bursa’ da yaşadım ve sonrasında hayallerimden biri olan İstanbul’da yaşamaya başladım. 6 yıldır A&T Gıda Kontrol Laboratuvarında İş Geliştirme Koordinatörü olarak çalışmaktayım. Aynı zamanda bu dönemde Bilgi Üniversitesi Marketing yüksek lisansımı tamamladım ve kendi paralelinde kendi işim olan www.gidabilgi.com şirketimi de kurdum. Şuan A&T Gıda Laboratuvarı ve Gıda Bilgi işlerini beraber yürütmekteyim. Gıda Güvenliği başlığında ülkemizi ve dünyayı değiştirecek projeler içinde yer alma hayalim hedeflerim var. En son ne zaman Ereğli’ye…

Read More

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Adım Ahmet Said Özen, 1972’de İstanbul’da doğdum. Babam İskenderli köyünden, annem Ortaköylü, yani aslen Ereğli’denim. Çok kısa bir dönem ilkokulu Ereğli’de okudum. Babamın işinin İstanbul’da olmasından dolayı kalamadık. Fakat ben neredeyse tüm yaz tatillerimi Ereğli’de geçirdim. Teyzelerim Ereğli merkezdeydi ve onların yanına gelirdim. Ayrıca iki dedemde hayattayken sürekli olarak onların yanına giderdim. Yani İstanbul’da doğsam da şanslı bir çocuktum çünkü gelecek bir memleketimiz vardı ve toprağa basıyorduk. Gençlik yıllarımın başında yani 16 – 17 yaşında motor sporları ile tanıştım ve hobimi meslek haline getirip bu branşta gazeteciliğe başladım. Türkiye’nin önde gelen otomobil dergilerinde muhabirlik…

Read More

Yeniliğe ve teknolojiye dönük köşemize hoş geldiniz. Bu sayımızda, yine ilginizi çekebileceğini düşündüğümüz ilginç gelişmeleri sizler için kısa kısa derledik. Yazımızın ilk bölümü uzaydan gelen bir gelişme paketi:) Yıllardır dünya dışına uzak kalıp Rusya üzerinden uzaya astronotlarını gönderen Amerika’ nın şu günlerde tekrar girişimlerde bulunmaya başlaması. Özel Amerikan şirketleri olan SpaceX, Blue Origin, Boeing gibi firmalarla iş birliği yaparak evrene açılma hatta yerleşme yoluna gitmesi gözleniyor. Durumu takip eden İsrail (Dünya arşivli bir uzay aracını uzaya gönderdi.), Çin gibi ülkelerin de faaliyetlerini hızlandırması “uzay yarışı”nı tekrar alevlendirmiş görünüyor. Uzmanların uzaya çıkan ve çıkacak ülkelerin gelecekte “gelişmiş” statüsünde bir ayrıcalık kazanacağını…

Read More

İnsanoğlunun koşu kabiliyetini tahminen 4,5 milyon yıl önce kazandığı düşünülüyor. O günlerde sadece yürüyebilen insanoğlunun, avlanabilmek için zamanla koşu yeteneğini geliştirdiği tahmin ediliyor. Koşuyu yarış amacıyla kullanmaksa çok çok sonraları, insanoğlunun kültürel faaliyetlerinin gelişmeye başlamasıyla start alıyor. Tarihi bulgulara göre yarış için yapılan ilk koşu İrlanda’nın Tailteann Oyunları’na yani M.Ö. 1829 yılına dayanıyor. Günümüzde profesyonel koşucuların yanında insanlar kendi fiziksel ve ruhsal sağlığı amacı dışında topluma fayda sağlamak amacıyla destekledikleri dernekler adına da koşuyorlar. Ereğli’de de bir koşu grubu var ve bu grup hakkında ayrıntılı bilgi almak için EKG ile röportajımızı sizlere sunuyoruz. Koşu grubu kurma fikri nasıl ortaya…

Read More

Bazı detaylar vardır her gün gördüğümüz ama gözümüzden kaçan… 50 liranın üzerindeki Türk kadını kimdir diye merak edip araştıranınız var mıdır acaba? Her sayımızda bir ünlü kadına yer verdiğimiz bölümümüzün bu sayıdaki misafiri; ilk Türk Kadın Roman yazarı, filozof, çevirmen ve aynı zamanda hakkında ilk monografi yazılan edebiyatçımız olan Fatma Aliye… Fatma Aliye Hanım, ilk Osmanlı kadın feministlerden Emine Semiye’nin ablası, tiyatro ve sinema oyuncusu Suna Selen’in de anneannesidir. Fatma Aliye, 22 Ekim 1862’de İstanbul’da doğmuştu. Babası devlet adamı, hukukçu, tarihçi ve yazar Ahmet Cevdet Paşa, annesi Adviye Rabia Hanım’dır. Değerli bir devlet adamı idareci, tarihçi ve yazar olan babası…

Read More

Kocaman kararmış hasır sepetlerle Ankara’da evimize yemesine doyum olmayan çilekler gelirdi. Karadeniz Ereğlisi ile tanışmamız bu çileklerle olmuştu. Babam 11 Mayıs 1960’te resmen kurulan 15 Mayıs 1965’te işletmeye açılan Ereğli Demir Çelik Fabrikasında 8 Ekim 1962’den itibaren Endüstri Münasebetleri Umum Müdür Muavini olarak 5,750.- (1,421$ o yıllarda ortalama ABD üniversite mezunları ayda 775$ kazanıyor) maaşla göreve başlamıştı. Kısaca biz hep Erdemir demiştik ve bizim evde bu fabrika Karadeniz Ereğlisi ile özdeşleşmişti. Haddeleri sembolize eden iki kırmızı daire arasına siyah yazılmış Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları logosu da beynime damgalanmıştı. İlk Ereğli’ye ne zaman gitmiştim tam anımsamıyorum ama Düzce’den sonra…

Read More

Birgül Ulutaş – Dr. Öğr. Üyesi BEÜ Ereğli Eğitim Fakültesi Küreselleşen bir çağda yaşıyoruz ve bu çağın ayırt edici özelliklerinden biri de teknolojik olanakların giderek yaygınlaşması. Bizler bu hızlı değişime ve yeni teknolojik olanaklara uyum sağlayabilmek için önemli bir çaba harcamak zorunda olduğumuzu hissederken; yeni kuşak gençlerin ve çocukların teknolojik gelişmelere çok daha kolayca uyum sağlayabildiklerini görebiliyoruz. Genç nesillerin bu adaptasyon yeteneği, anne babaları zaman zaman gururlandırmakta ama çoğunlukla da kaygılandırmaktadır. Değişen dünyanın vazgeçilmez bir koşulu olan teknolojik olanaklardan çocuklarımızı uzak tutmak, bazen onları korumak için gerekliymiş gibi görünse de, onları yeni çağın gelişimlerinden uzak tutmak, rekabetçi ve yarışçı…

Read More

Özge Kayhan Özen – Diyetisyen Vejetaryenlik nedir? Vejetaryenlik, bitkisel kaynaklı besinlerin ağırlıklı olarak tüketilmesini içeren bir beslenme tarzıdır. Vejetaryen ise; bitkisel besinleri tüketen, hayvansal besinleri (kırmızı et, tavuk, balık, süt ve sütten yapılan ürünler, yumurta gibi) sınırlı miktarda veya hiç tüketmeyen kişilere verilen isimdir. Batı ülkelerinde son yıllarda hayvan haklarına saygı, hayvanların dünyanın ısınmasına katkı yaptığı gibi gerekçelerle vejetaryenliği benimseyenlerin sayısı artmaktadır. Vejetaryenliğin seçilme nedenleri nelerdir? Vejetaryen beslenme tarzının birçok nedenden dolayı tercih edildiği bilinmektedir. Vejetaryen beslenme, temelde ekonomik olgularla ortaya çıkmıştır. Bu olgulardan biri, belirli miktar arazide bitkisel ürün yetiştirmenin, hayvan yetiştirmeye oranla daha çok sayıda insanın kısa…

Read More

Savaş Kurt – Psikolog Daha önceki yazımda çocuklarımızın hem istismara uğramaması için hem de ilerleyen yaşlarda bir istismarcıya dönüşmemesi için yapabileceğimiz şeylerle ilgili bilgilendirici yazılar yazmak istediğimi belirtmiştim. Ruhsal ve bedensel anlamda sağlıklı bir çocuk yetiştirmek için çocuğun kendisine odaklanmak yanlış bir stratejidir. Eğer iyi bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız öncelikle kendi ruhsal çatışmalarınıza, çocukluk travmalarınıza ve psikolojik eksikliklerinize odaklanmanız gerekiyor. Çocukluğunun kötü geçtiğini söyleyen danışanlarımın çoğunluğu anne ve babalarının öfke problemlerinin olduğunu ve öfkelerini çocuklarından çıkaran ebeveynlere sahip olduklarını söylüyorlar. Bu sebeple ben de ilk olarak öfke yönetimi ile ilgili önerilerde bulunmak istiyorum. Öfke sanılanın aksine sağlıklı bir duygudur. Size…

Read More